İşte Peker'in olay açıklaması;
"Kıymetli Dostlarım,

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bazı Milletvekilleri açıklama yaparak terör destekçisi sözde aydınların bildirisine vermiş olduğum tepkiyi eleştirerek, şahsım içinde mafya bozuntusu demişler. Kendi kendime şöyle dedim; DEVLET yetkililerine, Milletvekillerine, kısacası bütün herkese karşı (hainler hariç) saygılı davrandığım için galiba bunlar beni ezik filan zannettiler.

Sonrasında bir an için onlar mutlu olsun diye empati yaparak mafya olduğumu düşündüm. Hatta yaptığım empatiyi arttırarak mafya bozuntusu olduğumu da hissetmeye çalıştım. Size tüm samimiyetliliğimle söylüyorum ki kendimi yinede onlar kadar talihsiz hissetmedim.

ÜLKEMİZİN bölünmez bütünlüğünün üzerine ayrıcada egemenliğin millette ait olduğuna dair yemin edeceksiniz. Sonrasında ise baştan sona kadar VATANA ihanet içeren mandacı zihniyeti kabul eden bir bildiriyi savunacak ve o bildiriye karşı direnç gösteren DEVLET ve HÜKÜMET yetkililerine ayrıca da vatandaşlara hakaret edeceksiniz.

Hiçbir çıkış yolum olmasa ya mafya bozuntusu olacaksın ya da ettiğin yemine ihanet edip mandacılık görüşüne benzer bir fikriyatı savunup (yabancı devlet yetkililerinin inceleme yapması için ÜLKEMİZE davet edilmesi) birde utanmadan Milletvekili maaşı alacaksın deseler vallahi ben bu utançı taşıyamam. Ne yapalım mafya bozuntusu olmak daha iyidir derim.

Tam bunu düşünürken Cumhuriyet Halk Partisi genel sekreteri Gürsel Tekin Bey, Cumhuriyet Halk Partisi adına yazılan bildiriyi okuyor (Televizyonda seyrettim.). Yine aynı şekilde ihanet içerisinde ki sözde aydınları savunup bana mafyalık yakıştırması yapıyor. Kendi kendime düşünüp ne demek gerekir? Diye çok düşündüm. En sonunda yaşadıklarımı yazıp takdiri sizlere bırakmanın daha doğru olduğuna karar verdim.

Gürsel Bey'in Ulaş isminde çok beyefendi bir oğlu var. Ayrıca akrabası olan Yener isminde benim bir çocukluk arkadaşım var. Yener kardeşim beni arayarak Gürsel Bey'in selamını ileterek oğluyla tanıştırmak istediğini söyledi. Evime gelip bana şeref verdiler. Sohbetler ettik, kendilerinin isteği üzerine fotoğraflar çekildik.

Aradan zaman geçince Gürsel Bey ile Taksim Gümüşsuyu'ndaki CVK Bosphorus otelin lobisinde karşılaşıp selamlaştıktan sonra, karşılıklı hal hatır sorarak biraz sohbet ettik. Çok samimi, çok sıcak, çok dostane bir sohbetti (Otel güvenlik sistemlerinde bunlar zaten mevcuttur.).

Kıymetli Dostlarım, işte ben bu ikiyüzlülüğe dayanamıyorum. Bütün herkes gelip ziyaret ederek sohbet ediyor, bir sıkıntıları olduğunda da yardım istiyorlar. Sonrasında ise inandığım kutsal değerlerle ilgili herhangi bir konuyla ilgili sert bir şekilde tavrımı koyup duruşumu belli ettiğimde benim mafya olduğumu,kabadayı olduğumu ya da örgüt lideri olduğumu söylüyorlar. ALLAH aşkına adama sormazlar mı? Madem böyle düşünüyorsun da peki bu tip diyalogları bu insanla neden kuruyorsun?

Kıymetli Dostlarım, bence kötü olan bir insanın sevdikleri ve inandığı değerleri korumak için bazı dönemlerde şiddete başvurmuş olması değildir. Arkasında duramayacağı dostluklara başlaması zoru gördüğü ilk virajda da kıvırmasıdır, bence ilkesizlik olan.

Bazı dostlarım bana diyorlarki terör destekçisi sözde aydınlara karşı açıklaman çok sert olmadı mı? Bende onlara evet çok sert oldu ve bunu bilerek yaptım diyorum. Bir gün önce henüz annesinin karnındaki 5 aylık doğmamış ŞEHİT çocuğuna ev almanın onurunu yaşarken bu çocuğun doğacağı andan itibaren hiçbir zaman babasını göremeyeceğinin duygu karmaşasını yaşamanın nasıl bir şey oldugunu acaba bilirmisiniz? Diye de onlara soruyorum.

Kıymetli Dostlarım, ne deseydim? Bu olayları yapanları kınıyorum, protesto ediyorum mu deseydim? Eğer ki zaten bunlar işe yarasaydı 35 senedir bir işe yararlardı. MİLLETÇE durmadan protesto ettiğimizi söylemiyor muyuz? Ben bu sefer farkındalık yaratmak istedim. Onların devamlı olarak insanlarımıza yaşattıkları kan banyolarını hiç değilse bir kere sözlü olarak onlarda duysunlar istedim (Onların duymaya bile tahammül edemediklerini bizim MİLLETİMİZİN son 35 senedir her zaman yaşadığını bütün herkes görsün istedim.)."