Mehmet Necati GÜNGÖR

Alnındaki secde iziyle Hakka yürüdü.
1 Nisan’da.
Şaka yapar gibi.
O’nun gibi huşu içinde ibadet eden bir insan görmedim.
Diyanet işleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, onun namaz kılışlarını teravih namazına benzetirdi.
Çok uzun sürdüğü için.
Ciddi, aynı zamanda şakacı bir ağabeyimizdi.
Bir vakitler M Nuri Yılmaz’la birlikte kurduğumuz Ortak Değerler Derneği’ne gelir, bizimle hoş sohbetlerde bulunurdu. Şaka yapardı, takılırdı.
O bizim sadece bakanımız değil, ağabeyimizdi.
Bürokrasi hayatında onlarca değeri yetiştiren bir bürokrat.
Siyaset hayatında partili partisiz herkese hizmeti gaye edinmiş mükemmel bir adam.
Adam gibi adam!
Merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in en yakın ekibindendi.
O’nun arşivi, sırdaşı, bir bakıma bilgi hazinesiydi.
O’nun Demirel karşısındaki duruşu, saygının ne demek olduğunu anlatan çok özel bir fotoğraftı.
Artık, ikisi de yok.
Allah, ikisini de cennetinde ağırlasın inşallah.
Mecliste, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı görevini yürütürken ziyaretime geldiğinde, hiç unutamadığım bir uyarıda bulundu.
Oturduğum oymalı ahşap masa ile döner koltuk, meğer rahmetli İnönü’nün kullandığı masa ve sandalye imiş.
Bir masaya, bir sandalyeye baktı, sonra bana dönerek dedi ki:
“Oğlum Necati, kimin masasında oturduğunun farkında mısın?”
“Hayır” dedim.
“O oturduğun masa merhum Cumhurbaşkanımız İnönü’nün masası idi.”
“Bilmiyordum sayın bakanım, uyarınız için teşekkürler. Derhal ilgili birimi arayıp masa ve sandalyeyi Meclis’e iade edeceğim.”
Öyle yaptım.
İlgili birimi arayarak, “bana yanlışlıkla İnönü’nün masasını vermişsiniz. Bu masanın antika değeri var. Lütfen muhafaza ediniz.” dedim ve iade ettim.
Salı günü öğle namazından sonra Kocatepe camiinden ebedi istirahatgâhına uğurlayacağız.
Milletimize yaptığı hizmetler, adıyla birlikte unutulmayacak.
Allah rahmet eylesin.