Ruh, şehrin küf tutmuş kirli oyunlarında boğulmakta... Beynim kıyıda köşede temiz kalmış bir yer arıyor.. Nedenlerle niçinlerle tükettiğimiz ömür, çıkarlarla, menfatlerle, kirlettiğimiz dostluklar...Yalan yada gerçek anlam veremediğimiz sevgiler..Sussan aptal, Konuşsan, "Bu adam ne garip" diyorlar, bazen susmalı elbet ama;
Ara verdik yalanlara, şimdi günah çıkarma zamanı , Ramazan bu öyle ya....Şirinlik zamanı, kurulmalı sofralar, kameralar karşısında pek bir hoş oluyor canım, yetim başı okşamalar... Düşündükçe sendeliyor yüreğim. İhanet, acımasızlıkla yoğruldu hamurumuz. Tahta oturanlar halkı, patron işçiyi tokatlar, işçi eve gidince parasızlıktan hanımı tokatlar, hanımın canı burnunda, soru soran evladını tokatlar.. Sonrası hüsran , aile kavramını bilmeyen evlatlar, yıkılan yuvalar boşanmalar, sokakta iş arayan insanlar... Ne akıl kaldı , ne anlayan... Şunun şurasında ne kaldı ki ömür' den, deliye her gün bayram, mutlu ramazanlar..