Babanız, muhtemelen onun açtığı iş alanlarından rızkınızı temin etti.
Belki, onun lokmalarıyla döllenip, ana rahmine düştünüz.
Anneniz sağlıklı doğumunu onun açtığı hastanede yaptı.
O’nun açtığı okullarda okudunuz.
O’nun getirdiği  elektrikle fiske lambalarınızı kırdınız.
O’nun açtığı yollardan hedefinize yürüdünüz.
O’nun getirdiği su ile kirden pastan arındınız.
Muhtemelen O’nun açtığı üniversitelerde okudunuz.
Ne yazık ki adam olamadınız!
Hayatının yarım asrını kalkınmanıza, gelişmenize, demokrasi içinde  hür nefes almanıza hasreden bir büyük hizmet ve dava adamının arkasından olmadık laflar ediyorsunuz.
Allah’ın indirdiği ayetlere “bakara-makara” muhabbeti kuranların,
Peygambere “kibirlilik” atfedenlerin günahlarını örtüyorsunuz da,
Aynı peygamberin “ölülerinizi hayırla yadedin” hadisine sırtınızı dönüyorsunuz.
Bu nasıl insanlık?
Bu nasıl dindarlık?
Bu nasıl edep?
Yazıklar olsun!
Size insanlığı yakıştırmak istiyorum ama,
Elinizde değil, olamıyorsunuz.
Sizinle O’nu tartışmayacağım.
Aklınız akıl değil,
        Vicdanınız yok hükmünde.
Veyl mahlûklar!