Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak: “Deprem, insanoğlunu en aciz bırakan afetlerden biri… Kimi afetlerde belki önceden haberiniz olabiliyor. Fakat bu, sabahın köründe, yatağınızda bir sesle uyanıp bir daha da uyanamayabiliyorsunuz… Gerçekten şu ana kadar tüm teknolojileri geride bırakan afet. Afetten biraz bahsetmek isterim…

İkiz depremler, Amerika ve Asya kıtasında birkaç defa olmuş. Fakat Türkiye’de üst üste iki deprem oldu. Ardından çok geçmeden bir ikiz deprem daha oldu. Uzmanların söylediği gibi, hem yerli hocalarımız de yabancı kaynaklı hocalardan okuduğumuz görüşler sonrasında bu depremlerde dünyada en büyük karasal hareketlerden bahsediliyor. Türkiye coğrafyasında böyle bir hareket söz konusu.

Tabi sabahın 4’ü gibiydi; ilk şoku yaşadıktan sonra hemen özel kalem ve diğer müdürlerimizi arayıp belediye binasına geldik. Daha sonra Kahramanmaraş bölgesinde deprem olduğunu öğrendik. Valimizle birlikte hızlıca önce Kırıkhan, Nurdağı bölgesine seferber olduk, o bölgelere personelimizi yolladık ve personelimiz hala orada çalışmaya devam ediyor.

Birinci günü atlatmadan ikinci deprem olması yıkımı artırdı. Ertesi gün Mersin’e insanlar gelmeye başladı. Biz tabi ki ikinci günün sonunda Kırıkhan da bulunduk. Olayın ciddiyetini gördüm. Çok büyük olay ve çok büyük dramlar yaşandı. Yetkililerimiz, askerlerimiz, herkes oradaydı ama şunu kabul edersiniz ki binlerce yıkımdan bahsediyoruz.

Dünyanın en büyük afet ekibi de kursanız kısa sürede hepsine müdahale etme şansı yok. İkinci günde özellikle üçüncü günde herkes oradaydı ve herkes mücadele etti. Bizler de ettik, sonra biz geri döndük. Çünkü şunu gördüm; Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay bunların tüm depremzedelerinin ilk geleceği yer Mersin. Kahramanmaraş ve Adıyaman‘dan çok vatandaş geldi, dediğimiz de oldu ilk göç dalgasını yaşayan ilk il Mersin oldu.

6 Şubat sabahı saat 4.17’de biliyorsunuz ki Mersin hiç hayatında bu kadar sallanmamıştır. Dolayısıyla halkımız evlerinde yatamadı. Ekiplerimiz, toplanma alanları oluşturup çadırlar kurdu, kültür evlerimizi ve tesisleri insanlarımıza açtık. Üç gün boyunca evine giremeyen Mersinli vatandaşlarımıza barınma ve sıcak çorba imkânı sağladık.

Sonrasında da Mersin’e gelen depremzede vatandaşlarımızı misafir ettik. Bütün insani ihtiyaçlarını karşıladık. Sayı azalsa da hala misafir etmekteyiz. Şoku atlattıktan sonra çocuklarımızla da ilgilenerek pisikotedavi ve farklı aktivitelerle ailelerimize ve çocuklarına ulaştık. Nurdağı, Hatay Kırıkhan‘a özellikle su, kuru gıda, hijyen petleri, mamalar gönderdik.”

Haberlermersin: “Büyük felaketin ardından, Akdeniz Belediyesi Başkanı olarak Mersin ilinin her açıdan depreme hazır olduğunu düşünüyor musunuz?”

M.Gültak; “Dün de söyledim, bugün de söylüyorum… Mersin’de deprem olmasına gerek yok! Ben Eczacıyım; miadı dolan ilaçlar içilmez. İlaç şifa verir, fakat miadı dolarsa zehir olur. Mersin’de oturum yaşını doldurmuş binlerce konut var, depremi beklememize gerek yok. Mersin depreme hazır değil. Çünkü ciddi kaçak yapı stoku var bu ayrı bir dert. Yani imar kurallarına, mühendislik kurallarına uymayan binlerce konut var. İkinci sorun, herkesin atladığı yaşlı miadını doldurmuş konutlar var.

