Doğada bir besin maddesi varsa ve bozuluyorsa o besin maddesini bozacak bakteri de vardır.

         Doğada açıkta duran bütün besin maddelerinin bozulduğunu görüyoruz, öyleyse doğal yaşam ortamında bütün besinleri parçalayan bakteriler bulunmaktadır ve her besin maddesinin parçalayıcısı farklıdır. Ya da besin maddesi tamamen parçalanıncaya kadar parçalanma sürecinde görev alan bakteri dizilişi farklı farklıdır.

         Tarım alanlarında yoğun kimyasallar kullanılıyor olsa da ülkemizde tarım kimyasallarının girmediği alanlar azımsanamayacak kadar geniştir. Bunun anlamı, elde edilecek bakterilerin tuzaklanmasının tarım alanlarından uzak, çevresel dengenin bozulmadığı noktalarda gerçekleşmesi zorunluluğu vardır.

         İnsan yaşamına baktığımızda, özellikle kentsel alanlarda yaşayan insanlarda gıdaların raf ömürlerini uzatmak amacıyla eklenen koruyucu kimyasalların bağırsak florasını tahrip ettiğini görüyoruz. Sindirim işlevinin %70’den daha fazlasını gerçekleştiren faydalı bakterilerin büyük bir kısmının gıda maddeleri içerisindeki kimyasallarla yok edildiği, ya da mutasyona uğradığı bilimsel bir gerçektir. Bu gerçekten hareketle insan vücudundaki ekolojik dengenin ivedi bir biçimde tamir edilme zorunluluğu vardır.

        Besinleri metabolizmaya katamayacak durumdaki bir bedende obeziteden kalp damar rahatsızlıklarına kadar pek çok sorunla karşılaşması doğaldır. Ülkemiz insanlarında kilo sorunu ve hastalıkların çeşitlenmesiyle endüstriyel gıdaların tüketimi arasında yakın bir ilişki vardır.

        İnsan vücudunda probiyotikler sindirim sistemi dışında kaşlar, gözler, burun, yutak, karaciğer, akciğer, mesane yolları ve eklemlerde de bulunmaktadır. Bunların yok edildikleri noktalara göre hastalıklar yaygınlaşmaktadır. İnsanları bazı alışkanlıklarından vazgeçirmek zaman alacağı için acil olarak duyarlı insanlardan başlayarak vücutlarına SİMBİYOTİK (probiyotik, enzim, mineral ve vitamin) desteği sağlamak gerekir. Bunların yokluğu metabolizma veriminin düşmesine, vücut direncinin azalmasına, bağışıklık sisteminin çökmesine neden olmaktadır.

       İşte bu amaçla tüketilmesi hekim kontrolü gerektirmeyen, doğal ortamdan toplanılmış yüzlerce bitkinin hayvanlar ve insanlar tarafından tüketilen kısımlarının bakterilerini tuzaklayıp, onları bağırsak koşullarında fermente edip (kefir, yoğurt mayası gibi) 567 değişik bitkinin probiyotiği, 567 bitkinin yapısında bulunan mineral, enzim ve vitaminleri bir araya getirip elde ettiğim simbiyotikler karışımının ön araştırmalı patent başvurusunu yaptım. ( Ön araştırma sonucu 70 ülkede 50.000.000 doküman arasında benzeri bir ürün olmadığı yönündedir.)

       İnsan bağırsağında bozulan bakteri florası düzelmeden insan sağlığının düzelmesi mümkün görünmemektedir. Elde ettiğimiz SİMBİYOTİKLER karışımı metabolizmayı verimli hale getirecek, vücudun ihtiyacı olan vitamin, mineral ve enzimleri tamamlayarak bağışıklık sistemini güçlendirecek, vücut direncini arttıracaktır.

       Bir insanın metabolizması verimli hale getirilirse neler olur?
       Metabolizma tamamlandığı sürece hücrelerin kendilerini yenileme yeteneği sürer, vücut genç ve zinde olur.
       Bağışıklık sistemi güçlenir. Dışarıdan gelecek davetsiz misafirlere karşı daha aktif korunma gerçekleşir.
       Salgı sistemleri düzenli çalışır, salgı sistemlerine bağlı rahatsızlıklar azalır.
       Depresyona bağlı rahatsızlıklar azalır. Zindelik artar, yaşam kalitesi yükselir…