Geçtiğimiz dönem Mersin Büyükşehir Belediyesi yönetiminde CHP, 
ülke yönetiminde ise Ak Parti vardı. 
Yerel yönetim konusunda CHP’ye, ülke yönetimi hakkında da Ak 
Partiye karşı yapılan eylemlerde diğer siyasi parti yöneticileri hemen 
her zaman eylem yapanların yanında idi; yani Belediye yönetimine ya 
da siyasi iktidara karşı tavır aldılar.
Bu neredeyse, sorun ne olursa olsun bir siyasi reflekse dönüşmüştü. 
Ortada duran meseleyi anlamaya çalışmak, mümkünse taraflar 
arasında çözüme dönük bir yol arayarak kente hizmet etmek söz 
konusu değildi.
Tipik ve kolay taşra politikası ! 
Mersin’de şimdi yerelde MHP ve ülke yönetiminde yine Ak Parti var.  
Muhalif siyasi parti yöneticileri bu sefer yerelde de, ülke yönetiminde 
de yine karşıt eylem yapanların yanında…
Fırsatçı siyasetçiler işten ayrılan ya da işten çıkarılan, ya da 
sözleşmeleri biten, veya taşeron firmada süresi biten; yani haklı, 
haksız her ne sebeple olursa olsun işsiz kaldıklarından dolayı eylem 
yapan işçilerin yanında, yönetime karşılar.
Onlar için kimin kusurlu olduğu, ya da eyleme yol açan kararın yasal 
çerçevesi, çözüme dönük yol ve yöntemin ne olduğu konusu hiç 
önemli değil.
Çözüm üretmek, bir orta yol bulunmasına katkı sağlamak, uzlaşma 
için arabuluculuk yapmak gibi bir çabaları da yok. Amaçları yalnızca 
olaydan siyasi rant sağlamak ve karşı siyasi partiyi güç durumda 
bırakmak.
Yani, sorunun yasal çerçevede çözümüne ilişkin fikir üretmek 
umurlarında değil. Böylesi bir içi boş desteğin, işlerini kaybeden 
işçilere de yararı yoktur. 
İşçileri kurdukları çadırda ziyaret ederler; “sizi destekliyoruz, sizinle 
beraberiz, haklı mücadeleniz bizim mücadelemiz” gibi hamaset dolu 
sözler kullanırlar ama bir sonuç elde edilmez, yalnızca olayı daha da 
zorlaştırır, işin içinden çıkılmaz bir duruma girmesine sebep olurlar.
Bu tip olayların geçmişte de birçok örneğini görmüşüzdür.
Şimdi yeni otogardan dolayı çıkan sorunda yine birçok olaydaki gibi 
çadır kurularak burada bir eylem yapılmaya çalışılıyor.
Yine kurulan çadırı, konuyu ayrıntılarıyla bilen ya da bilmeyen 
siyasiler ziyaret etmeye başladılar.
Hızlı davranan bazı kurnaz milletvekili aday adaylarından sonra, şimdi 
CHP Yenişehir İlçe Teşkilatı “Çadır Otogar” denen yeri ziyaret ediyor 
ve eylem yapan esnafa destek veriyor.
Geçtiğimiz hafta eylem yapan otogar esnafını ziyaret eden bir 
milletvekili aday adayının danışmanlarını arayarak doğru bir şey 
yapmak ve bir uzlaşmaya katkı vermek istiyorlarsa, olayın tüm 
tarafları ile görüşmeli ve de bir çözüm önerisi getirmeliler, diye 
düşündüğümü belirtmiştim.
Sanırım kentimizde siyaset yapan ve yapmak isteyen aktörlerin en 
büyük sorunu; çözüm, uzlaşma, barış, anlaşma kavramlarından uzak 
olmaları ve bunların sağlanmasına katkı vermemeleri.
İyi niyetli, adaletli; Mersin, ülke ve insan duyarlılığı öncelikli 
siyasetçiler olayın çözümüne katkı vermeye uğraşmalıdır. Olayın 
tarafları ile görüşmeli, arabuluculuk yapmalı, çözüm önerileri 
getirmelidirler.
Olayın tarafı olarak da Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’ni ortaya 
atmak doğru değildir. İhale yapıldıktan sonra Büyükşehir 
Belediyesi’nin burada hukuken bir yetkisi kalmamıştır.  
Olayın şu anda iki tarafı otogar ihalesini alan firma ve otogar 
esnafıdır.
Otogar olayında taraflar zarar görüyor gibi ise de aslında zarar gören 
tüm Mersin halkıdır;  Mersin’in ülke genelindeki imajıdır.
Buradan siyasi rant çıkarmak isteyenler hem kendilerine hem de 
çözümü engelleyerek ya da geciktirerek Mersin’e zarar vereceklerdir.
Otogar esnafı da kendi üzerlerinden siyasi rant sağlamaya çalışan bu 
siyasetçilere geçit vermemeli ve onların kendilerine yarar yerine zarar 
vereceğini bilmelidir. Çünkü bu ziyaretler ve boş destek nutukları 
meseleyi bir milim olsun çözüme yaklaştırmıyor.
Varsa konuya ilişkin yasal bir düşünceniz söyleyin; iki tarafı da 
dinleyerek kent adına neyin doğru olduğunu birlikte konuşalım. Ama 
sırf muhalefet olsun diye ortalıkta dolaşıp durmak kimseye yarar 
sağlamaz…
Günümüzde artık şark kurnazlığı ile siyaset yapma geçerliliğini 
kaybetmektedir ve bu anlayış kentimizde de karşılık bulmamalıdır.
Zaman olayların çözümü için katkı vermek, uzlaşma sağlanmasına 
yardımcı olmak ve öncelikle Mersin’i düşünmek zamanıdır. 
Umarım bu sorunlar tarafların duyarlılığı ile bir orta yol bulunarak 
çözülür. Yeter ki mesele bir siyasi rant sağlama aracı olmasın; ucuz 
taşra siyasetçilerinin içi boş nutukları için malzemeye dönüşmesin. 
HARUN ARSLAN