Öfke ile atıp tutmak, bağırıp çağırmak dönemi başladı. 
Yani esip savuruyorlar. 
Hem de arkasından, yüzlerine karşı(!). 
Muhataplarının haberi bile yok, aldırdıkları dahi yok. 
Ama biz iç piyasada esip savuruyoruz ya, mühim olan bu. 
Türkiye aleyhinde alınan kararları bekleyip sonra esip savuruyorlar. 
Papa yaptığı dini toplantıda, Ermenilere karşı soykırım suçu işlendiğini 
ifade etti. 
Hem de, uydurma soykırım günü olarak adlandırılan güne bir kaç gün 
Yani zamanlama manidar. 
Avrupa Parlamentosu (AP) soykırımın tanınması gerektiği yolunda bir 
karar aldı. 
Hem de AİHM’nin soykırım yoktur diye karar aldığı ve Büyük Daire’nin 
bu yolda bir karar almasının beklendiği günlerde. 
Uluslararası yargıya zerre kadar saygıları olsa, böyle bir zamanda bu 
kararı almamaları gerekirdi. 
Bu kararı almalarının bir nedeni de, yakın zamanda açıklanacak olan 
AİHM kararına etki edebilmektir. 
Yani bu yönü itibariyle de zamanlama manidar. 
AP’nin aldığı kararın son bölümü ise çok ilginç: “T.C.Cumhurbaşkanı ve 
Başbakanını, Ermenilerin acılarını paylaştıkları yolundaki beyanlarından ötürü 
selamlıyorlar.” Aldıkları karara, bu açıklamaları bir nevi dayanak olarak 
gösteriyorlar. 
Peki bütün bunlara karşı bizim yapabildiğimiz nedir, söylenen şeyler 
nelerdir: 
-Karar yok hükmündedir (Nasıl yok hükmünde ise!) 
-Goy goyculuk yapıyorlar (Ne demekse!) 
-Bize vız gelir (Sanki, bize az gelir anlamında) 
-Yaptırımı yok (Daha nasıl yaptırımı olsun, gelip kafana mı vuracaklar?) 
Daha sonra yapılan tek eylem, Vatikan Büyükelçimizi geri çağırıyorlar, 
sonra ileri yollayacaklar. 
Yani bir ileri, bir geri, değişen bir şey yok.
Bu konuda, bir başka gurubun değerlendirmesi ve sarfettiği sözler ise çok 
dikkat çekici, çok manidar ve aynı ölçüde tehlikeli:
Malum bir partinin eş başkanı “Papanın açıklamasını ellerinin tersi ile 
itemezler. Ülkede diğer halklara (!) karşı yapılan baskılar da araştırılmalı ve bu 
yönü itibariyle de Türkiye Cumhuriyeti tarihiyle yüzleşmelidir.” Diyor.
Yani açılım adı altında yaratılmak istenen farklı dil, farklı millet, özerklik 
gibi suç teşkil edecek kapılara yol açılmak isteniyor.
Anlaşılıyor ve açık bir şekilde görülüyor ki; bütün bunlar ve yukarıda 
anlatılanların ve yapılanların hepsi, büyük bir planın parçaları.
Yaptırımı yok, diyorsanız;
Biz de sizi selamlıyoruz(!).