Dertlerini bile anlatamayan canlarımız...
Sesleri belli, ya havlarlar, veya miyavlarlar...
Bir de uçanları var...
Umudu, neşeyi taşıyan kanatlılar, dostlarımız, canlarımız...
Kimimiz evlerimizde bakıp besliyoruz...
Bahçede, sokakta her yerdeler...
Bakışları ürkek, kimilerinin karınları aç...
İnanın herşeyi anlıyorlar, derdinizi dinliyorlar, hatta sizi asla satmıyorlar...
Bir oğluş kedim Ares'im var...
Eve geldiğimde gözüme bakıyor beni çözmeye çalışıyor, eğer moralim bozuksa benimle üzülüyor gözlerini benden ayırmıyor...   
Kedilerin en özel sesi olan mırlamasıyla beni mutlu etmeye çalışıyor...
Beni bir insan gibi dinliyor, benimle hislerimi paylaşıyor...
Birçok kendini insan zanneden hazetmiyor, sevmiyor hatta, saldırıyor...
Anlıyorum, anlamaya çalıştıklarım da var elbet, sevmeyebilir, tiksinebilirsin...
Bunu da kısmen anlarım...  Gelgelelim, saldırmanı kabul edemem...
Orada senin insan halin bitiyor...
Bir sokak kedisi veya köpeğine saldırdığın anda, sen tehlikeli azgın hatta kuduz bir köpeğe dönüşüyorsun...
O sokaktaki zavallı, Tanrının bize emaneti, evdeki evlat neyse o da aynı...
İmkanın varsa bir kap yem, bir kap su bekliyor...
Vermesen de olur, verene bulaşma, o kapları dökme...
Bırak biz sevgimizi onlarla yaşayalım...
Hayvanları koruma günü, 21. Yüzyıl ve biz halen sokak canlılarını korumak için mücadele veriyoruz...
Kime karşı, aynı yüzyılın insanına karşı, çok yazık, utanç verici...
Eşi benzeri olmayan canlarımızın günü kutlu olsun, onlar iyi ki var...

Kısarlaştır, aşılat, yaşat...

[email protected]