Devamlı kargaşa ve karışıklık ortamı oluşturmaya çalışıldığı, benlik duygusunun maksimumda olduğu, hak- hukuk, haklılık- haksızlık düşünülmeden, insanları sevindiren sıcak bahar esintilerinden korkanların kasırga estirmeye çalıştığı bir ortamda, meydanları kan gölüne çevirenlerin bulunduğu ortamda ve ölenlerin cenazelerinden ve sayılarının çokluğundan nemalanmaya çalışanların bulunduğu bir ortamda, bu meydan kanlı meydan halayı çekerek,100 kişinin ölümüne sebep olup seçimin sonucunu tartışılır hale getirmek isteyenlerin bulunduğu ortamda,1 Kasım 2015’te Türkiye’miz için, hepimiz için bir hayli önemli seçimlerden biri yapılacak.
          Ortadoğu’da, Türkiye’nin alacağı etkili rolün karşısında, yeniden dizayn edilmek istenen Ortadoğu ülkelerinde söz sahibi olup etkili olacağımızın farkına varıp bizi bizimle vurmaya çalışan dış güçlerin maşalarının çeşitli provokatif eylemleriyle, ülkemizde kargaşa çıkaran ve çıkarmaya çalışan şer odaklarına karşı vicdanımın sesini dinleyerek niçin AK Parti diyorum ve cevabını bulmaya çalışıyorum.

         
Son yıllarda elde ettiğimiz bir takım kazanımların tehdit altında olduğunu ve 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar sonucu çıksaydı bu tehdidin olmayacağını ve koskoca 2015 yılını memleketimiz kaybetmeyecekti diyorum. Dolar-Euro ve faizler böyle yükselmeyecekti.
         
Bakın bir vatandaş ne diyor: Muz serası yaptıracağım. Seçim öncesinden banka kredisi işlemlerimi tamamlayamadım. Seçim sonrasına kaldı ve çektiğim faiz oranlarıyla 120 bin lira daha fazla faiz ödemek zorunda kaldım. Şu an bir miktar daha kredi çekmek durumundayım ve o kısım içinde 120 bin lira fazla faiz ödemek durumunda kalacağım. İşte kayıp 2015 yılı diyor.
         
Ak Parti’nin niçin tek başına hükümeti kuramadı meselelerini çok yazan var. Sanki kendine oy verecek mağdur kesimlere kulak vermedi. Örneğin, emeklileri ve asgari ücreti, 7 Haziran’da es geçti diye düşünüyorum. İşte bu eksikliği 1 Kasım’da gördü ve mağdur durumdaki kesimlere sağlam vaatlerde bulunduğunu görüyoruz. Böylece vatandaşın; istikrara oy verme arzusunun artacağını, bunun içinde tek başına iktidarı sadece Ak Parti’nin yakalama şansı olacağını hesap ederek, oy’unu ona göre vereceğini ve kaybedilen 2015’in benzeri kayıpları yaşamak istemediğini düşünüyorum.
         
Tek başına iktidar. Eğer ki diğer partiler bunu sağlayabilecekse, yani alacağı oy oranı ile 277 milletvekilini çıkaracaksa tamam. Ama bu sayıyı Ak Parti dışında çıkaracak yok. Partilerden biri zaten ben muhalefet olmak için seçime katılıyorum, bana ona göre oy verin diyor. Partiler seçime niçin girer, iktidar olmak için. Ben o zaman bile bile niye lades diyeyim, oyumu neden tek başına iktidardan yana kullanmayayım.
          1 Kasım seçimi için, Ak Parti’nin seçim vaatlerinden gördüğümüz kadarıyla; Ak Parti tek başına iktidar olabilir mi? sorusunun cevabının olduğunu ve 7 Haziran seçimlerindeki eksiklerin tamamlandığını görmekteyiz.

         
Bana göre hizmete oy verilecekse, yaptığı hizmetleri sıralarsak sayfalar almamakta. 7 Haziran’da Ak Parti aleyhinde en çok konuşulan konulardan birisi, barış süreciydi. Ben de o süreç konusunda gösterilen sabra, karşı tarafa verilen tavizlere içerlediğim oldu. Böyle barış sürecine gönlüm razı değil diye yazı da yazdım. Ama yapılması gereken işlerin netleşmesi için sabretmek gerekirdi ve bazı şeylerden emin olmak gerekirdi. İşte bu konuda da, PKK ve ona bağlı siyasilerin süreci bitirmek istediklerini ve barışın, huzurun olmasından yana değil, kavgadan, ölümden yana oldukları anlaşıldıktan sonra, en hızlı şekilde iktidar terörizm karşısında güvenlik güçlerini harekete geçirmiş ve silahları bırakana kadar bu işlemlerin, operasyonların devam edeceği kararlılığını göstermektedir. 
         
