Konut sektörü müthiş bir balon yapmış, her an patlayabilir.
Bu patlama ekonomiyi alt üst edebilir.
Sektördeki konut stoku birbuçuk milyona yaklaşmış.
Anlayacağınız; yapılan konutların tümü elde kalmış, satılmıyor.
Konut kredileri artık satın alınmıyor.
Zira, faizler yüksek.
Faiz yüksek olunca, krediye olan talep azalıyor.
Kredi olmayınca konut satışları dibe vuruyor.
Yapılan konutlar satılmıyor, elde kalıyor.
İşte böyle bir balon.
Şiştikçe şişmiş, şimdi patlama noktasına gelmiş.
Hükümetle Merkez Bankası arasındaki çekişme bu yüzden.
Hükümet, ısrarla faizlerin düşürülmesini istiyor.
Merkez Bankası buna direniyor.
Baskılar, Merkez Bankası başkanını istifa noktasına kadar getirmiş vaziyette.
İpler ha koptu, ha kopacak!
İpin kopması ekonominin darmadağın olması, bir daha zor toparlanması demek.
Ama olsun;
Madem muktedir hazretleri böyle istiyor, faizler düşürülmeli.
Birileri, muktedire serbest piyasa düzeninde ve Merkez Bankası'nın bağımsız olduğu bir ülkede faizlerin komutla düşürülemeyeceğini söylemeli ve ikna etmeli.
Muktedirin bu ısrarı sürer, faizler düşürülürse bu defa dövizin önü alınamaz.
2001 krizi gibi bir kriz yaşarız.
Bu, ekonominin yeniden çöküşü anlamında bir gelişme olur ki, Allah korusun!
Merkez Bankası, Türkiye'nin en iyi yetişmiş, ciddi ve bilgili bürokratlarının toplandığı bir kurum.
Burada her şey dünya piyasasındaki gelişmelere göre hesaplanır, her tedbir buna göre alınır.
Dünyada tek başına değiliz.
Global piyasayla uyumlu hareket etmek zorundayız.
Konut sektörün kodamanları satamadıkları konutlar için vaveyle koparıp muktediri içinden çıkılamaz bir noktaya sürüklemek istiyorlar.
Kısaca, bir “cahil cesareti” gösterilmesini bekliyorlar.
Bereket versin ki ekonominin başında Ali Babacan gibi sorumlu bir şahsiyet var.
Maliye Bakanı Şimşek de işini iyi yapan bir bakan.
Bu iki Bakan devlet sorumluluğu içinde ekonomiye sahip çıkıyorlar ve muktedirin baskılarına taviz vermemeye çalışıyorlar.
Merkez Bankası'nın başında da önemli ve bilgili bir bürokratımız var: Erdem Başçı.
Bu üçlünün dik duruşu ekonomiyi kurtarmaya yeter mi bilmiyoruz.
Zira, değeneğin iki ucu da sorunlu.
Faizler düşürülse döviz patlayacak,
Düşürülmese 1,5 milyon konutun yarattığı balon patlayacak.
Her iki durumda da istikbalimiz pek parlak görünmüyor.
Yine de en iyisi Merkez Bankası'na güvenip, cahil cesaretine karşı direnmek.
Konut sektörünün kodamanları batmasın diye, ekonominin çökmesine seyirci kalınamaz!
Bitecekse AKP bitsin,
Kaybedecekse varsın muktedir kaybetsin!