Saygıdeğer Okuyucularımız ;


Tellal masalını bilirmisiniz bilmem ama, size o masala benzer bir şahsiyetin öyküsünü anlatacağım..

Ereğli - Konya da öyle bir tellalın görüntüsü var ki görülmeye değer..

Bunu merak edenlerin sadece EREĞLİ'YE uğraması, Ereğli halkından bu tellalın kim olduğunu sorması yeterli sanırım..

Ve öyle bir tellal ki akıllara ziyan..

Yürüdüğünde, kasıldıkça kasılıyor,,

Salındıkça salınıyor,,

Bildiğim bildik diyerek, tüm insanlara tepeden bakıyor..

Reklam şov yapmayı da çok seviyor garibim..

Söyledikleri yalanlarla, önce komşularını aldatıyor, sonra akrabasını, köylüsünü ve en son da EREĞLİ halkını aldatmayı yeğliyor.. Köylü garibim ne bilsin yalanı ve hileyi. Sonunda maalesef bu tellala inanmak zorunda kalıyor..

Çok bilmişlik taslıyor bu tellal..

Söylenirken bile sözünde durmuyor..

Ona buna sataşıyor, altından çıkamayınca da yalan ritmini tam tamına 2 katına çıkarıyor..

Şizofrenmi desek, tellal mı ! İki arada bir derede kaldık vallahi..

Yerinde durmuyor, içi kıpır kıpır.. 

Beleş yemeyi, beleş gezmeyi ve beleş olan herşeye konmayı çok çook seviyor..

Ahkam kesmeyi, her 30 dakikada bir fikir değiştirmeyi de hiç ihmal etmiyor..

hayal kurmayıda çok sevdiği bes belli..

Rüyada gördüklerine inanmayı ve onlarla yaşamayı, günlük hayatına yansıtmayı biliyor ki hem ne biliyor..

Oysaki bizler rüya gördüğümüzde çoğu kez o sabah uyandıktan sonra unutur gideriz. Ama o rüyasını kesinlikle unutmuyor, saniyesi saniyesini hatırlıyor. Eğer o gün rüyada uçmuş ise, kesin o gün uçma ile ilgili bir proje üretiyor, bu projeyi yalanları ile süsleyerek mutlaka bağıra bağıra etrafına yansıtmayı hiç ihmal etmiyor..

Okul anılarını anlatmayı, arkadaş ve dostlarına ihanet etmeyi, hatır gönül saymadan konuşmayı, dağdan inme tazılar gibi tavır sergilemeyi çok seviyordu..

Sözde bir okul okumuş ve okuduğu okulda ne biliyormusunuz ? Herkesin bildiği sıradan okullar işte..

Ahım şahım okullar değil yani, herkesin okuyabileceği, gidebileceği yerler..

Ama o, kendini öyle bir şartlandırmış ki, sanki NEW YORK'TA, dev bir üniversiteden mezun olmuş gibi, bazen millete okul anılarını da bağırarak anlatıyordu. O anıları anlatırken, yüzündeki ifade ile birlikte, ağzından kaçan o küçücük tükürük zerrelerini kaçırtmamayı da düşünmüyordu..

Öyle bir tellal ki tam bir hayal avcısı..Yani utanmasa''Ben AMERİKAN BAŞKANIYIM'' diyebilecek kadar yüzsüz.. 


Aslında onun Mor yüzü ve kalın ensesi ne kadar büyük bir yalancı olduğunu açık bir şekilde ifade ediyordu..

insanlarla oyun oynamanın bedelinin, gelecek yıllar için ne kadar çok tehlikeli olduğunu şimdilik hesap edemiyordu..

İşte öyle bir tellalki bu tellal, şu aralar EREĞLİ sokaklarında tel tel, kol kol gezmekte ve halkı kandırmaya, aldatmaya, yalana, ziyana adeta teşvik ediyordu.. 

Bu tellal için orada bir şey yapılırmı bilmem ama, bu tellal EREĞLİ ve KONYA'DA yaşadığı  sürece bu bölgeler rahmet ve bereketinden mahrum kalacağa benziyor..

hayal kültürü ile yetişmiş bir tellal ancak bu kadar olabilirdi.

Oysaki bu tellal ''kurtuluşum varmı'' diye o soruyu kendine sormayı bir an unutmuş olmalı.. 

saygı ve sevgilerimle