Vesayet; seçimle başa gelmiş iktidarların arkasında aslında farklı güçler olup bu güçler tarafından iktidarın yani ülkenin yöneltilmesi sistemidir. Bu tanımdaki güç odakları ordu, bir etnik grup, ya da bir toplumsal sınıf olabilir.

Bir başka ifade edilişi; devlet kurumlarının kendi üstlerindeki iradenin/askeriyenin (askeri vesayet) buyruğu yönünde uygulamalarda bulunması.  Halkın, idare etme hakkını, seçtiği temsilciler aracılığında kullandığı demokrasi ile yönetilen ülkemizde halkın beklentileri, siyasi karar ve uygulamalara yeterince yansımamakta ve halk bu durumdan asla memnun olmamakta.  

Bilhassa 12 Eylül askeri darbesinden sonra oluşturulan anayasal düzen ve kurumlar iktidarı; tepkisiz, fikirsiz, eylemsiz tek tip insan modelini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.

12 Eylül askeri darbesi sonrası; ölümü gösterip kansere razı edercesine, çok sinsi bir biçimde Türk milletinin var olabilme ve ayakta kalabilmesinin gerçek temelleri yok edildi. Fikirler öldürüldü, fikir üretme ortamı tahrip edildi.

 

12 Eylül Kenan Evren darbesinde İDEMİR’de çalışıyordum. Otomasyon Ünitesi müdürü Ferhan hanımdı. İhtilal sonrası biz mühendisler ile toplantı yaptı. Feridun isimli Elektrik Mühendisi Demir Çelik adına Amerika’da okumuş ve mecburi hizmeti karşılığı bizim müdürlükte çalışıyordu. Ferhan hanım toplantıda işçilerden sakallı, takkeli, şalvarlı olanların uyarılıp bu durumlarını terk etmeleri gerekir dedi. Ve bizim ünitede yok. Ancak Feridun mühendise hitaben sende Ahmet sakallıydı ona söylersin dedi. Feridun’da ben sakalını kes demem dedi. Müdüre hanım neden dedi. O da, niçin kesmesini isteyeyim; yakışmazsa kes denebilir, onun dışında neden kes derim ki dedi. Adam Amerika’da tahsil yapmıştı. Ferhan hanım anladı ve yukarıdan emir böyle deyince o zaman başka, kesmesini söylerim dedi.

 

Ben de bu olayı hatırlayarak Ankara BBB’nı Mansur Yavaşın kılık kıyafet uygulamasını ele almak istedim. Ve Kenan Evren’in Kılık Kıyafet Yönetmeliğine dayatarak uygulamaya koyması çok manidar ve çirkin.

 

Bu konuda basında çıkan haberler şöyle:
CHP’nin Ankara BBB Mansur Yavaş, belediyede kılık kıyafet dayatmasına başladı. Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı yayınladığı genelge ile çalışanların sakal bırakmasını yasakladı ve kravat takma zorunluluğu getirdi. Genelgede 12 Eylül Kenan Evren darbesinden sonra 25 Ekim 1982 tarihli 1789 sayılı Resmi gazete’de yayınlanan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliği”ne atıfta bulunuldu. Çalışanlar ‘657 sayılı kanun ve 4857 sayılı yasaya istinaden işlem yapılacak’ denilerek tehdit edildi.

 

Tabi bu arada basında çıkan haber ve itirazları incelediğinde ilginç ifadelere rastlıyorsunuz. Bu duruma iki köşe yazarından alıntı ile devam edelim.

 

1)”Bırak kıldan, tüyden işleri Mansur başkan” ara başlıkta A. H. Şöyle yazdı:
“Mansur Yavaş, Ankara’da belediye personeline sakal yasağı getirmiş.
Buradan kendisine bütün iyi niyetimle sesleniyorum;
Mansur Başkan!
Dürüstlüğün, işini düzgün yapmanın, özverili çalışmanın, uyumlu olmanın, görevini severek ve benimseyerek yerine getirmenin, disiplin, kurallara uygun davranmanın, çözüm odaklı olmanın…

Kılla, tüyle, sakalla, bıyıkla, kravatla, gömlekle zerre kadar alakası yoktur.
Bırak şu kıldan, tüyden işleri!

Ben de diyorum ki; Yavaş Başkan, Yavaş Yavaş verdiğin sözleri/projeleri düşün ve uygulamaya başla. Özellikle söz verip yerine getiremeyeceğin (Kanun çıkararak yapılacak; EYT için çözümün vardı) projelerini düşün. Fiziğe değil kimyaya bak.

 

2) Bir başka köşe yazarından kısa bir alıntıyla bu konuyu tamamlayalım:
“Etek tıraşını nasıl yapsınlar ey muhterem bürokrasi?
Hepten mi ‘cillop gibi’ olmalı yoksa bir miktar uzatılabilir mi?
Şekilli olursa caiz midir?
Bazı delişmen kadınlar sevgililerini etkilemek için ‘kalp şeklinde’ falan kestiriyorlar, uygun mudur?
Kenan Evren’in, ölümüne ‘çok güzel kadındı, yazık oldu’ diyerek üzüldüğü Dalida nasıldı acaba?” diye yazdı E. A.
Sayın başkan; saçla, sakalla, takke ile, şalvarla uğraşma Yavaş Yavaş belediyenin işlerine bakmanızı isteriz.
Hoş kalın. Ağustos 2019, Ankara. İsmet Kadıoğlu