Evet bu kalkışma, Türk Milletine ve onun şu an liderliğini yapan Cumhur’un Başkanı Recep Tayip Erdoğan’a karşı yapıldı. Ama hızlı kararları, yiğitliği, korkusuzluğu, kefenini sırtına almışlığı ile, halkın yanında olmasının verdiği güçle, tankın namlusunu eliyle havaya doğrulttu ve tank mermileri havalara boşa sıktı ve durdurdu.

Çok acemice, plansız, lidersiz yapılan yanlış hesap; Allah’ın hesabıyla Bağdat’tan döndü, kalkışma durduruldu. Bu kalkışmayı en azından ilk planda herkes kınadı, birlik oldu, karşısında oldu. Birlik, dirlik, beraberlik, bu durumun gösterimi de sokaklara yansıdı ve çapulcular durduruldu.

CNN’e açıklama yapan Erdoğan; bu olayın emir komuta zinciri içinde olmadığını, ve kendisinin Başkomutan olduğunu, hemen İstanbul’a geleceğini, halkın Türk Bayrağını alarak meydanlara inmesini söylemesi, kalkışmanın durdurulmasının bana göre en önemli sebeplerindendir. Tabi bunu en kısa zamanda Devlet Bahçeli’nin, hükümetin yanındayız açıklaması desteklemiştir. Milletimizin geleceği, milli konular, Bahçeli için her zaman önemli olmuştur. İyi ki varsın Bahçeli.

Kalkışma oldu mu? Oldu. Ama bazı şaşkınların özellikle sosyal medyada halkı kandırmaya ya da yanlış algı oluşturmaya çalıştıklarını görüyoruz.  Ve bu konuda zavallı ve ihtilal yanlısı olduğunu ifade edemeyen zavallılar olduğunu görüyorum. Bu konuda bu insanların var olduğunu göstermek adına paylaştığım bazı bilgileri sizler ile de paylaşmak istiyorum. Benim kendi düşüncem belli; bu bir kalkışma ama acemice.

Bakın bu konuda sosyal medyadan aldığım bir yakınımın düşüncesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bütün planlarınız muazzam idi.  Evet.. Genelkurmay Başkanı’nı tutuklayacaksınız, Cumhurbaşkanı’nın kaldığı oteli bombalayacaksınız, tankları sokağa çıkarıp jetleri havalandıracaksınız…  Ama ayağında terlikle koşan Hatice teyzeyi, elinde sopayla tankın üstüne yürüyen Fatma ablayı hesap edemediniz. Arkadaşlarına "ölmeye gidiyorum" diye mesaj atıp köprüye koşan genç Yasin’i hesap edemediniz. Darbeciler hava kuvvetlerindense havadan saldırırlar diye Emniyet binasının çatısına uçaksavar koyduran Emniyet Müdürünü hesap edemediniz. Bakkalının sebze tezgahlarından tanklara barikat yapan Hüseyin amcayı hesap edemediniz. Hayatında sokağa sigara izmariti atmak kadar dahi kanunsuzluk yapmamışken, dün gece elinde baltayla sokağa çıkan emekli memur Asım abiyi hesap edemediniz. Askeri garnizonların kapısını, belediyesinin iş makineleriyle kapatan belediye başkanlarını hesap edemediniz.
Yoksa planınız muazzamdı evet...
Trabzon’da, Adana`da, Erzurum’da bir saat içinde sokağa inen onbinleri, Diyarbakır’da, Van’da, Batman’da, Urfa’da alanları işgal ederek devletine sahip çıkan Kürtleri hesap edemediniz. Yoksa planınız mükemmeldi, evet.... Ama ama,
darbe saatlerinde kaldığı otel, gittiği havalimanları bombalanırken dahi, Ankara, İstanbul koşturup duran, bağıra çağıra alayına kafa tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zapt edilemez deliliğini, artik bizim bile tarif edemediğimiz yiğitliğini hesap edemediniz.
Ve en önemlisi de sizin hesabınız bir planınız olduğu gibi Allah(cc)’ nin de bir hesabı bir planı olduğunu hesap edemediniz.... Sizi gidi satılmış, vatan haini, köpekler sizi....” diyor kardeşimiz.

Bakın sosyal medyada vatandaşın biri (Ben bu kişinin bizim vatandaşımız olduğunu kabul etmiyorum) ne diyor bir bakalım. Buna bir cevap veren ünlü bir kişinin (ismini vermiyorum, onun ismini kullanmış bir kişi olabilir düşüncesiyle ama bende ismi saklı kalmak kaydıyla) verdiği cevaba da bir bakalım.

