Pek çok kişi için bir hobi alanı olarak başlayan sosyal medya günümüzde bir kariyer sahasına dönüşürken modern zamanların en popüler mesleklerinden birisi ortaya çıktı: Influencerlık. Özellikle Z kuşağının hem takipçi tarafında hem de influencer tarafında büyük ilgi gösterdiği bu pazar gitgide büyüyorken akıllı telefonlarımızı elimizden düşürmediğimiz pandemi döneminde daha da genişledi ve farklı sahalara yayıldı. Peki bu kadar büyüyen bir sektörde herkese yer var mı? Böylesine cazibeli bir iş yanında hangi zorluklarla geliyor? Başarılı olmanın sırrı ne? “Bu çok büyük bir pasta ve herkese yetecek kadar dilim var” diyen Influencer Ceren Kaya, başarılı olmanın sırrının her işte olduğu gibi bu işte de çok çalışmak ve takipçilerle güven bağı kurmak olduğunu söylüyor. Fashion Nova’yla çalışan ilk ve tek Türk influencer Ceren Kaya ile influencer dünyasına dair merak ettiklerinizi konuştuk. Ceren Kaya kimdir? Kendini nasıl tanımlarsın? Ceren Kaya, 1995 doğumlu, Çanakkaleli, 2019 senesinde Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunu olan, moda ve makyajla ilgilenmeyi önce hobi daha sonrasında kendine iş edinen, dünya modasını yakından takip eden ve kendini her gün geliştiren, hayatını sosyal medyada takipçileriyle paylaşmayı seven bir kız. 2020'de artık bir influencer olarak kariyer yapmak oldukça yaygın ve özellikle Z kuşağı için oldukça cazibesi olan bir iş. Sen bunu istediğine nasıl karar verdin? Ya da kendiliğinden mi gelişti? İlk soruda mezun olduğum bölümümü yazmıştım, üniversite ikinci sınıfta bölümümün bana göre olmadığını anladığım bir dönemdi ve kendime yeni bir hobi arıyordum, okul dışında kafam dağılsın istiyordum. Yolun yarısına gelmişken bölümümü de bırakmak istemedim. Daha sonra modaya olan ilgimi fark edip her gün düzenli fotoğraflar paylaşmaya başladım Instagram’da ve gördüm ki insanlar paylaşımlarımı severek takip ediyor çünkü çok kısa sürede kitlem oluşmaya başlamıştı bile. Bu da bana ayrı bir enerji verdi ve devam ettim. Özetle hobi olarak başlamıştım, şu an tam zamanlı işim oldu. “Bu çok büyük bir pasta, bir dilim de arkadaşım yese ben aç kalmam.” Moda ve güzellik ağırlıklı çalışıyorsun. Rekabetin yüksek olduğu ve iş anlamında oldukça sert sektörler. Kendinden örnek vermen gerekirse bu sektörlerde sağlam adımlarla ilerlemek isteyen birisi nasıl yollardan geçiyor? Başarılı olmak için neler gerekli? Sert bir sektör olduğuna kesinlikle katılıyorum. Neler gördüm neler… İnsanlar çok hırslı; aman o iş benim olsun, aman en çok like ben alayım o almasın… Herkes birbirine çelme takma derdinde, bence en büyük yanlışı burada yapıyorlar. Böyle kimsenin bir yere varabileceğini düşünmüyorum. Bence bu çok büyük bir pasta ve herkese yetecek kadar dilim var. İnsan hırslı tabii ki olmalı; hırs başarıyı besler ama doğru oranda olursa, ben de hırslıyım. Ama hırsım kendime, her ayın sonunda dönüp bu ay neler yapmışım diye bakıp kendimi geçebilmiş miyim diye kontrol ediyorum, geçemediysem bir sonraki ay daha çok çalışıyorum. Aynı zamanda bana bir iş gelse hemen arkadaşına da paslayan biriyim. Benim çokta gözüm yok; herkes kazansın isterim, dediğim gibi bu çok büyük bir pasta, bir dilim de arkadaşım yese ben aç kalmam. Pek çok sektörde zor bir yılı geride bıraktık. Pandemi seni ve işlerini nasıl