Fikren ve siyaseten yakın olmasam da, partisine oy vermesem de Kemal Kılıçdaroğlu'nu “doğru ve dürüst adam” olduğu için severim.

Geçen gün Fox tv ekranında İsmail Küçükkaya'nın programında ağladığını görünce ben de duygulandım.

Bir insan yürekten nasıl ağlarsa öyle ağladı.

Önce duygulandı, sonra gözleri nemlendi, sonra o gözlerin akında belirgin bir kızarıklıkla anlamlı bir resim oluştu yüzünde.

Ekranda ailesi ve geçmişi ile ilgili fotoğraflar gösterilirken...

Kılıçdaroğlu gerçekten dürüst adamdır. Rol yapmasını sevmez.

Kendisi için ağladı ama, eminim, pek çok kişiyi o sahnede kendisiyle birlikte ağlatmıştır.

Resme bakarak anlattı.

Hem anlattı, hem ağladı.

“Babam küçük bir memurdu.

Evde yedi kardeş.

Ablamın okuma yazması yok.

Annem de okuma yazma bilmezdi.

Evde okuyan tek çocuk benim.

Babam bana çizme almıştı.

Büyüyünce de giyeyim diye ayağıma göre büyük çizmeler.”

Bunları anlatırken işte o gözler nemlendi.

Gözler, bazen ağlarken güzelleşir.

Bir çift camın arkasındaki o güzler de ağlarken güzelleşti.

Kılıçdaroğlu iyi ve güzel insan.

İnşaat bekçisi olan ağabeyini isteseydi bir CHP'li belediyede “bankomat işçi” bile yaptırabilirdi.

Ne kendisi böyle bir şeyi düşündü,

Ne de ağabeyi.

Muhtemelen, yoklukla, ıstırapla, fukaralıkla geçen yıllarına ağladı.

Kendi fukaralığı için ağlayan bir lider, başka fukaraları partisinde toplayamıyorsa bu işte bir terslik var demektir.

Sosyal demokrat olacaksın ama, varoşları kutucuların, kuponcuların, kara paracıların, servet avcılarının eline bırakacaksın.

İşte, Kılıçdaroğlu'nu noksan bırakan da bu.

Diyeceğim o ki;

Kimi kendi geçmişi için ağlar,

Kimi kendi halkının mazlum, mağdur ve çıplak çocuklarını da bırakıp,

Başka bir milletin kızı için...

O'nun ağlaması da insanî idi.

İtiraf etti ki; “kendi çocuklarım aklıma geldi.”

Kendi çocuğunu aklına getirince elin çocuğu için ağlayan adam,

Kendi milletinin mazlum çocuklarını sokaklarda yuhalatabiliyorsa, bunda da başka bir terslik var.

Merhamet eksik!

Yürek katı!

Onunki katıklı bir ağlama.

Başkasının çocuğu için kendi evlâdını katık yaparak ağlamak.

Ve mizahi mitomani: (içinde mizah barındıran yalan)

“Odamızın kapısına biraz da bize vakit ayır” diye pusula bırakan kız,

Meğer, o tarihten üç yıl sonra dünyaya gelmiş!