Anayasa; devletin kuruluşunu, örgütlenişini, kişilerin devletle ilişkilerini düzenleyen temel yasa.
Anayasalar, devlet tüzel kişiliğinin kuruluşunu, organlarını, işleyişini, yurttaşların temel hak ve hürriyetlerini düzenleyen hukuki metinlerdir.
Anayasa, diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiç bir yetki kullanımı, kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz.

Kayyım kelimesinin sözlük anlamı: "Belli bir malın yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse" demektir.
Bir başka ifade edilişiyle kayyum, yasalarla belirlenen bazı durumlarda, başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimsedir.

Kelimenin yazılışı, Kayyım mı yoksa Kayyum mu? Sanırım sözlükte kayyım. Ancak yine kayıtlarda, “halk ağzından kayyum” olduğu yazılıyor. Onun için iki farklı tanımdan birinde kayyım, diğerinde de kayyum yazarak tanımı verdim.

19 Mayıs’ta Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanları görevden alındı ve yerlerine il valileri kayyım olarak atandı. O gündür bu gündür bu konu gazetelerde haber, köşe yazarlarında konu, televizyon tartışmalarında uzun uzun konuşulur tartışılır oldu. Ben de bu konuyu inceledim, yazılan ve konuşulanları takip edip not ettim. Notlarımı sizlerle paylaşmak istedim.

Anayasa’ya uygun olmayan uygulamalarda bulunan belediye başkanın yerine kayyım atama yetkisi İçişleri Bakanına aittir. Ve bu üç ilde İçişleri Bakanı gerekçesini açıklayarak il valilerini belediye başkanlığına kayyım olarak atamıştır.

İçişleri Bakanı, bu üç ildeki kayyım atamaları ile ilgili şu açıklamada bulundu:
"PKK ve uzantılarının, bazı belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânlarını illegal amaçlar için kullanmışlardır." Ve açıklamasının devamında, "Bakanlığımızca terör örgütleri ile iltisak-irtibatı olan, terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunan belediye başkanları Anayasanın
127’nci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 47’nci maddesine istinaden görevden uzaklaştırılmış, yerlerine Belediye Kanununun 45'inci maddesi uyarınca belediye başkan vekilleri görevlendirilmiştir" denildi.

Açıklamada, adli makamlarca bu üç başkanın genel olarak haklarında “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme", "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Terör Örgütü Propagandası Yapmak, Suçu ve Suçluyu Övmek", “Silahlı Terör Örgütüne İsteyerek Yardım Etmek, Görevi Kötüye Kullanma”, “Suçu ve Suçluyu Övme”. Gibi kovuşturmaları bulunmaktadır.

Bu açıklamayı biraz daha somut hale getirirsek şu durumlarla karşılaşıyoruz:
Atatürk’ün resmini ve Türk bayrağının indirilmesi (Ahmet Türk kendisi kaldırıyor). Ve bunu muhalefet gidip ziyaret ediyor. Üstelik Atatürk’ün partisi iddiası olan parti. Şehit ailelerinin işten çıkarılması, terörist cenazelerine katılması, terörist suçlusu kişilere belediyede görev verilmesi, Kandil’in görevlendirdiği kişileri eş belediye başkanı olarak görevlendirilmesi. Kandil’e yardım eden ve Kandil’den talimat alan belediye başkanı..
Çatışmada ölen terörist cenazesi için belediye meclisinde saygı duruşunda bulunulması.
“Terör örgütleriyle iltisak-irtibatı olduğu", "terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunduğu" gibi…

Ayrıca açıklamada üç belediye başkanının, "haklarındaki adli/idari soruşturma/kovuşturmaların selameti için" Anayasa'nın 127. maddesiyle 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 47. maddesi uyarınca geçici bir tedbir olarak görevlerinden uzaklaştırıldıkları kaydedildi.

Suç şüphesiyle kayyum tayini yapılabiliyor. Yasalarda belirtilen belirli suçları işlemekte olduğu konusunda kuvvetli şüphe bulunan yöneticinin kovuşturma sürecinde kayyım atanabilir. Silahlı örgütten talimat alıp ona destek vermek. Böylece yasalara aykırı davranış içinde bulunmak soruşturma sebebidir. Soruşturma sürecinde yetkili görevden alınıp onun görevini yerine getirecek dışarıdan biri görevlendirilebilir. Bu da kayyım atamadır. Diyarbakır, Mardin ve Van da bu gerçekleştirilmiştir.

Kayyım kararı için çok şey söylenecek ama görünen öncelikle üç büyükşehir belediyesinin Kandil’in kontrolüne girdiği yönünde.

Bir yetkili, “Dağa adam göndermeye başladılar” dedi. Belediyenin görevi kandile adam göndermek değildir. Belediyeler HDP’nin yerelde iktidar alanı. Adamlarını yerleştiriyorlar, ihaleler yapıyorlar. Bunun anlaşılabilir tarafı var. Ama belediye ile terör ilişkisi kabul edilemez.

Seçimle gelmiş kişi seçimle gitmeli. Doğru.. Ama görevini yaparken yasalara uygun şekilde yerine getirmelidir. Seçilmişin kanunları tanımaması gibi bir hakkı mı var ki? Beni halk seçti istediğimi yaparım.. Böyle bir ülke, böyle bir dünya yok. Seçilmişlerin terör ve şiddetle işi olamaz.  
Hoş kalın. Eylül 2019, Anamur. İsmet Kadıoğlu.