Dünya basın meslek örgütleri özgürlükleri daha da geliştirmenin yollarını ararken, Türkiye’de medya; Basın özgürlüğü gününü buruk bir şekilde kutlamaktadır.

Türkiye;Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 149’uncu sıradadır.

Hukuk devleti ilkesinin zedelendiği,

İktidarın havuz medyası hastalığına tutulduğu,

Medya faaliyetlerinin siyaset-işveren ilişkilerine dayandığı,

İktidarın mahkeme kararı olmadan internet sitelerini kapatabildiği,

Medyada yandaş-candaş ayrımına ve her türlü kutuplaşmaya gidildiği,  

Özgürlüklerin tırpanlandığı bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışıldığı,

Kurulan baskıyla halkın hangi haberi nasıl öğreneceğine karar verildiği,

Medya mensuplarının iş güvenliği ve sendikal haklardan yoksun bırakıldığı,

Hedef alınan gazetecilerin, sansür ve otosansürün gölgesinde çalışmaya zorlandığı,

Akreditasyon ve sair adlar altında sansür uygulamalarının yaygınlaşarak devam ettiği,

Halka sadece gerçeği iletmeye çalışan gazetecilerin ise işsiz bırakıldığı, sözlü ve fiziksel saldırıya uğradığı, iktidar ve siyasetçiler tarafından hedef gösterildiği,

Medya mensuplarına yönelik uygulamalarla Basın Özgürlüğünün anlamının yitirilmeye çalışıldığı,

İşsiz kalan basın emekçilerinin, açılan davaların, yüklü para cezalarının, yasakların halkın doğru bilgi almasını önlediği,

bir ülkede, özgür basından söz edilemeyeceği açıktır.

 

Çıkara göre gazeteciliğin yapıldığı,

Muhbirlikle muhabirliğin içiçe geçtiği,

İdeolojiye göre gazeteciliğin yürütüldüğü,

Gerçek haberle saptırılmış haberin karıştığı,

Din’e, mezhep’e göre gazeteciliğin sürdürüldüğü,

Patronun çıkarına göre haberlerin şekillendirildiği,

Küresel ve bölgesel oyunlarda gazetecilerin örtülü ajan olarak kullanıldığı,

Dürüst, namuslu, ahlaklı, mesleğin tarafsız yansız temel özelliğini hertürlü olumsuzluklara rağmen yürüten gazetecilerin onur savaşı verdiği bu süreçte; aydınlara, siyasetçilere, iş adamlarına büyük görev düşmektedir.  

 

Haberin sakıncalı, gazetecinin terörist olarak tanımlandığı, halkın haber alma hakkının yayın yasaklarıyla engellendiği bir Türkiye, çağdaş dünya’dan kopmaktadır.

 

Gazetecilikte; insani duygular, dini duygular, ideolojik duygular ikinci planda olmak zorundadır.

 

Yanıltıcı yönlendirici haberler birçok yıkıma yol açabilir.

İfade özgürlüğü ve Haber Alma Özgürlüğü en değerli haklardır.

Özgür medya; toplumsal kalkınmışlığın gelişmişliğinde göstergesidir.

Özgür basın olmadan demokrasi, hukuk devleti olmaz.

3 Mayıs 2015 dünya basın özgürlüğü gününü kutlarım.