HDP’nin çağrısı üzerine 6-8 ekim 2014’te terör örgütü YPG ve PKK yandaşlarının ’Kobani olaylarını bahane ederek 35 ilde 96 ilçede gerçekleştirdiği ve 37 kişinin öldüğü yüzlerce kişinin de yaralandığı terör eylemlerinin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen acılar ilk günkü tazeliğini koruyor.

HDP Merkez Yürütme Kurulunun çağrısı üzerine 35 il, 96 ilçede 6-8 ekim 2014’te terör örgütü YPG ve PKK yandaşları tarafından başlatılan olayların üzerinden 6 yıl geçti. Terör örgütü DEAŞ’in Suriye’deki iç savaşı fırsat bilerek Kobani’ye saldırması üzerine Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki iller başta olmak üzere 35 il, 96 ilçede 6-8 ekim 2014’te HDP Genel Merkezi’nin sosyal medya hesabından ve HDP Merkez Yürütme Kurulundan acil çağrı başlığıyla paylaşılan mesajla birlikte terör yandaşları sokağa indi. Terör yandaşları birçok kentte barikatlar kurup yol keserken, uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalarla kamu binalarına, araçlara, vatandaşların ikametlerine, iş yerlerine zarar verdi. Olaylarda 37 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı. Birçok esnafın iş yeri zarar görürken, milyonlarca liralık zarar meydana geldi. Bağlar ilçesinde kurban eti dağıtmak isterken terör örgütü yandaşları tarafından hedef alınan Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş, Hasan Gökguz ve Yusuf Er bir binaya girerek burada öldüresiye darp edildi. Yusuf Er, yaralı halde saldırganların elinden kaçarken, Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz ilkönce silahla vurularak 3’üncü kattan aşağı atıldı. Olayların üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen ailelerin acıları ilk günkü tazeliğini korudu. Olaylarda evlatlarını kaybeden aileler, Yeniköy Mezarlığına gelerek çocuklarının mezarları başında dua okudu.

"6-8 ekim olaylarını unutmayacağız unutturmayacağız"

6-8 ekim olaylarında oğlu hayatını kaybeden ve kendisi de yaralanan Hasan Gökguz’un babası Mehmet Gökguz, acıları ilk günkü gibi taze yaşadıklarını ve bu olaylarla ilgili parmağı olan herkesin yakalanmasını istediklerini söyledi. Gökguz, "Acımız hala aynı 6 yıl geçti, sanki bugün şehit oldu. Ciğerimiz yanıyor, ne gece ne gündüz aklımızdan gidiyor, bu azmettiricilerden davacıyız. Kimin parmağı varsa hepsinden davacıyız. Çocuklar kurban eti dağıtırken saldırıya uğradılar, eve sığınıyorlar 3 kattan aşağı atılıyorlar. O binada Yasin Börü, Hasan Gökguz, Hüseyin Dakak, Riyat Güneş 4 kişi şehit oldu, Yusuf Er yaralandı. Allah intikamcıdır, bırakmaz onlara teker teker yakalanıyorlar. Rabbime şükürler olsun, parmakları olanlar yakalanınca seviniyorum. İstersen bu işte benim babamın parmağı olsa bile yakalansın, adalet istiyoruz. Benim oğlumu şehit eden polisi, askeri de şehit ediyor. Anneler ağlamasın yeter, Davutoğlu önceden Selahattin Demirtaş’ı yakalayınca bize müjdeler olsun derdi, şimdi ise Selahattin Demirtaş’ın ne işi var cezaevinde diyor. Peki asker, polis ve bu gençlerin ne işi var mezarda, sen böyle konuşuyorsun. Kılıçdaroğlu madalya takalım diyor, neye takıyor kime takıyor. Sen bir oy için kendini satıyorsun, barış madalyasını hak mı ettiler, barış madalyası şehitlerin ailelerine, vatan için canını verenlere tak. Biz bu dünyada sağ olana kadar bu zalimlere boynumuzu eğmeyiz, 6-8 ekim olaylarını unutmayacağız unutturmayacağız" dedi.

"Benimde ölüm emrimi verdiler, öldüremediler"

Arkadaşlarının öldürüldüğü olaydan yaralı kurtulan Yusuf Er ise yaşadıklarını anlattı. Er, "Olaydan 6 yıl geçti, hiçbiri bizim için değişmiş ve geçmiş değil. 6 yıl önce kurban eti dağıtımındaydık 3 aile kalmıştı, bir gurup önümüzü kesti, biz yaptığımızı hayrı anlattık aralarından biri çıkıp DEAŞ’lı olduğumuzu söyleyerek öldürün dedi. Silahlara üzerimize ateş ettiler, bizde kaçarak bir binaya saklandık. O sırada içeri girdiğimizi gören bir kadın, o gruba ’DEAŞ’lılar bu binaya girdi’ diye seslendi. Sonra diğer sokaklarda bulunan gruplar da bizim yerimize geldiler ve saldırdılar, kapıyı kırmaya çalıştılar. Biz çatıya çıkmaya çalıştık ama o sırada 3. katta bir kadın gördü bizi ve ’evime gelin’ dedi. İçeri girdik oturduk. Gurup bina içerisinde tek tek dairelerde arama yapıyordu. Kadının eşi guruptan birini aradı, evinde olduğumuzu söyledi. Konuştuğu kişi kapıda duranlardandı, bağırarak aradıkları kişilerin burada olduklarını söyledi. Emniyette de kayıtlar duruyor, adamın aradığı kişi öz babasıymış, o bölgenin olaylarla ilgili sorumlusu. Kapıyı kırdılar, o anda biri üst katın kapısını kırıp içeri zorla giriyor, perde ve çarşafları birleştirerek üst kattan kendini sarkıtarak bizim bulunduğumuz evin mutfağına girdi. Bu kişi araştırdık sonradan dağda PKK’nın saflarında eğitim almış, mahallenin en büyük hırsızlarından biri bu kişi. Ateş ederek dış kapının anahtarını açtı, arkadaşlarımıza kurşun sıkarak 3. Kattan aşağı attılar, beni atmaya çalışırken yaralı halde kaçtım. Beni yakaladılar, 2 kişi geldi, biri öldürelim dedi diğeri öldürmeyelim dedi. Binadan çıkardılar beni ölen arkadaşlarım yüz üstü yerde yatıyordu. Uzaklaştırdılar beni, arkamdan biri vurdu git dedi,10 adım attım arkamdan biri keleş ile arkamdan vurmak istediler, ateş ettiler vuramadılar sokaklardan kaçtım" diye konuştu.