1938 yılında Mersin’in Silifke ilçesinde 11 çocuklu bir ailenin 11.çocuğu olarak dünyaya gelmiş. İstanbul Üniversitesi Psikoloji mezunu Cüceloğlu, ABD’de Bilişsel Psikoloji doktorasını yapmıştır. 1980-1996 yılları arasında ABD’deki California Eyalet Üniversitesi’nde çalışmıştı. Türkiye’de Hacettepe ile Boğaziçi Üniversitelerinde çalıştı. Üniversite öğrencilerine, öğretmenlerine, ana-babalara, iş adamlarına ve yöneticilerine yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları yapmıştır. Final Dergisi Dershaneleri Yöneticilerine yönelik benim de bulunduğum, 3 günlük bir seminer Bolu Abant’ta bize de vermişti.
Cüceloğlu, Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen kitaplar yazmaktaydı. İletişim psikoloji uzmanı Cüceloğlu, 40’dan fazla bilimsel makalesi ve çok sayıdaki kişisel gelişim kitabı ile tanınıyordu.

Bilge ve mütevazi insan Cüceloğlu hayatı ve yazdıkları ile birçok insana yol gösterdi, rehber oldu. Gönül rahatlığı ile iyi insan diyebileceğimiz kaç insan vardır ki…? İşte onlardan biriydi. Sonunda çok sevdiği ve özlemini duyduğu annesine 16 Şubat 2021 günü kavuştu. O, kendini insanlığa adamış bir değerdi.. Ardında bıraktığı sevgi ve irfan yolu, herkese ilham olmaya devam edecek. Onu her daim özleyeceğiz..

Mesleğinde herkese kendini sevdirmiş değerli bir rehber öğretmendi. Kendi sorumlu olduğum dershanemde öğretmen, öğrenci ve anne-babalara rehberlik ettirdiğim sevimli insan.. Final Dergisi Dershanelerinin rehber öğretmeniydi..

1999 yıllarında Denizli de bir konferansı olmuştu. 1000 kişilik salona 2000 kişi gelmiş ve oturacak yer kalmadığı için ben koltuklar arasında merdivenler üzerinde oturmuştum. Beton beni hasta etti ve en az 3 ay öksürükten kurtulamamıştım. O konuşmasında; değerler kültürü ve korku kültüründen bahsetmişti.
Hoca, değerler kültürü ile şu örneği vermişti: Bir fabrikada Recep ustayı işçileriyle birlikte bir araya getirdim. Halka oluşturdum. Ortalarına bir mendil ve mendilin üstüne de bir ekmek dilimi koydum. Recep usta ekmeğin üstüne bas sana 100 lira dedim. Recep usta sert sert baktı. 250 lira çıkardım, bas ekmek diliminin üstüne para senin dedim. Recep ustanın şakakları kalkmaya başladı. 500 lira çıkardım, bas ekmek diliminin üstüne para senin dedim. Recep usta, hocam sen aklını mı yedin, trilyon lira koysan yine ekmeğin üstüne basmam dedi. İşte ekmek, Türk toplumunun bir değeridir. Değerler kültürünü bu örnekle ifade etmişti…

Takdir edilen, ilmine bilgisine güvenilen, fikirlerine önem verilen, söylerse doğru söyler denilen, bu konuda ne yazmış denilen, sevilip saygı duyulan, tüm topluma mal olmuş insan Doğan Cüceloğlu.. Onun tarafı yoktu.. Bir grup adına fikir beyan etmezdi.. Herkes adına konuşurdu.. Ortada dururdu.. İnsan adına insanlık sorunlarını anlatandı..

Toplumun bir acısını en düzgün, en anlaşılır ve en etkileyici şekilde toplum odaklı anlatımı olan bir ilim adamıydı. Türkiye’nin yetiştirdiği ender insanlardandı. Doğan Cüceloğlu tüm Türk toplumunun ortak kaybıdır.

Doğan Cüceloğlu’nu tam anlatmam mümkün değil. Onu kendisinin kaleminden anlamaya çalışalım:
“Ölümün saati yok. Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın onu. Durup , durup sevdiğinizi söyleyin, özle hissettirin. En ufak bir şeyde bitti demeyin, ağlatmayın, üzmeyin. Neden mi? Çünkü ölümün saati yok. Belki son görüşünüzdür. Belki de son sarılmanızdır. Belki de saatler sonra ona değil de, artık toprağına dokunacaksınız, onun değil de toprağını öpeceksiniz. Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra değil, şuanı bilin. Toprak aldığında geri vermez. Çünkü ölümün saati yok.”

Haklısın Doğan hocam; sen ebedi evine göç ettin. Seni toprak aldı.. Artık geri vermez.. Makamın ali mekanın cennet olsun. Dua..
Sağlıklı kalın. Şubat 2021, Ankara. İsmet Kadıoğlu.