Reyhanlı’da bir patlama oluyor…
Birkaç saat sonra Baro Başkanı, üstüne ne vazife ise, sahneye fırlıyor 
ve ölü sayısının belirtilenden çok daha fazla olduğunu iddia ediyor!
Yani resmi rakam 46 olarak açıklanıyor; ama Baro Başkanı hangi 
derin istihbarata dayalıdır bilinmez, aslında 200 den fazla kişinin 
öldüğünü ilan ediyor !
Soma’da kömür ocağında bir patlama oluyor…
Birkaç saat sonra Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı ölü sayısının 
söylenenin üzerinde olduğunu ve yüzlerce kişinin madenin içinde 
mahsur kaldığını iddia ediyor! 
Kentin ortasına açılan AVM’ ler adeta bir patlama yaparak, yüzlerce 
esnafın ve çalışanın işyerini ve işini kaybetmesine sebep oluyor. 
Esnaf Odası bu patlamanın yönünü seyyar satıcılara ve Suriyelilere 
çevirip, onları suçluyor…
Tabipler Odası ise neredeyse her olayda abartılı bir şekilde felaket 
haberciliği yapıyor! Özellikle nükleer konusunda uzmanlaşan(!) Tabip 
Odası’nın yorumuna göre, tüm dünyada sorunsuz kullanılan bu 
enerji, her nasılsa Mersin ve Türkiye için felaketler, ölümler, kanser 
hastalığında patlamalar anlamına geliyor. 
Adeta daha inşa edilmeden, güvenlikle ilgili projeler konu edilmiyor; 
varsa, yoksa bir patlama üzerinden kehanet ve felaket dolu sloganlar 
havada uçuşuyor.
Gelelim geçtiğimiz hafta Büyükşehir Belediyesi’ndeki faturalı, fişli, 
bordrolu, kitabına uydurulmuş ödemeler listesi açıklamasına ve diğer 
usulsüz, yersiz bütçe savurganlıklarına... 
Belediyenin maaşa bağladığı, neredeyse “ Ahlaksız Teklif” ölçüsünde 
maddi yarar sağladığı partilililer;
Bu kentin gerçek kültür ve sanat emekçilerinden, genç 
yaratıcılarından, kent kitaplığı kurma önerilerinden, çevre 
mahallelerdeki etnik temelli kültür derneklerinden üç kuruş 
esirgenirken, ikinci, üçüncü sınıf şarkıcılara defalarca ödenen yüz 
binlerce lira… 
Peki şimdi bu açıklananlar, hatta bildiğimizin daha ötesinde yeni 
öğrendiklerimiz, 15 yıllık biriken bir sıkıntının ortaya çıkışıyla 
meydana gelen “Bir Büyük Patlama!” değil midir?
Nerede o her patlamada sahneye fırlayan, yalan yanlış kışkırtıcı 
beyanatlarla politik fayda arayan arkadaşlar? Yaşadığımız kentin 
bütçesiyle ilgili çok vahim şeyler söyleniyor; en azından belgelere 
dayalı olarak bir iddia söz konusu. 
Bu kentte yoksul mahallelere, halkın gündelik kent hayatına 
harcanması gereken milyonlarca lira para partizanlara, reklamcı 
esnafına ve gereksiz çalgı çengi takımına dağıtılıyor: Çıt çıkmıyor! 
İki ay içerisinde yalnızca son bir yıla ait bir kitap yazılacak kadar 
usulsüz, yersiz, ahlaksız harcamalar ortaya çıkarılıyorsa, acaba 15 yıl 
araştırılırsa neler çıkacak?
Aslında bu herkesin çok daha fazlasını bildiği bir konu; kokusu da 
yıllardır şehri sarmış durumda; fakat bazıları sırf ideolojik olarak 
partilerine zarar vereceği korkusuyla, ya da kör olası şahsi menfaat 
nedeniyle sessiz ve derin uykusunda ! 
