Yeni bir parti daha yolda.

Bu da Hasan Korkmazcan'ın partisi.

Bu gün yarın açıklanır.

Ciddi bir alternatif olmayınca pıtrak gibi partiler türüyor.

Ancak, hiç birisine şans tanınmıyor.

Hatta bunlara “pazarlık partileri” diyenler de var.

Açalım:

Seçimler yaklaştığında bu partilerin kurucuları, kendilerini parlamentoya taşıyabilecek pazarlıklarla meşreplerine uygun ana partilerde yer alabilirler.

Sağcılar MHP ile, solda olanlar CHP ile...

Hesapları bu olsa gerek.

Böyle bir uyanıklığa ana partiler yatar mı, biraz zor görünüyor. Bagajlarında yer yok gibi.

“Particilik oyunu”dur, isteyen istediği parti ile oyalansın bakalım.

Biz, iktidarın ve ana muhalefetin durumuna bakalım:

Bir: ABD'nin Tayyip beyi artık istemediğine dair rivayetler bazı ABD mahfillerinde açıktan açığa dillendirilmeye başlandı.

İki: Davutoğlu formülü tutmadı. Anketlerde AKP'nin oy kaybına uğradığı görülüyor.

Üç: Saray AKP'yi fena vurdu. Hem Batı basınında, hem iç kamuoyunda tepki ve alay konusu.

ABD'nin hesabında CHP-MHP koalisyonu oluşturmak gibi bir projenin olduğu dillendiriliyor.

Mevcut durumla bunun olamayacağı da görülüyor.

MHP oylarında herhangi bir düşüş yok ama, CHP'nin içi karışık. Bu da sandığa yansıyacak gibi.

Dersim özrü CHP'yi epey karıştıracak.

Bu durum, CHP'nin aslına dönmesi yönündeki hareketlenmeleri daha ritimli hale getirebilir.

Tabii, akla ilk gelen Baykal.

“Tecrübesi ve milli duruşuyla Baykal bu günler için lazım” diyenlerin sayısı CHP içinde de, dışında da artıyor.

Baykal'ın yürüyüşüne dikkat! Yeniden partinin başına getirilebilir.

Yeni ve ani bir kurultayla...

Zira, CHP'de karnı guruldayanların sayısı bir hayli fazla.

“Guruldama” başlayınca “kurultay”lar toplanıyor.

Gelelim iktidar partisine:

Evet, Davutoğlu tutmadı.

Parti içinde Davutoğlu'na karşı homurdanmalar var.

Tayyip beyin bıraktığı boşluk önümüzdeki günler, ya da haftalarda daha büyük çalkantıları ortaya çıkarabilir.

Bunun işaretlerini “partinin vicdanı” diye tanımlanan Bülent Arınç'ın bazı beyanlarından anlıyoruz.

Arınç açıkça yolsuzluklara ve israfa, özellikle de bu devasa sarayın yapımına dokundurmalarda bulunuyor.

Bunlar, örtülü eleştiriler.

Niyet açığa çıktıkça, eleştirilerin dozu artabilir.

Sözün kısası; Davutoğlu ile olmadığını gören partinin ağır abisi liderliğe oynayabilir.

Ancak, burada da Tayyip bey faktörünü unutmamak gerek.

Arınça'a yol verir mi?

Bülent beyin omurgasını birkaç darbe ile eğik hale getiren de o değil miydi?

Bekleyip, göreceğiz.