Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Kobani olaylarına ilişkin hazırlanan iddianamede, PKK/KCK terör örgütünün, 6-8 Ekim 2014’deki Kobani olayları ve 15 Ağustos 2015’deki Hendek olayları ile ülkede kaos ortamı oluşturmaya çalışarak sözde “Kürdistan” devletini kurmayı amaçladığı belirtildi. İddianamede, HDP’nin de arasında bulunduğu bazı yapıların gerek 6-8 Ekim Kobani olaylarında, gerekse Hendek olaylarında açık bir şekilde örgütün talimatlarına uyarak PKK/KCK terör örgütünün güdümünde hareket ettiği aktarıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen ve Kobani olayları olarak bilinen eylemlerle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 108 sanık hakkında dava açtı. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamede söz konusu 108 sanık için, “PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümünde yürütmüş oldukları faaliyetlerinin niteliği, şüphelilerin terör olaylarının başlamasında ve devamında sorumlu düzeyde organize etmeleri, örgütün talimat bütünlüğü içerisinde şiddetli sokak olayları şeklinde ülke geneline yayıp terör olaylarına kitlesel boyut kazandırmak için örgüte müzahir taban kitleye talimatlar vermiş olmaları, talimatların uygulanış biçimleri ve iletildiği muhatapları, olaylarda inisiyatif almaları, ısrarlı şekilde kararları uygulama biçimleri, sadece örgüt yöneticilerinin yapabilecekleri şekilde olayları organize etmiş olmaları, yine şüpheliler hakkında örgüt adına bu yönde faaliyetler yürüttüklerine ilişkin yapılan diğer tüm tespitler birlikte dikkate alındığında mevcut şüphelilerin PKK/KCK silahlı terör örgütünün sözde yöneticisi olarak kabul edilmeleri gerekmektedir” tespitinde bulunuldu.

“Örgütün talimatları doğrultusunda çağrıda bulundular”

PKK/KCK terör örgütü tarafından özellikle 2010 yılından sonra “demokratik özerkliğin” sürekli olarak gündemde tutulmaya çalışıldığı ve “özerklikten başka bir seçenek kalmadığı şeklinde” açıklamalar yapıldığı belirtilen iddianamede, terör örgütüyle iltisaklı yayın yapan basın-yayın organlarından da sürekli olarak özerklik ile ilgili yayınların yapıldığının tespit edildiği kaydedildi. 6-8 Ekim 2014’de terör örgütünün talimatları doğrultusunda gerçekleştirilen “başkaldırı” eylemlerinde ülke genelinde kaos ortamı oluşturularak sözde “özerklik ilanı”nın amaçlandığı, ancak güvenlik güçlerince bu amacın bertaraf edildiğine dikkat çekildi. İddianamede, “Örgütün ideolojisinden vazgeçmeyerek eylemlerin daha şiddetli ve Türkiye geneline yaymak amacıyla KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat kod adlı Hülya Oran tarafından 14 Temmuz 2015’de ‘Kürdistan’da yeni bir dönem başlıyor’ şeklinde yapılan talimat ve çağrı sonucunda 15 Ağustos 2015 tarihinde örgüt tarafından başlatılan Hendek olayları olarak bilinen bombalı ve silahlı saldırılar öncesi ve sonrası sürekli olarak bölge halkına ve kamu oluşturmak için ülkemiz topraklarında terör örgütü adına faaliyet gösteren yapı-yapılanmalara dönük çağrı ve talimatların yapıldığı, DTK, HDK, HDP, DBP, KCK ve KJA tarafından ve ilgili kuruluşların eş başkanları ile yönetici konumunda bulunan şahısların da örgütün yapmış olduğu çağrı/talimatlar doğrultusunda açıklamalarda ve çağrılarda bulundukları anlaşılmaktadır” denildi.

“Örgüt güdümünde hareket ettikleri anlaşılmaktadır”

İddianamede şu tespitlere yer verildi:

“PKK/KCK silahlı terör örgütünün ülkemiz topraklarını da içerisinde alan sözde bağımsız Kürdistan devletini oluşturmak amacıyla, kanton bölgeler akabinde özerklik ilanı için 06-07-08 Ekim 2014 (Kobani olayları) ve 15 Ağustos 2015 (Hendek olayları) tarihlerinde gerçekleştirilen saldırıların aynı amaç doğrultusunda olduğu, yukarıda isimleri geçen kuruluşların ve bu kuruluşlar içerisinde faaliyet gösteren yukarıda isimleri yazılı eş başkanlar ve yöneticilerin örgütün siyasi alan yapılanması içerisinde faaliyet gösterdikleri, gerek 6-8 Ekim terör olaylarında, gerekse Hendek olaylarında açık bir şekilde örgütün talimatlarına uyarak PKK/KCK terör örgütünün güdümünde, örgütün açıklamalarıyla aynı içerikteki açıklamaları yaptıkları, bu şekilde bu ve benzer olaylarda örgütün talimatı ve stratejisi doğrultusunda örgüt güdümünde hareket ettikleri anlaşılmaktadır.”