15 yıl Belediyede festivallere, şarkıcılara, eğlenceye verilen abartılı 
ödemeler, çalışmadan maaş ve bir de üzerine mesai ücreti alan 
kişiler, çalışmadan maaş alan basın mensupları, ihale yolsuzlukları ve 
usulsüzlükleri, medya firmalarına yapılan fahiş ödemeler…
Hadi uykunuzu biraz ara verin; hiç değilse ayıp olmasın diye üç beş 
kelam edin..
 Mesela tüm bu saçma sapan konser paraları, medyaya ödenen 
akıl almaz reklam giderleri, partili yiyicilere bağlanan astronomik
maaşlar kentin tüm insanlarını ilgilendiren konulara, yani bu kente 
harcansaydı ne olurdu? diye neden düşünmüyorsunuz?
İnsanlar daha çok kazanırdı; daha mutlu olurdu; refah seviyesi 
artardı; iflaslar olmazdı; kavgalar, cinayetler azalırdı; daha iyi, daha 
güvenli yolarda kazalar azalır, ölümler olmazdı; herkesin işi aşı 
olurdu; Belediye kentin insanlarını aç ve barınaksız bırakmazdı; 
hırsızlıklar, para yüzünden tartışmalar ve ölümlü kavgalar olmazdı; 
sokakta dilenen, aç gezen, çöplerden yiyecek toplayan insanlara çare 
Bütün bunlar ve daha fazlası sizin hiç umurunuzda değil, öyle mi ?
Bu kentin oylarıyla yönetimini emanet ettiği bir Başkan çırpınıyor, 
belgeler ortaya koyuyor, bu kentte yaşayan herkesten çalınan on 
beş yılın hesabını soruyor; Barodan çıt yok, odalardan çıt yok, her 
durumdan siyasi vazife çıkaran felaket tellallarını ara ki bulasın!
Şimdi bu usulsüzlüklere kim karşı çıkıyor; kim bu kentte adalet, 
dürüstlük, haklılık adına destek veriyor? diye çevremize bakalım:
Hiçbir Oda şu ana kadar destekleyici bir beyanda bulunmadı.
Baro mu ? Onca belalı soruları, suçlamaları, belgeleri görmezden 
gelerek, bir avukatın adının yanlış yazıldığı gibi ayrıntıyla uğraşıyor.
Bugün herkesin bu kentte ilk defa yapılan bu temizlik hareketine 
destek olması gerekir.
Bu kentte yaşayan her düzeyden, her düşünceden insanın ahlak, 
vicdan ve gelecek adına daha sorumlu davranması gerekiyor.
Bir şekilde, bir yerinden bu haksız ve utandırıcı bütçe talanıyla 
bağlantısı olanlar.. 
Bir ideolojik koruma adına yolsuzluklara ve usulsüzlüklere karşı 
çıkamayanlar…
15 yıl maaş alanlara hâlâ acıma duygusu ile bakıp, araya hatırlı 
kimseleri koymaya çalışanlar..
Sırf muhalefet adına “2 aylık yolsuzluk menüsü ”nü yeterli görmeyip, 
daha çok isim, daha çok belge, daha çok fatura isteyen ve yapılan 
açıklamayı küçümseyen basın…
Tüm bunlar Mersin adına düşündürücü ve kaygı vericidir.
Yalnızca bir şarkıcıya iki konserde verilen 330.400. TL. nin nasıl izah 
edileceğini lütfen düşünün!
Şimdi her ne pahasına olursa olsun Mersin’de bir temiz başlangıç 
yapma zamanıdır.
Sayın Kocamaz gerekli başlangıç hamlesini cesaretle yapmıştır.
Tüm kent dinamikleri için bu bir sınavdır. 
Gerçeği, kimin canı acıyacaksa hiç önemi yok, bütün gerçeği istiyoruz!
Bu kentin bütçesiyle politik açlığını doyuranlar açığa çıkarılmalıdır ki, 
ilgili partinin temiz taraftarı da bu kirli havayı solumaktan kurtulsun.
Bunca pisliğin üzeri politik yaygaralarla örtülmemelidir! 
Buna katkı vermeyenler, bunu karartmaya ve savsaklamaya 
çalışanlar bu kentin belleğinde bir kara sayfada sonsuza kadar 
hatırlanacaklardır.