Sosyal medya ve resmi internet sitesi üzerinden yaptığı paylaşımda devlet aklının geleceğimizin garantisi olduğunu ifade eden Araştırmacı akademisyen Doç. Dr. Halil Murat Ünver , “Devlet Aklı”  kavramının çok önemli bir devlet özelliği olduğunu  ve Devlet aklının devlette yer alan tüm kadroların vizyoner ve proaktif olması gerektiğini  , devletin ve milletin menfaatlerini kutsal sayması, kendi menfaatlerini ve canını ise hiçe sayabilmesi olduğunu ifade etti.

Devlet görevinde bulunan insanlarda milli ahlak, milli akıl gibi unsurlara sahip olmasını  söyleyen Doç. Dr. Halil Murat Ünver bu değerlere sahip olmayan insanların görevlendirilmemesini belirtti. 

“Devlet aklı olmadan devlet olmaz, devlet olmadan vatan olmaz.” vurgusunu yapan yapan Ünver yaptığı paylaşımda şunları kaydetti ;


Zaman zaman gündeme taşınan “Devlet Aklı” kavramı gerçekte, özellikle Çanakkale Harbi’nden sonra ve Cumhuriyet tarihi boyunca yozlaşmış olmuş/edilmiş çok önemli bir devlet özelliğidir.

Devlet aklı demek devlette yer alan tüm kadroların vizyoner olması demektir, proaktif olması demektir, devletin ve milletin menfaatlerini kutsal sayması demektir, kendi menfaatlerini ve canını ise hiçe sayabilmesi demektir. Kısacası devlet aklı demek geleceğimizin garanti altında olması demektir.

Ünlü Selçuklu veziri çok iyi yetişmiş bir devlet adamı olan Nizamülmülk (Hasan bin Ali bin İshak) meşhur eseri Siyasetname’de devlet adamlarının istifade edeceği çok güzel örnekler ve mesajlar vermiştir. Ancak vermek istediği mesajları alabilmek için zihinsel alt yapının uygun olması gerekir.

Maalesef ülkemizde devlet adamı olma ruhunu veren bir yapı yok. Harb Okulları’nın bu görevi ifa ettiğini düşünürdük ancak 15 Temmuz’da anladık ki okullar hain emellere sahip mankurtlar tarafından ele geçirilmiş.Sivil okullarda ise bu konu İşletme Bölümlerinin Yönetim Organizasyon Anabilim Dallarının müfredatına dahi hiç girmedi.

Ülkemiz ve geleceğimiz için hayati öneme sahip olan devlet aklına sahip olma işi kişilerin ferasetine, kabiliyetine, özel ilgisine bırakıldı ve Osmanlı’nın devlet adamı olmak üzere özel olarak yetiştirdiği Enderun ve Harbiye mezunu son memurlar da zamanla görevden çekildikçe devlet aklı önemini tamamen kaybetmiştir.


Mesleğim gereği özellikle bilgisayar ve telekomünikasyon teknolojisinin ülkemizdeki ve dünyadaki gelişme sürecini öğrencilerime anlatırım. Bu süreci incelediğinizde Türkiye’nin teknoloji üretemese de hiçbir zaman güncel teknolojinin gerisinde kalmadığını görürsünüz. İşte bu devlet aklıdır.

Devlet aklı öyle bir şeydir ki; bir durum meydana geldiğinde ilgililer isteyerek veya istemeden gereği ne ise yapar ve kimse buna engel olamaz.

İnanılmaz şekilde hızlı ve kati sonuç alınır. Mesela Mavi Vatan konusu yakın zamanda yaşanan bir örnek olarak verilebilir. Bunu sinerjiyi tanımlamak zordur; milli ahlak, milli akıl, genetik gibi unsurlar bunun dürtülerini oluşturur.

Bir sistematiğini tanımlamak zordur. Devlet aklı uzun yıllardır, rahmetli Atatürk’ün vefatından hemen sonradan itibaren yok edilmek üzere çalışılmaktadır.
 
Devlet aklının yok edilmesi devlet görevinde bulunan insanlardan milli ahlak, milli akıl gibi unsurların kaldırılması yani bu değerlere sahip olmayan insanların görevlendirilmemesi gerekmektedir. Sanırım bu cümle anlayan için bir anlam ifade eder.

Uzun yıllar boyu çok çeşitli mecralarda dile getirdiğimiz ancak sesimizi kimseye duyuramadığımız önemli konu ise devlet aklının ne yazık ki savunma sanayiinde gereğini yapmalıdır.

Bunun nedenlerini bir MKE Mensubu olarak gayet iyi biliyorum ama bu ihanetler geçmişte kaldı. Devlet aklının kararı ile son 10 yılda savunma sanayinde büyük bir atılım yapması takdire şayandır. Kısa zamanda müthiş projelere imza atıldı.

Birilerinin bir zamanlar küçümsediği ayran kokulu Türk çocukları dünyaya parmak ısırttılar. Ancak bir alanda, çok önemli bir alanda, silah-mühimmat üretiminde hala diğer projelerde sağladığımız trendi yakalayamadık.

Burada kistleşmiş bazı sorunlar var ve bunları aşmak çok kolay değil bununla ilgili görüşlerimi başka bir başlık altında açıklayacağım.

Velhasıl “devlet aklı” kavramının gündeme gelmesi benim açımdan son derece sevindiricidir. Geleceğe umutla bakmamı sağlayan ışığın kaynağı budur.

 Nene Hatun’un ne demişti;  “Bebem anasız büyür, vatansız büyüyemez”. Devlet aklı olmadan devlet olmaz, devlet olmadan vatan olmaz.