Birçok insanın karşılaşmaktan korktuğu durumlar olabilmektedir. Örneğin böcek görmek, uçağa binmek, denizde yüzmek vs. Klostrofobi de bu korkulardan birisidir. Genel bir tanım yapılacak olursa klostrofobi dar bir alanda ya küçük bir alanda kalma korkusu olarak açıklanabilir. Klostrofobi nedenlerini açıklamadan önce klostrofobinin ne olduğunu iyi bilmek gerekir.

Bir tür anksiyete bozukluğu (kaygı bozukluğu) olan klostrofobi birçok uyaran ile etkisini gösterebilmektedir. Genellikle asansör, banyo, penceresiz odalar ve kilitli odalar gibi uyaranlar sonucunda etkisini göstermektedir. Hastalar kendilerinin sürekli bir korkuya maruz kalacağını hissederler ve daha uyaranla karşılaşmadan anksiyetesi gelişmeye başlar ve son olarak panik atak ile sonlanır.

Klostrofobisi olan hastalar aslında korkunun oluştuğu yerde başına birşey gelmesinden çok kısıtlanmış hissettikleri için korku ve anksiyete yaşamaktadırlar.

Hangi Durumlarda Klostrofobi Yaşanır ?

  1. Asansör kullanmak
  2. Dar boğazlı kazak kullanımı
  3. Özellikle banyo gibi yerlerde kilitli kalma
  4. Araba yıkama merkezlerine araba içerisinde girmek
  5. Kalabalık ortamlar
  6. Mr gibi görüntüleme merkezlerine giriş yapmak
  7. Tünel ve tren gibi dar alanlar
  8. Penceresi kapalı alanlarda bulunmak

Klostrofobi yaşayan hastalar bu durumun saçma olduğunun farkındadır fakat korkmaktan kendini alamaz. Klostrofobinin yaşandığı durumlar kişinin düşüncesine ve hastalığın evresine göre değişse de benzer olaylar ile kendini göstermektedir.

Hastalar klostrofobiye neden olan etken ile başbaşa kaldıklarında korku ve panik halinde o durumdan kurtulmaya çalışırlar. Genellikle beraberinde havasız kalacakmış gibi veya bayılacakmış gibi hisler hastayı etkisi altına almaktadır.

Görülme oranı oldukça fazla olan bu hastalığın (toplumda yaklaşık %5 oranında) kadınlarda daha sık görülmektedir. Klostrofobi o kadar etkisini gösterir ki ilerleyen vakalarda hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilenmeye başlar.

Klostrofobinin Belirtileri ve Bulguları Nelerdir ?

Klostrofobi yaşayan kişilerde belirtilerin ne zaman göstereceği değişiklik göstermektedir. Klostrofobi belirtileri uzman doktor görüşlerine göre genellikle korku ile baş başa kalmakla beraber o anın düşünülmesinde dahi görülmektedir. İşte klostrofobi esnasında yaşanan psikolojik ve fizyolojik belirtiler;

  1. Çarpıntı
  2. Tansiyon yükselmesi
  3. Baş dönmesi
  4. Mide bulantısı
  5. Kusma
  6. Baygınlık hissi
  7. Elde ve ayaklarda titreme
  8. Terleme
  9. Ağızda kuruluk
  10. Göğüs ağrısı ve sıkışması
  11. Sersemlik gibi belirtiler klostrofobi hastalarında en sık görülen belirti ve bulgulardır.

Klostrofobinin Nedenleri Nelerdir ?

Klostrofobi de dahil olmak üzere birçok psikolojik rahatsızlık çocukluk yaşlarda oluşmaya başlamıştır. Genelde belirtilerini göstermese de hastalık bu yaşlarda oluşmaya başlamaktadır. Aynı zamanda genetik de diğer hastalıklarda olduğu gibi klostrofobide de etkilidir. Ailesinde klostrofobi öyküsü bulunan kişilerde hastalığın görülme olasılığı oldukça yüksektir.

Dışarıdan gelen etkiler klostrofobinin oluşmasında büyük bir etkiye sahiptir. Özellikle çocuk yaşlarda bir korkunun yaşaması veya kısıtlanmış bir çocukluk dönemi geçiren kişilerin klostrofobiye yakalanma olasılığı oldukça yüksektir.

Klostrofobi Tedavisi Nasıldır ?

Klostrofobi tedavisine başlanmadan önce hastalığın kesin tanısının konulması gerekir. Korkuların nedeni eğer kısa süreli ve mevcut bir duruma dayanıyorsa klostrofobi tablosu aranmamalıdır. En az 6 aydan beri süren ve sebebi olmayan korkularda ve anksiyete krizlerinde tedaviye başlanmalıdır.

Bir anksiyete bozukluğu olan klostrofobinin tedavisi hastanın da durumu kabullenmesi ve destek vermesi ile büyük oranda başarı göstermektedir. Tedavi terapi ve ilaç tedavisi olarak yapılabilmektedir. İlk aşamada kişi bilişsel davranışçı terapisi ile hasta desteklenmelidir. Alanında uzman psikologlar tarafından yapılan bu terapide hastanın durumun farkına varması ve baş etme yolları hakkında bilgi sahibi olması sağlanır.

İlaç tedavisi psikiyatri hastaneleri Adana doktorlarından reçete edilmektedir. Bu ilaçlara genelde terapinin işe yaramadığı durumlarda ya da kişinin yaşam kalitesini yükseltmeye yardımcı olmak için başvurulmaktadır. İlk aşamada doz ayarının yapılması gerekmektedir çünkü hastada istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilir. Hastanın ciddi belirtilerini azaltmak için sakinleştirici ve antidepresan içerikli ilaçlar verilmektedir. Ancak bunlar kesin çözüm olmadığı için hastanın terapiye devam etmesi ve korku esnasında nefes egzersizleri ile durumu tolere etmesi gerekmektedir.