Örneğin Akdeniz’de Çamlıbel, Yenişehir de Pozcu Kushimato Sokağı, Alanya fırını civarları, Mezitli ve Yenişehir’in altında kalan GMK’da da 30-35 yıllık siteler var. Bunların hepsi bence miadını doldurdu, dolayısıyla deprem şart değil. Mersin’de yıkılmayı bekleyen binalar var. Ama Adana-Ceyhan kaynaklı veya önceki günlerde hissettiğimiz Erdemli açıklarında olan 4.5’lik deprem, oradaki fay küçük bir fay, büyük üretmez Kıbrıs’ta üretebilir diyen uzmanlarımız söylüyor. Mersin 6’nın üzerinde deprem görürse, Mersin bu depremden hem kaçak yapılarla, yaşlı binalarla bu sınavı veremez.”

Haberlermersin: Deprem ve sel felaketleri için, yapmış ve yapmakta olduğunuz çalışmalarınızla alakalı bilgi verebilir misiniz?

M. Gültak; “2019 yılının öncesine baktığınızda her aşırı yağışlar gibi Akdeniz ‘de siteler mahallesi gibi bazı mahallelerimizi sel basardı. En büyük nedeni Çavuşlu Deresi’nin üstünün, hem Toroslar hem de Akdeniz tarafından kapatılmasıydı. Aday olduğumuz seçimlerimize yakın DSİ ile görüşüp bu derenin üstünün açılmasını sağladık. Ne yazıktır ki benim aday olduğum dönemde, 19 Şubat’ta o selde bir çocuğumuzu kaybettik.

2019 yılının sonrasında bu kanallarımızı açtırınca temizlikleri düzgün yapılıp, tedbirler alınınca 2020 yılında çok yağışlı dönemde hiçbir mahallemizi su basmadı. Fakat şunu söylüyorsanız alt yapısı en sıkıntılı olan yer Akdeniz bölgesi, Yağmur sularının giderinin olmadığı ilçelerden biriyiz. Yenişehir’de Mezitli’de yaşıyorsanız yağmur sularının aktarıldığı kanallar var. Ne yazık ki Akdeniz’de hala yeraltı çalışmalarının yapılması gerektiği ilçelerimizden birisidir. Tabi bu da bizim değil; MESKİ ve Büyükşehir Belediyesi’nin işidir.

Depremle ilgili ne yapılabilir? Kentsel dönüşüm… Bunu da biz başardık. 30 yıldır kimse Akdeniz’de kentsel dönüşüme girmemiş. Kentsel dönüşüme ihtiyacı olan yerlerimize kentsel dönüşüm yapmamak insanlık suçudur. Çünkü buradaki siyasi konjektör, sosyolojik yapı felsefi olarak bakınca intiharla eşdeğerdedir. Biz makam için değil, hizmet için geliyoruz dedik, makamımızı önemsemedik. Riske ilk günden itibaren girdik. Alay ettiler, dalga geçtiler. Başladık ve Ankara’yı ikna ettik.

Yaptığımız çalışmalarımızın sonucunda Çay Mahallesinde kentsel dönüşümü bitirdik, anahtar teslimimizi yaptık. Aynı zamanda Barış Mahallemizde yürüyen kentsel dönüşüm projemiz var. Bu yılın sonuna doğru anahtar teslimi yapmayı hedefliyoruz. Seçilmiş olduğum 5 yıllık dönemimizde 1000 (bin) konut 150 üzerinde işyerini de bitirmiş olduk. Büyük bir iştir. Bunu Mersin’de çok yapan yok. Yaklaşık 3 buçuk yıl önce Büyükşehir’de de söyledim; kentsel dönüşümde hareket başlatmaları gerekiyor. Aksi halde depremden etkilenen illerimiz gibi bir gün Mersin de etkilenecektir.”

Haberlermersin: Konuşulanlara dayalı şunu sorabilir miyiz, depreme çare kentsel dönüşüm mü?

M. Gültak: “Depreme bugün tek çare, şu açıdan kentsel dönüşüm… Depreme ilk çare öncelikle fay hatlarının çıkarılması ve bölgenin kaçıncı derece deprem bölgesi olduğunun tespitidir. Zemin etüdü çalışmaları yapılması lazım gelir.  Soruyu şöyle sorarsanız; “Mersin’de depremin çaresi kentsel dönüşüm mü?” Evet! Her zaman söylediğim gibi, yaşlı binalar, kaçak yapı stoku bunları düzeltmenin yanıtı bu ise, ‘evet kentsel dönüşüm.’

