hep Özcan ve de dolayısıyla CHP etkisi altında geçti.
CHP propagandası yapanlar, CHP için çalışanlar hiçbir çekince göstermeden gayet açıklıkla seçim çalışmalarını sürdürdüler.
Bu güne kadar MHP de Mersin’de seçim çalışmalarını Türkiye’de en güçlü illerden biri olarak yine rahat bir şekilde sürdürdü.
Ak Parti de ise durum hiç böyle olmadı. 
İl genelinde 3 parti birbirine yakın ve şehir merkezinde de 4 parti birbirine yakın oy alırken bu oranda Ak Partiliyi açıklıkla seçim çalışmalarında ve de partisinin fikirlerini savunur durumda göremedik.

Ak Parti kuruluşundan beri Mersin’de hakim olan 12 yıllık bir Özcan ve CHP etkisi ve bunun getirdiği bir mahalle baskısı kentte adeta Ak Partiliyim demeyi ve Ak Parti lehine propaganda yapmayı engelledi.
Nerdeyse tüm Oda, STK, Cemiyet vs. Başkanları ve dolayısıyla bunların etkisiyle üyeleri ve kentin çoğunluğu Ak Parti karşıtı bir büyük cepheyi oluşturdular. 
Anadolu’nun diğer illerinden farklı olarak Mersin’de Ak Parti iktidarı ile kaybedilecek çağdaş kazanımlar abartılarak anlatıldı ve halk inandırıldı.

Tüm bunların sonucunda Ak Parti karşıtı seçim propagandaları birazda güçlü kent dinamiklerine yaranmaya yönelik olarak başarılı bir şekilde yürütüldü.
Buna karşı Ak Partililer kent güçlülerinden birazda çekinerek daha gizli ve utangaç seçim çalışmaları yürüttüler.

12 yılda geçirdiğimiz sayısız seçimden sonra geldik Cumhurbaşkanlığı seçimlerine.
Burada rollerin tamamen değiştiğini görüyoruz.
Değişen CHP yerel yönetimiyle, tarafını seçme bocalaması içerisinde olan birçok kent dinamiği CHP desteğini almadan eski istek ve gayrette bir seçim çalışması gösteremiyorlar. 

Ak Partililer adaylarından emin ve gururlu olarak hiçbir tereddütleri olmadan açıkça destekliyorlar ve seçim propagandasını yürütüyorlar. 
CHP de ise artık hem yerel yönetim desteği olmadan hem de adaylarından tam olarak memnun olmadıklarından destek verme vermeme arasında bocalıyor ve birçokları da CHP görüşlerine uymayan bu adayı desteklemeyi kendilerine yediremiyor, desteklemiyor yada çekingen ve utangaç bir destek veriyorlar.
MHP de ise durum daha da vahim. “Ülke” ve “Lider” güçlülüğü öncelikli gelen MHP de, MHP şartlarına uymayan sessiz, sakin, biraz sıkıntılı aday ise büyük bir sorun. 
MHP’ lilerin içlerine sindirerek adayı desteklediklerini göremiyoruz.

Başbakan’a daha çok basında yer verilmesi ve diğer adayların kendilerini yeteri kadar tanıtamamalarından dolayı seçimin adil olmadığı söylense de aslında durum tam tersi. 
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu televizyonda seyredenler, yaptığı hatalarla, siyasi acemilikleriyle, değişen fikirleriyle daha iyi tanıdıkça ondan uzaklaşacaklar.
Hatta ilginçtir Ekmeleddin Bey televizyon da konuştuğu zaman duyabilmek için mutlaka televizyonun sesini biraz yükseltmek gerekiyor ama buna rağmen de halkın anlayacağı, halka hitap eden, halka sempatik gelen bir dil kullanamıyor.  

Geçen dönem Mersin Ak Parti Büyükşehir Adayını CHP lilerin en çok eleştirdiği konu Mısır El Ezher Üniversitesi’nden mezun olması idi.
Şimdi aynı çelişki ve benzer birçok çelişki içerisinde kendi adaylarını desteklemek durumunda kalıyorlar.
CHP ve MHP görüşlerinden çok farklı bu aday için bir uyum zorlaması başarılı olamayacaktır.
Bu uyumu içlerine sindiremeyen CHP ve MHP liler ya partileri için zorla da olsa istemeyerek oy kullanacaklar yada sandığa gitmeme tercihlerini kullanacaklardır.
Mersin’de basında yazan CHP yanlısı yazarların yazılarında ki isteksiz, zorlama Ekmeleddin’in başarılı olacağı övgü yazılarında da kendilerinin dahi tam olarak inanmadığını gösteriyor.   

devam edecek