Özellikle muhalefetin ve paralelin üzerine durduğu konulardan birisi de yolsuzluk, çaldılar, çırptılar dediler ve buna bağlı 17-25 Aralık olayları oluşturuldu. Eğer ki çalma çırpma varsa çalan eller kırılsın. Eğer ki bu dünyada değilse öbür dünyada hesabını kişisel olarak inşallah verirler. Sosyal medyada dolaşan ve kendime göre kısaltmalarla bir söylemi sizlerle sayfamda paylaşmak istiyorum.
          AK PARTİ ÇALDI DİYENLERE:
          Ak Parti, çaldığı paralarla;
          Her ile üniversite yaptı.
          22 tane hava alanı yaptı.
          18 bin km duble yol yaptı.
          15 katrilyon nemaları ödedi.
          224 tane paletli ambulans yaptı.
          IMF’nin borcunu ödedi.
          Marmaray’ı yaptı.
          Uzaya uydu gönderdi.
          Öğrencilere bedava kitap dağıttı.
          Yatalak hastalara maaş bağladı.
          İlk yerli savaş helikopterini üretti.
          İlk yerli tankını üretti.
          İlk yerli savaş gemisini üretti.
          İlk yerli insansız hava aracını üretti.
          Asrın projesini Anamur’da yaptı.
          Ak Parti çaldığı paralarla, ANAVATAN Parti’sinin en güçlü döneminde, partinin ikinci adamı Kazim Rüştü Yücelen Anamur’dan bakan iken, niyet bile yapılamayan Mersin (Silifke) Antalya (Gazipaşa) sahil yolunu, 27 tane tünel ve viyadükle yaptırmaya başladı ve bitirme durumuna getirdi.
          Anladık anladık da, Ak Parti’den öncekiler çaldıklarını ne yaptı?
          ASRIN PROJESİ ANAMUR’DA GERÇEKLEŞTİ
          “Eşek ölür semeri kalır, insan ölür eseri kalır” sözleriyle Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Anamurlulara, “İşte gerçek millilik budur, gerçek milliyetçilik budur, gerçek yerlilik budur. Bunun bilinmesi lazım. Lafla olmuyor bu iş, uygulamayla oluyor” diye hitap etti. Erdoğan konuşmasında; bir güzel Kıbrıs türküsünde ne deniliyor; ‘Portakal atışalım, beraber kapışalım, sen oradan gel ben buradan, Kıbrıs’ta buluşalım.’ Biz de Türkiye’den suyu aldık getirdik, Kıbrıs’ta buluşturduk. KKTC artık yarım asır boyunca içme suyu ve tarımsal su sıkıntısı çekmeyecek” diyerek konuşmasını sürdürdü.
          Osmanlı imparatorluğu döneminde düşünülmüş ama yapılamamış, dünyada bir ilk ve asrın projesi diye adlandırılan, Anamur’dan Kıbrıs’a ve Kıbrıs’ın 50 yıla yetecek içme suyu ve “sararmış Kıbrıs’ı” yeşil Kıbrıs yapacak sulama suyu denizin dibinden borularla götürüldü. İşte bu tesisi de 17 Ekim 2015 tarihinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümetin bakanlarının katılımı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından açılışı yapılmış ve ilk su Kıbrıs’a akıtılmıştır. Bu proje yalnız Kıbrıs için olmayıp Anamur’a da çok büyük bir yatırımdır. Bu proje sayesinde Anamur’da son birkaç yılda birçok Anamurlunun gelir düzeyinin yükseldiğini görmekteyiz. Sağ olasın Ak Parti. Kendisi bu dünyaya baki olmayan ama bu yaptığı eserleri kalıcı olacak olan, Sayın Cumhurbaşkanımız sağ olasın. Katkı sağlamış herkesten Allah razı olsun. Hiç başka icraat için olmasa bile bu proje için bir Anamurlu olarak oyum Ak Parti’ye ve hadi Anamur diyorum.
          Kimse alınmasın, gücenmesin, kusura bakmasın; Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar gibi kişiler kime oy kullanacaklarını önceden ilan ediyor ve bunun bir demokratik hak olduğunu söylüyorlarsa ben de aynı hakkımı kullanıyor, oyumun rengini şimdiden söylüyorum. Gönlüm tek parti iktidarından yana ama farklı sonuç çıkarsa vatandaşın isteğine saygı duyacağız.
          Binnaz Toprak, Ak parti 277 vekil çıkarıp iktidar olmasına şiddetli şekilde itiraz ediyor, yapamaz hükümeti kurmamalıdır dercesine itirazda bulunuyor. Karşısındaki diğer tartışmacı da bunun anlamı ihtilale veya başka bir şeye davetiye çıkarmaktır (yanlış hatırlamıyorsam Ergün Yıldırım). Hükümet olamazın karşılığı, seçimde vatandaşı ikna eder sandıktan sen çıkarsın ve sen idare edersin Türkiye’yi. Sandık demokraside olması gerekenlerdendir. Sandıktan kim çıkarsa hükümet odur. Sana düşen görevde, yapıcı muhalefetliktir.
          Hoş kalın. Ekim 2015 Antalya. İsmet Kadıoğlu.