Ama deprem derseniz Mersin 3’üncü derece deprem bölgesidir. Fakat sallanıyoruz, problemli olabiliyor, tek konumuz kentsel dönüşümdür. Yeni inşaat yapıyorsanız deprem bölgesine göre önlem alınarak, zemin etüdü oluşturularak yapılması gerekir. Jeolojik kurallarla inşaat yapılarak deprem önlenir. Deprem öldürmüyor yanlış inşaatlar öldürüyor. Bu konuda TOKİ’de Türkiye’de sınavdan geçti. Deprem bölgelerinde inşaatları yıkılmadı.”

Haberlermersin: Son olarak, 18 Mart Çanakkale Zaferinin sizde uyandırmış olduğu hissi bizimle paylaşımısınız?

M. Gültak; “Büyük bir zafer… Çanakkale’de; emperyalist ve sömürgeci güçlere karşı büyük bir zafer verildi. Yıllar önce eşim ve çocuklarımla, bir rehber eşliğinde Çanakkale ruhunu yaşamak için 6-7 saat gezdik. Türk7ü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, Arap’ı ile dilleri farklı herkesin tek vücut olduğu bu coğrafyanın imkansızı başarmasıdır Çanakkale Zaferi. O günün teknolojisi, o günün insan kaynakları, silah kaynakları, buna rağmen imkansızı başarmışlar.

Özetle; Akdeniz’e aday olduğumuzda, ‘Bu seçimi nasıl alacaksınız’ diye sordular. Akdeniz’in yapısı belli, ‘iman gücüyle’ alacağız dedim. Çünkü bana göre en büyük güç, iman gücüdür. Aslında benim için iman gücü ‘’İNANÇ’’ bir şeye inanmak. İnsanoğlu olarak yapmak istediğiniz şeye inanırsanız, çalışmasını da ortaya koyarsanız başarırsınız. Kâinatı yaratan Allah’tır. Çanakkale’de de böyle olmuş, ecdadımız iman gücüyle savaşmıştır. Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı o top mermisini normalde hangi insan kaldırabilir? Ama sadece o değil, Anadolu topraklarında yaşayan kadim bir milletiz biz. Coğrafyamızın özelliğidir bu. Depremde de yaşadık, gördük hala yardımlar geliyor, insanlar evlerini açıyor. Oysa Avrupa’da, Amerika’da bunu göremezsiniz.

Bu topraklar farklı topraklardır. Bu toprakların insanları da farklıdır. Gerçekten “Çanakkale Geçilmez!” Bunu tüm emperyalist güçlere atalarımız ispatlamıştır. Biz de ülkemizin bölünmemesi konusunda insanların dillerini, ırklarını mezheplerini ayrıştırmadan, Türkiye Cumhuriyetinde eşit yaşaması için çalışıyoruz. Akdeniz Belediyesi’nde bunun örneklerini görüyorsunuz; Herkes var… Hiç işçi çıkartmayan tek belediyeyiz. Herkese saygı duyuyoruz, siyasi görüşlerine saygı duyuyoruz. 18 Mart Çanakkale Destanı gençlere ve nesillerimize aktarmamız lazım, zira kolay kazanılmadı. Bir özelliği daha var Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılını bu senenin sonbaharında kutlayacağız.  

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘’Muasır medeniyetlerde ilerlemek gerekiyor’’. Bizden önce Osmanlı, ondan önce Selçuklu… Şimdi de yüzyıllık Cumhuriyetimiz. Atalarımız, yıllarca bu coğrafyada adalet ve barış dağıtmıştır. Ecdadımızın da dediği gibi daha nice yüzyıllarca bizim şuurlu, bilinçli, geçmişiyle kavgalı olmayan, geleceğe yönelik plan yapan nesillere Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşını anlatmamız lazım ki daha nice yüzyıllarca anlatılmalıdır. Churchill’in dediği gibi ‘Geçmişi ne kadar derin bilirsen geleceğini de o kadar derin yazarsın.’  

Bizler de geçmişimizi biliyor ve geleceğimizle de barışığız. Cumhuriyetimizi çok seviyoruz ve sonuna kadar, Cumhuriyetimiz için savaşıp uğraşacağız, 2023 yılındaki Cumhuriyet bayramımızda çok önemli olacak 100’üncü yılımızı kutlayacağız. Cumhuriyetimizin nice 100 yıllar görmesini sağlayacağız. Misakı milli sınırlarımıza sahip çıkmak ve korumak asli görevimizdir. Bu ruhla Akdeniz’de, Mersin’de barışı, kardeşliği, güveni, huzur ve muhabbeti yeniden tesis ettik. Akdeniz, bundan sonra da hep barış ve kardeşlikle anılacaktır.”