Yaptığı bir çalışmada Türkiye’de COVID-19 ve net döviz rezervi arasında uzun dönemde istatistiksel olarak anlamlı bir eşbütünleşme ilişkisinin varlığını saptadığını dile getiren Doç. Dr. Gülgün Çiğdem, “Bu çalışma ile net döviz rezervinin, kısa vadede vaka sayısı, kümülatif vaka sayısı ve enfeksiyon oranının nedeni olduğu ampirik olarak tespit edildi. Çalışmama göre; rezervlerdeki değişim ile pandemi arasında ilişki var” dedi.

İstanbul Gelişim Üniversitesi öğretim üyesi olan Doç. Dr. Gülgün Çiğdem, Journal of Business, Economics and Finance (JBEF)’de de yayınlanan çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Pandemi sürecinde, pandeminin yayılmasının önüne geçilmesi, vakaların tespit ve tedavi edilmesi, koruma amaçlı izolasyon ve sosyal mesafenin teşvik edilmesi sonucu ortaya çıkan kitlesel işsizlik ve iflasların önüne geçilebilmesi için “yeterli” kaynak bulunmaması, COVID-19 verilerindeki artışın bir nedeni olduğu çalışma ile ampirik olarak tespit edildi. Analiz sonuçlarına göre; net döviz rezervinin yüzde 1 artması, enfeksiyon oranını yüzde 719.9 azaltıyor. Bir başka deyişle; net döviz rezervindeki bir azalma, enfeksiyon oranında artışı beraberinde getiriyor”.

“Gerçekleştirelecek çalışmalar önemli”

Doç. Dr. Çiğdem, “Henüz kontrol altına alınamamış olan ve ikinci dalganın yaşanabileceği endişelerinin de taşındığı pandemiye ilişkin açıklanacak yeni veriler ve gerçekleştirilecek gelecek çalışmalar önemli olacaktır” ifadelerini kullandı