“Ben bunun gerçek darbe girişimi olduğuna inanmıyorum. Hepsi bir tiyatroydu, oyunlarını oynadılar, halkta yedi. Yapmayın Allah aşkına; iki tank iki uçakla darbeye mi kalkılır, bu kadar salak mı bu komutanlar? Olan askere oldu. Bir askerin başını kesmişler(Yalan haber, 2006 yılındaki bir kazada ölen askerin cesedi görüntülenmekte) yazık. Askerin düşürüldüğü duruma üzülüyorum.” Diyor kendini akıllı sanan zat.

İsmi saklı ünlü kişinin bu kişiye cevabına bakalım: “Değerli TC  …  Nzr Hanım; sizin gibi algılayan ve düşünen birçok kişi olduğunu hayretle görüyorum. Ben 27 Mayıs 1960, 20 Mayıs 1963 ve 12 Eylül 1980 darbelerini görmüş biriyim. Bu deneyimlerimi ve şimdiye kadar edindiğim bilgileri kullanarak algılıyor, düşünüyor ve yazıyorum.
Benden farklı düşünmek doğal hakkınız, saygım var. Ama izin verin söylemeden edemeyeceğim, siz ve sizin gibi düşünenlere yoğun bir şizofreni eğilimi görüyorum.
1- “Ancak benim tuttuğum parti iktidara gelirse, ben o zaman demokrasiyi desteklerim” anlayışı, olgun, dürüst ve adil bir insan tavrı değil.
2-  “Bir insan benden farklı düşünüyorsa ya cahil, ya akıl kıttır, ya da kötü niyetlidir” anlayışı da bana dürüst bir insanın tavrı olarak gözükmüyor.
Benden farklı düşünmeniz en doğal hakkınız. Ama lütfen, aklıma, değerime, özüme saygılı olun.
Saygımla, gönlünüzce bir yaşam diliyorum.” Diye cevap veriyor ünlü kişi.

Doğru olmayan insanın insanı öldürmesi. Buna karşıyız. 161 kişi öldü. Silahla tarandı. Bomba yağdırıldı. Ve bir kişiye değil, tüm Türkiye'ye. Bu vatan topraklarında yaşayan herkese. Milleti temsil eden meclis bombalandı. Bombayla öldürme vahşice olmuyor mu?. Ve olmayan bir vakayı olmuş gibi gösterip, kalkışmayı haklı mı göstermek istiyorsunuz. Erler masum iseler ve kandırılmış iseler, tankların önünde direnen halka neden silah sıktılar, neden teslim olmadılar. Bize tatbikat var dediler kandırıldık deyip neden halkın yanında olmadılar. Harekatı başlattıkları noktalarda, kendilerinden olmayanları evlerine gönderip, kendi adamlarını, önceden tespit ettikleri erleri tanklarda görevlendirmişler. Hiçbir ihtilalda, halkın kendi silahı ile uçağı ile halkın üzerine yaylım ateşi açıp sivil insanlar öldürülmemiştir.

Tomanın önüne suya karşı duran çapulcuyu kahraman sayanlar, tankın önünde devletini savunup” Şehit” olanlara tiyatro yapıyor diyorsunuz. Buna hainlik denir. Hainsiniz…

Bazı hainlerin darbe girişimine karşı aldığı tavır bizi üzen. Vatandaş evinden çıkmamalıymış. O zaman darbe başarılı olurdu. Devletin idarecileri tutuklanırdı. Geçmiş ihtilallarda vatandaş sokağa çıkmadı, kuzu kuzu evinde oturdu. Darbeciler de devletin meşru idarecilerini tutukladı. Hatta idam etti. 27 mayıs darbesinde Taksim’de 100 kişi toplansaydı Menderes ve arkadaşları idam edilmeyecekti diyen darbeci asker biliyoruz. Bu kez milyonlarca insan meydanlarda toplandı ve hareketin adı darbe değil “kalkışma” olarak kaldı.

Allah’ım Türk Milleti’ne bir daha İstiklal Marşı yazdırtma.  Ama  İstiklal Savaşı’ndan 95 yıl sonra milletin meydanlara inmesiyle, bir istiklal destanı yazılmıştır. Bir daha olmasın. Dua…
Hoş kalın. Temmuz 2016. Anamur. İsmet Kadıoğlu.