Adnan Menderes 1899’da Aydın’da doğdu. İstiklal savaşına katılarak İstiklal Madalyası aldı. 1931 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden Aydın milletvekili seçildi. Milletvekili seçildikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti ve 1935 yılında mezun oldu.

Atatürk’ün ölümünden sonra İnönü CHP’nin başına geçince İnönü, bütün üretim araçlarını devletleştirmek isteğine Menderes karşı çıktı. Menderes ve arkadaşları çiftçiyi topraklandırma yasasıyla özel mülkiyete tecavüz edilmek istendiğini düşünerek tasarıya karşı çıktılar. Menderes, İsmet Paşa’nın özel mülkleri de devletleştirerek Sovyetler Birliğindeki gibi tarımı kolhozlaştırmak istediğini belirterek, üç arkadaşıyla birlikte önerge verdi. Bunun üzerine üç arkadaşıyla birlikte 1945 yılında CHP’den ihraç edildiler.

Menderes 7 Aralık 1945’te, CHP’den ihraç edilen arkadaşlarıyla Demokrat Parti’yi kurdu. 1946’da yapılan ilk seçime Demokrat Parti katıldı. Ancak “açık oy gizli tasnif” uygulamasıyla CHP’nin kazandığı ilan edildi.

14 Mayıs 1950’de yapılan seçimi DP kazandı. Cumhurbaşkanlığına Celal Bayar seçildi. Menderes, Celal Bayar tarafından Başbakan olarak görevlendirildi. Menderes 27 Mayıs 1960 tarihine kadar içte ve dış politikada büyük değişiklikler yaptı. Arapça ezan okuma yasağı kaldırılarak dini özgürlüklerinin önü açıldı.

27 Mayıs 1960’da Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı generaller ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, sabaha karşı yönetime el koydu. Meclis ve Anayasa feshedildi. Celal Bayar, Menderes ve DP milletvekilleri gözaltına alınarak Yassıada’da hapsedildi. Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından Hiçbir sanığa savunma hakkı vermeden yargılandılar. Menderes’in “Arz edeyim efendim” dediğinde Hakim Salim Başol “Kısa kes” diyerek susturmuştur.

“Vatana ihanet, Meclis iç tüzüğünün değiştirilmesi, Kırşehir’in ilçe yapılması, CHP’nin mallarına el koymak” gibi uydurma suçlamalarla suçlu bulundular.

İdam kararı yüzüne okunan Menderes’in dilinden “Allah milletimize zeval vermesin” sözü çıkar. Menderes’in darağacına giderken son sözü “Devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim.” İdam sehpasına çıktıktan sonraki son sözleri de, “Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum…” olmuştur.

​​Hasan Polatkan, 1915’te Eskişehir’de dünyaya geldi. Temmuz 1946’da yapılan seçimlerde Eskişehir’den Demokratik Parti milletvekili seçildi. Mayıs 1950’de Polatkan, Adnan Menderes’in ilk kurduğu hükümette Çalışma Bakanlığına getirildi. Bir yıl sonra Maliye Bakanı olarak görevlendirildi. 1960 askeri darbesine kadar bu görevi yürüttü.

Yassıada’daki kötü muamelelere dayanamayan Polatkan’ın bir askere “Bizi öldürecekseniz hemen öldürün ama lütfen bu hakaretleri durdurun. Artık tahammül edemiyorum.” Dediğini ailesi dile getirmiştir.

Polatkan, idam öncesinde yanına gelen bir hemşerisi üsteğmene son sözleri şöyle; “Karıma ve çocuklarıma söyleyin, suçsuzum. Allah’a ve vicdanıma güveniyorum. Aynı sözleri anneme ve kardeşlerime de söyleyin” oldu. Polatkan’ın darağacında boynuna ip takıldığında “İp, gömleğimin üzerinde kalmasın” sözleriyle hayata gözlerini yumdu.

1910 yılında İstanbul’da doğdu Fatin Rüştü Zorlu.  1954 yılı seçiminde Çanakkale milletvekili olarak meclise girdi. Ve kurulan ikinci Menderes hükümetinde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı olarak görev yaptı. Zorlu 1957 seçimlerinden sonra Dışişleri Bakanı olarak atandı.

Fatin Rüştü Zorlu, abdest alıp, iki rekat namaz kılarak ve annesiyle refikasına ve kerimesine hitaben, “ Sizlere utanmayacağınız bir isimden başka bir şey bırakmıyorum” gibi satırların olduğu bir mektup yazıp darağacına çıkar.

“Yeter söz milletindir” diyerek çıktığı siyaset yolunda güçlü Türkiye hayalini, politikaları ve kalkınma atılımlarıyla gerçekleştirmeye çalışan Menderes ve arkadaşları; Polatkan ve Zorlu 16 Eylül, Menderes’te 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilerek “Demokrasi şehidi” olarak tarihe geçti.

1990 yılında çıkarılan yasa ile Adnan Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun itibarları iade edilerek Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın katılımıyla, 17.09.1990 günü cenazeleri Yassıada’dan alınıp İstanbul’daki, anıt mezara nakledildi.

Yaptıkları darbe ile astırdıkları Adnan Menderes’in ve iki bakanının anıt mezarına giden Kemal Kılıçdaroğlu, büyük bir rahatlıkla, aklı sıra helalleşmek üzere (Helalleşme, yüz yüze iki kişi arasında, yaşarken olması gereken bir durum olmasına rağmen) kendisine yakın bazı gazetecilerin, “Menderes darbeyi hak etmişti” yazıları kaleme alırken susan Kılıçdaroğlu anıt mezarda saygı duruşunda bulundu. Herhalde 2023 seçim yatırımı olmalı. Ama millet kör değil.. Görüyor ve her şeyin farkında..

Merhum Adnan Menderes ve 2 darağacı arkadaşı Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ların ruhları için dualarla.
Hoşça kalın. Kasım 2022, Anamur. İsmet Kadıoğlu