Biz kriz severiz. Ekonomik, sosyal, siyasal, sağlık, eğitim, adalet, yerel, ulusal krizlere bayılırız. Yeter ki kriz olsun...

Normal yaşamaktan, her şeyin yolunda gitmesinden mutlu olamıyoruz.
Yahu, döviz almış başını gitmiş, ekmek bilmem kaç lira olmuş, insanlar ucuz veya askıda ekmek kuyruğunda, İktidar kendisini başarılı zannediyor, Muhalefet  " oh olsun" diyor...

Ya vatandaş?
Soruyorum kardeşim?
"Vatandaş kimin umurunda?"...
Gelir düzeyi artık ciddiye alınmıyor, eh Asgari Ücret yüzde 50 arttı, vergi gitti, tek teselli.
Bu yıla kısmetmiş.
Haberleri yakından takip işimiz.
İster istemez önümüze düşüyor.
Başka dert yokmuş gibi, trafikte sıkışan, yeni aldığı evini beğenmeyen, arabasının servis ücretini çok bulan, basıyor feryadı...
"Yazın bunu"...
Olur canım, hemen, lafı mı olur, biz ne güne duruyoruz?
Senin Milyonluk arabanın döşemesi elbette çok önemli.
Şimdi bir de bir kesim yılbaşını nerede kutlasam derdine düşmüş...
Her şey bitti, derdimiz yılbaşı olsun...
Demek ki kazanan da kazanıyor, hani...
Bir yanda da, doyma işini meslek edinenler, gülsem mi, ağlasam mı?
Bilmem neredeki et lokantası şahaneymiş ama hesap fena gelmişmiş...
Üç kişiye Bin Beş Yüz ödemişmiş...
Neymiş efendim bu?
Evinden çıktın, arabana bindin, kapısına gittin, öde hesabı, benim maaş kadar bahşiş valeye, garsona bırak...
"Yaz bunu"...
Olur, okuyucu hazır bekliyor "Amanın" demek için...
Bir dahaki sefere giderken haber ver, sizin masaya özel menü hazırlatalım...
Benden olsun bu defa...
Evet kriz herkes için farklı.
Gün geçtikçe daha da büyüyor, kafadaki soru işaretleri...
Bir markete gir 600- 700 Lira ver, ne aldın?
Elle tutulur, koca bir hiç...
Allah sonumuzu hayretsin...
Sevgiyle, mutlu kalın... 

Bahar GÖRGÜN

[email protected]