Hayatımızı değerli kılan bazı kıstaslar vardır. Birincisi belirlediğimiz hedef doğrultusunda yılmadan çalışmak, asla pes etmemek. İkincisi kendimizi geliştirmek için çalışmak. Üçüncüsü de nitelikli, bize hayatımıza rehber olacak insanlarla iletişim halinde olmak. Hayatta hiçbir insan ulaşılamaz değildir. Bunu yaşadığım tecrübelere dayanarak söylüyorum. Yıllar içinde çok değerli insanlarla tanıştım. Onların bilgi, görgü ve tecrübelerinden mutlaka istifade etmek için çabaladım. Bazen rüyamda devlet adamlarını görürüm, bir süre sonra gerçekten o insanla tanışma fırsatım olur. Sanatçılar, yazarlar, akademisyenler, bilim adamları topluma ve dünyaya insanlığa faydalı olmuş aklınıza gelen herkes. O insanlarla mutlaka tanışıp iletişimimi koparmam. Ruhsallıklarından etkilenmeye çalışırım. Böyle değerli insanlarla kurduğum iletişim sonucu hayatımda değişmeler olduğunu fark ettim.  Ben tembelliği asla sevmem boş zamanlarım hayatımın planlarını düşünmekle geçer ya da kitap okurum. Makale okurum. Tembelliğin yoruculuğundansa çalışmanın coşkusunu tercih ederim. Hep çok çalışan insanlarla tanışarak onlardan etkilenmeye çalışırım. Hayatınızı size verilen Yirmi dört saati nasıl değerlendirirsiniz. Zamanı siz yönetemezsiniz çünkü geriye alamadığımız zamanı nasıl yönetebiliriz. O zaman kendimizi zamana göre ayarlayarak vaktimizi değerlendirebiliriz. Her saniyenizi zamanınızı planlayın.  Mesela bir günlük program yapın ve ona sıkı sıkıya bağlı olarak yaşayın hangi saat ne iş yapacağınızı planlayın. İşte topluma yön veren insanlar zamanı nasıl değerlendireceğini bilen insanlar. Boş vakitlerini faydalı uğraşlarla değerlendiren insanlar. Bunun için onlarla tanışarak etkilemeye çalışırım. Kendinizi geliştirmek için çalışın. Daha önceki yazımda hayatın mücadele olduğundan bahsetmiştim. Savaşta kazanan taraf inancını ve azmini kaybetmeden mücadele eden tarafdır. Hayat meydanında hepimiz bir şeylerin savaşını veririz. Hastalıkla mücadele etmekle. Kanseri yenen hastanın en güçlü ilacı moraldir. Hastalıların tüm sebebi aslında ruhsal bozuklardır. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımıza göre sağlıklı birey ‘’Bedenen ve ruhen tam bir iyilik halinde olan insandır.’’ O zaman bizi üzen şeylerden kendimizi korumalıyız. Moralimizi yüksek tutmalıyız. Başaracağımıza inanarak hedefe ulaşmak için çaba göstermeliyiz. Kendimizi geliştirmek için çalışmalıyız. İnsan çocukken meraklıdır. Her şeyi merak eder. Doğduğumuzda muhteşem bir müzik kulağıyla doğarız. Hayat bize zamanla bunları kaybettirir. Ama hayatın bunları kaybettirmediği insanlar da vardır. Her alanda, her branşta bilgi sahibi olmalıyız. Kendimizi yetiştirmeliyiz. Başkasının bize ideal kazandırmasını beklersek sonsuza kadar bekleriz. Başarıyı inşa etmek için ilk atılım bizden gelmeli.