İki emekli parkta oturmuş, güvercinleri seyrederken konuşuyorlarmış:
- Ben bu siyasileri güvercinlere benzetiyorum.
- Neden?
- Yerde, yanımızda iken avucumuzdan yem yiyorlar, seçilip yukarı
çıkınca kafamıza sı..yorlar. 
Siyasilerin, seçim öncesinde öyle vaatleri var ki, yukarıdaki fıkrayı 
anımsatıyor. 
Maaşlara zam, işsizlik azalıyor, yaşam kolaylaşıyor, say sayabildiğin 
kadar.
Madem bütün bunlar yapılabilecek şeylerdi, şimdiye kadar neden 
yapmadınız.
Bir kısım vaatler de var ki insan anlamakta zorlanıyor.
Akıllara ziyan bu öneriler, seçim vaatlerinin en uç örnekleri:
         *    *   *
Bir kısım partilerin seçim vaadi, daha doğrusu “tehdit” i de şu:
“Bana oy vermezsen, o parti gelir”.
İyi de, sen ne yapacaksın.
Düşünün ve bilin ki “Hiç birinize mecbur ve mahkum değiliz.”
      *   *   *
Önerisi olanların, önerdikleri şey de onlardan farklı değil.
 “Emeklilere yılda 1.200 Lira zam” bunun bir örneği.
Pazarcı esnafı, sattıkları mal ucuz görünsün diye üzerine 100 lira 
yazmazlar da, 99.99 lira yazarlar ya, işte öyle bir şey.
Sanki vatandaşı kandıracaklar.
Senelik zam 1.200 lira diyecek yerde, desen ya ayda 100 lira zam.
Yok, o zaman az görünür.
Bari oldu olacak, 10 senelik zam 12.000 lira de, olsun bitsin bu iş.
      *   *   *
Bir diğer örnek;
“İlk defa işe girenin, bir senelik maaşı bizden” diyor. “Biz” dediği 
“devlet”, babasının cebinden verecek değil ya. 
Bu durumda yapılan yardım, “işçiye” değil, “işverene” olacak çünkü 
işveren bir sene boyunca tek kuruş vermeden genç işçisini çalıştıracak. Sene 
sonunda “Güle, güle”. Gelsin yeni işçi. 
Nasıl olsa, parasını “biz” yani “devlet” yani “halk” verecek.
      *   *   *
“Çeyiz parası, iş kurma kredisi” var ki tam bir “fak-fuk fon” faciası. 
Senelerce para yatıracaksın. Devlet o parayı kullanacak, ayrıldığın zaman % 10 
faizi ile geri alacaksın, 
Alabilirsen. 
Bu parayı bankaya yatırsan daha iyi.
      *   *   *
Bir de “Çocuk parası” var:
Birinci çocuk için 300 lira
İkinci çocuk için 400 lira
Üçüncü çocuk için 600 lira vereceklermiş.
Yani toplam üzerinden değil ve tek bir kere. 
İkinci çocuk için 100 lira fark var, neden bu kadar ucuz da, üçüncü de fark 
daha fazla.
Peki dördüncü çocuk olursa ne olacak.
Verdikleri parayı geri mi alacaklar.
      *   *   *
Bu kadar vaad içinde “milletvekili kıyaklarına” ait tek bir söz yok. Malı 
götüren kendileri olunca susma haklarını kullanıyorlar.
      *   *   *
“Çağ atlatacağız” diyorlardı.
Bu da doğru.
Okullarda “Arapça” dersi.
Çağ atlatıyorlar da,
Geleceğe doğru değil “geçmişe doğru, çağ dışı” çağ atlamak.
      *   *   *
Seçim vaadlerinde en “uç nokta” ve en “uçuk nokta”…
İş’den, aş’dan önce “eş” bulmak.
“Annen, baban; eş bulamazsa, bize gel, eşin hazır.” 
Sanki, devlet dairesi, siyasi Parti değil de;
“Çöpçatan Bürosu.”
İsteyene sarışın, isteyene esmer, istersen pehlivan yapılı.
      *   *   *
Bir diğer vaad; 
 “Hayatı ucuzlatacağız” diyorlar.
En gerçekçi vaad bu.
Gerçekten hayatı ucuzlattılar; “İnsan hayatı sudan ucuz.”
Yani “güvercin” misali.
Yerde iken avucumuzdan yem yerler, havalanınca kafamıza…
Av.A.Erdem Akyüz