Değerli ağabeyim İshak Oktay  ( Ankara’da Dadaş Muhasebe’nin sahibi) “Hep siyaset yazıyorsun, biraz da kültürel konuları işle” der durur.

            Bu gün, onun sözünü tutacağım.

            Konumuz sofra adabı.

            İnsan ve toplum ilişkilerinde bunun çok önemi olduğunu vurgulamak isterim.

            Yemekte, yemek servis sırası çocuktan başlar, yaşlı bayan, bayan, yaşlı erkek, davet sahibi, bayan, bay olarak gider.

            Düğün, nişan yemeklerinde servise gelin ile damattan başlanır.

            Aile yemeklerinde aile büyüklerinden başlar.

            Yemek sırasında ve yemekten sonra  ev sahibesine leziz yemeklerinden dolayı teşekkür edilmeli, bu husus evden ayrılırken de tekrar edilmelidir. Sonra da telefonla veya maille ayrıca teşekkür tekrarlanmalıdır.

            Tabakta yemek bırakmak kibarlık değildir.

            Sofrada ekmek ufalanmaz.

            Ekmeği bıçakla keserek yemeyiniz ve ısırmayınız.

            Herhangi bir yiyeceği koklayarak kontrol etmek adaba aykırıdır.

            Peçeteler, ev sahibi bayan peçetesini aldıktan sonra alınır, tabağın altına ve dilerin üzerine yerleştirilir.

            Yemek servisi, tüm masadaki misafirlere verilip tamamlandıktan sonra ev sahibesinin yemeğe başlamasıyla başlanır.

            Lokmalar küçük ve az olarak  alınır, böylece çiğnemede kolaylık sağlanmış olur.

            Yiyecekler parmakla çatala veya kaşığa itilmez, bu iş için küçük ekmek parçası kullanılır. Sosa ekmek batırılmaz.

            Ekmeğe tereyağı sürülürken tüm dilime tereyağı sürülerek ısırılıp yenilmez. Ekmekten küçük bir parça koparılmak suretiyle üzerine yağ sürülerek yenir.

            Yemekte kürdan kullanılmaz, diş karıştırılmaz.

            Yemekten ev sahibesi kalkmadan kalkılmaz ya da izin alınıp kalkılır.

            Ramazan ayındayız; iftar davetleri oluyor.

            Anlayacağınız, konuyu burada bitirmedik.

            Devamı olacak.

            Hayırlı iftarlar.