Okulda uygulanan not korkusunun zararla nelerdir? İşten atarım baskısının kötü yanları nelerdir? Vazgeçilmez olmak ne işe yarar ? Fark yaratmanın verdiği mutluluk nasıldır? Değiştirile bilirlik korkusu ve etkileri nelerdir?

 

 

                Vazgeçilmez olmak

                Kuşkusuz bir konuda fiziki ya dazihinsel yeterliliğiniz olabilir. Mesela halter kaldırmak için güçlü kollara sahip olabilir siniz, uzun atlama yapacak bacaklara… Fakat olimpiyat şampiyonu olmak için bunlar yetmez. Hangi özelliklerinizin olduğu önemsiz, ne yaptığınız önemlidir.

                İş dünyasında da bu böyledir. İyi bir okul bitirmeniz, çeşitli programlar, yabancı diller, diksiyon bilmeniz önemlidir. Vazgeçilmez olmak için bunlar tümüyle yetersizdir. Önemli olan neyi nasıl yapacağınızdır. Yaratacağınız farkı kendiniz belirlersiniz. Sıradan olmak ya da vazgeçilmez olmak,  ne kadar harekete geçtiğinizle bağımlıdır.

                Amerika Basketbol ligine ilgisi olan her insan boyu çok kısa olan Boykins adında ki basketbol cambazını duymuştur. Kısacık boyuna rağmen 2.20 metre boyunda ki oyuncuların dahi tutunamadığı ligde yıllarca oynamıştır. Boykins kısa boyunu dikkate alıp hiç denememiş olsaydı bugün ne yaptığını bilmeyecektık. Vazgeçilmez olmak için bazı özelliklerin olması gerekirken çoğu zaman yaratacağınız fark önemlidir.

 

                Fark Yaratmaya Okulların Etkisi

                Okullar genelde fark yaratan insanları sevmez. Okullar kendi başarı kriterlerine uyacak öğrenciler ister. Sorunsuz, çokçalışan, itaat eden öğrenciler… Büyük okullarda okuduysanız iş bulmanız kolaydır. Fakat sıradan okullarda okumak baş ağrıtır. Sürekli iyi ve kötü arasında yapılan tercihlerin arasında kalırsınız. İş başvurusunda X kolejinde okumuş biri varsa ortalama Y kolejinde okumuş olmanız sizi baltalar.

                Her şey bu şekilde gelişmeyecektir. Boykins örneğinde ki gibi fark yaratan kazanacaktır. Fark yaratabilmek için cesur olmak gereklidir. Düşmekten korkmazsanız koşmaya devam edersiniz.

Bütün iyi şeyler cesur ve fark yaratmak isteyen insanlarındır. Cesaretini toplamadan bahaneler uydurmaya başlayanlar fark yaratamazlar. Cesurhareketlerimizi engellemek için türlü bahaneler uydururuz;

Basketbol oynayamam boyum çok kısa

X firmasında lider olamam çünkü kötü bir okul bitirdim

Gibi bahaneler üreterek kendimizi baltalarız. Önemli olan göstereceğimiz çabadır.

 

                Vazgeçilmez Olmak Eşittir Değiştirilebilir olmamak

                Vazgeçilmek olan insanların genel özellikleri vardır. Kimse onlara ne yapacaklarını söylemez. Bulundukları durumdan kendileri rahatsız olurlar. Kendilerini bir dişlinin işleyen parçaları gibi görmezler. Amaçları her zaman kalitedir. Kaliteli olmak için daha çok çalışmaları gerektiğini kendileri bilirler. Birileri kabuğunda saklanmaya devam ederken onlar riske girerler. Nerede doğduklarını, hangi şartlarda yaşadıklarını, hangi okulu bitirdiklerini önemsemezler… Ne yapmaları gerektiğini düşünmeye çalışırlar

                Ve bu insanlar değiştirilebilir olmadıklarını anladıklarında mutlu olmaya başlarlar. Bir sistemin sıradan dişlisi olmadığını bilmek mutluluk verir. Bunun sonucu olarak daha da iyisini yapmaya çalışırlar. Hata yapmaktan korkmazlar. Hatayapmaktan korkan insanları rahatlatmak için iş çevresinde bilinen bir cümleyi söylemek gerekirse; (Daha önce çalıştığım bir işyerinde üstüm Vadi Sağdıç. ‘Hata yapmayan insan iş yapmayan insandır’ demesi hata yapmanın, fark yaratırken olması gereken basit bir olgu olduğunun göstergesidir.)

 

                Fark Yaratmayı Engelleyen Korku Eğitimi

                Okul sıralarında haylazlık yaptığımızda, öğretmenimizin not defterini çıkartarak ‘akıllı durmayana sıfır veririm’ gibi cümlelerine tanık olmuşuzdur. Not sistemiyle yapılan bu tehdit hata yapma korkusu aşılamaktan başka bir davranış değildir. İtaate ve hata yapmamaya zorlanmamız okul sıralarında başlaması büyük kayıp.

                Hata yapmamak ve itaat etmemiz için gördüğümüz baskılar ileride fark yaratmamamızı engelliyor. Çoğumuz farkında olmadan fark yaratmamamızın nedeninin bu gibi şeyler olduğunu unutuyoruz. Bu durum iş yerinde de karşımıza hep çıkmıştır. Hata yaparsan kovulursun klişesi hep kaybettirmiştir. Bu klişe mutluluğumuzu, rahatlığımızı ve farkındalığımızı hep baltalamıştır.

 

                Artık bazı şeylerin farkına varılması gerekmektedir. Eğitimde nota dayalı, sadece itaat için korku aşılanmamalı. İş yerlerinde işten atarım baskısı bırakılmalı yerine daha olumlu bir tutum geliştirilmelidir. Herkes sadece işini yapmaya çalışırsa kim değer katacak. Bu ince çizgi tüm sistemin ve toplumun sağlığı için iyi ayarlanmalı

İdris Karataş Kişisel Bloğu Tıklayın