16 TEMMUZ İNGİLTERE GALLER İSKOÇYA İRLANDA TURU

Abone Ol

Son yıllarda hızla azalsa da kasabanızda, semtinizde, kentinizde karşınıza çıkmıştır; işini çok
iyi yapan bir esnaf, örneğin börekçi, dönerci, meyhane ya da restoran, çorbacı vb…
Böreğini öğleye kadar bitirir ve dükkanı kapatır gider, bir büyük döneri bitirdikten sonra daha
bekleyen müşterilere aldırmadan evinin yolunu tutar, meyhane ya da restoran birkaç günlük
rezervasyonla çalışır ama masalarını arttırmaya yanaşmaz, çorbacı bir tencere daha çorba
yapmayı aklına getirmez…
Kasabadaki, semtteki, kentteki hemen herkes bu mekanlardan haberdardır ve onlardan hizmet
alma çabaları yanı sıra bu mekanlar onlar için iftihar kaynaklarıdır.
Dijital teknolojinin patlattığı sosyal medya sonrası bu tür mekanlar artık tüm insanların
dilindedir. O kasabaya, semte, kente yolu düşenlerden meraklıları hizmet almak, önünde bir
fotoğraf çektirmek için o mekanları arar bulurlar.
Nedir bu yerlerin çekici olmasının sırrı?
Yanıt basit; tok gözlü olmak, işini iyi yapmak, her geçen gün işinde ustalaşmaya imkan
tanıyacak şekilde işini tam anlamıyla hakim olacak büyüklükte tutmak… Daha çok para
kazanacağım diyerek işi büyütüp ipin ucunu kaçırmamak…
Başka yanıtları da olabilir bu sorunun, benim yanıtım bu, kişisel gözlemlerimden süzülen.
Başlıkla ne ilgisi var tüm yazdıklarınızın diye bir soru gelmediyse buraya kadar, sizi
kutlarım, sabırsız çağın sabırlı bir insanı olduğunuz için.
Vertigo Tur’a getireceğim sözü ve 16 Temmuz’da başlayıp sekiz gece dokuz gün süren ve
de yeni bitirdiğimiz Vertigo Tur’un İngiltere, Galler, İskoçya, İrlanda gezisinden söz
edeceğim.
Vertigo Tur, İzmir’in bir tur şirketi. Yeni döndüğümüz bir turda bir katılımcı ‘Bu benim
Vertigo Tur ile son turum’ dedi. Otobüste soğuk bir hava esti, yaşadığı nasıl bir
olumsuzluktu ki şirketle yollarını ayırıyordu. Devam etti, Vertigo Tur’un katılabileceğim
tüm turlarına katıldım, katılmadığım bu son tur, o nedenle benim de son turum…
Tur güzergahlarını iyi seçen, sayısını kontrol edebilecek kadar kısıtlı tutan, her geçen yıl
aldığı geri bildirimleri önemseyip hizmetini daha da geliştiren Vertigo Tur’un başarısının bir
ölçütü de bir başka turuna katıldığınızda daha önceki turundan tanıştığınız birkaç arkadaşınıza
rastlamanız olabilir mesela, bizim de bu turda yaşadığımız gibi…
Tur sayısı az olunca bu turlara iyi otobüs, iyi şoför, iyi rehber, iyi tur lideri bulmak
kolaylaşıyor ve bu da gezenlerin memnuniyetini arttırıyor.
Bizde öyle oldu. İzmir’den Londra’ya uçtuk. Havaalanında, önceden watsapp grubunda
yaptıkları bilgilenmeleri içeren birer dosya ile bizi karşıladılar. Çekin bitene kadar her hangi
bir aksilikte yardımcı olmak için havaalanında kaldılar. Tur liderlerinden, Pınar Baskın

bizimle birlikte uçtu. Londra’ya girişte pasaport kontrolünden geçerken grup üyelerinin
kendini güvende hissetmelerini sağladı ve yaşanan anlaşılamamazlıkları çözmeye katkı sundu.
Londra’da havaalanında tura rehberlik edecek ki, rehberlik becerisiyle tur sonunda tüm
grubun takdirini, sevgi ve saygısını kazandı, Fatih Çopuroğlu, diğer tur liderimiz,
sakinliğini ve iş bilirliğiyle harmalamış, Altay Üzüm bizi karşıladılar. Tüm işlemler
bittikten sonra iki genç ve tur sonunda becerikli ve dikkatli şoförler olduklarına oybirliği
karar verdiğimiz, Nicolae ve Mugurel’in sürdüğü tur otobüsünde yerlerimizi aldık.
Gecenin bir yarısında Londra’da üç gece kalacağımız otele yerleştik. Yorgun ama o ana kadar
yaşadıklarımızdan iyi bir tur yaşayacağımız izlenimini edinmenin huzuruyla derin bir uykuya
daldık.
Ertesi sabah rehberimiz Fatih Çopuroğlu’nun esprili anlatımıyla, o önde, grup lideri Pınar
Baskın ve Altay Üzüm grubun arkasında Londra’yı gezmeye başladık. Ertesi gün de bunu
tekrarladık. Londra kalabalığında kimsenin kaybolmasına fırsat verilmeden keyifli bir şekilde
Londra günlerimizi bitirdik.
Londra Parlamento Binası, Big Ben Saat Kulesi ki ismini büyük çanından aldığını öğrendik,
Westminster Köprüsü, Trafalgar Meydanı, London Eye yani Londra Dönme Dolabı, Hyde
Park, Picadilly Meydanı, Buckingham Sarayı ve nöbet değişimi seremonisi, Thames Nehri ve
Kuleli Köprü, St. Paul Katedrali, British Museum gördüğümüz, görmekle kalmayıp,
rehberimiz tarafından ayrıntılı bilgilendirildiğimiz yerlerdi.
Serbest zamanlar yeterliydi ve öncesinden neler yapılabileceğine dair ayrıntılı bilgiler
verildi. Buluşma yerleri kolay bulunacak noktalar olarak seçildiğinden hiç kimse
kaybolmadan zamanında buluşma yerine geldi.
Londra bitti ve benim de yerim bitti. Gezi ise devam ediyor ve gezi yazısı da bir sonraki hafta
kaldığı yerden devam edecek.
Nedim İnce
Ayvalık / 25. 07. 2025