etkiledi? Değişen şartlara nasıl adapte oldun? Değişen şartlar başta herkes gibi beni de zorladı, özellikle psikolojik olarak. Ama tabi ki zamanla uyum sağlamayı öğrendim bu dönemde herkes gibi. İşlerimi kötü etkiledi diyemem çünkü benim işim sosyal medya ve insanlar günde 5 saat telefonuyla oynuyorsa karantinada hep evde oldukları için bu sefer 15 saat oynamaya başladılar vakit geçmesi için. Bu yüzden hepimizin etkileşimi daha çok arttı bu da bizi iyi etkiledi tabii ki. Bildiğim kadarıyla Türkiye'den Fashion Nova ile çalışan ilk ve tek kişisin. İşbirliğiniz nasıl başladı? Bu benim için bu senenin en güzel başarısı açıkçası. Aklıma geldikçe hala heyecanlanıyorum! Bana mail yoluyla ulaştılar, profilime denk geldiklerini, tarzımı çok beğendiklerini, profilimin markalarını çok iyi bir şekilde temsil edeceklerine inandıklarını söylediler ve güzel bir bütçe de teklif ettiler. Hem Türkiye’de böyle bir markayla çalışan ilk kişi olacağımı bilmek, hem de globalde böyle bir markayla çalışma düşüncesi beni çok heyecanlandırdı ve kabul ettim. Şu an her şey çok güzel gidiyor, bu marka sayesinde farklı yabancı markalardan da iş birliği gelmeye başladı, belki zamanla global olurum ve bu ilk adım olur kim bilir. Asla tarzın olmayan veya asla beğenmediğin bir ürünle ilgili paylaşım yapman gerektiği zamanlar oluyor mu? Tabii ki böyle teklifler geliyor, bunu kabul edip etmemek önemli olan kısım. Örneğin iki sene önce global bir makyaj markası bana bir ürün göndermişti pr gönderisi olarak ve ben hiç beğenmediğimi ürünün iyi gelmediğini insanlarında alırsa parasının boşa gideceğini storylerimde açık açık söylemiştim ve hep çalıştığım marka sırf bu yüzden benimle 1 sene boyunca çalışmamıştı. Hiç önemli değil çünkü ben içime sinmeyen, gerçekten inanmadığım hiçbir ürünü profilimde paylaşmam. Ekonomimiz ortada, belki son parasını benim sözlerime bakarak o ürüne verecek takipçim ve sonuç kötü olursa ben nasıl bunun vebaline girerim. Ayrıca bunu yaparsam takipçim benim sözüme bir kere güvenir ve alır, memnun kalmazsa bir daha da ne sözüme güvenir ne önerdiğimi alır, asla bunu istemem. Benim derdim takipçimle gerçekten bir güven bağı oluşturup bunu yıllarca sürdürebilmek. Hepsi çok değerli tek tek. Sosyal medyada bu kadar aktif olduğunda pozitif yorumlarla birlikte sert eleştirilere de maruz kalınabiliyor. Takipçilerinden olumsuz tepkiler aldığında nasıl hissediyorsun? Eleştirileri değerlendiriyor musun? Eleştirileri elbette değerlendiriyorum yapıcı olduğu sürece. Şükür ki nefret eden kitlem yok denecek kadar az, olumsuz eleştiri yapanları saygıyla dinleyip cevap veriyorum. Onun dışında eleştiri başlığı altında hakaret eden, argo konuşan insanları ise direkt engelliyorum çünkü profilimde böyle saygısız insanlara yer yok. Düzgünce eleştirisini yapan herkesin başımın üstünde yeri var ama konu argoya, hakarete gelince bir dakika bile barındırmam da dinlemem de üzülerek. Türkiye'den ve dünyadan stilini beğendiğin veya örnek aldığın birileri var mı? Türkiye’den Yasemin Özilhan’ın tarzını beğeniyorum. Onun dışında çoğunlukla globali örnek aldığım için ve onlar modayı hep bir adım önden takip ettiği için oradan isimleri takip etmek daha çok hoşuma gidiyor. Globalden favorilerim: Negin Mirsalehi, Emma Leger, Ellie Beatrice Joslin, Marilda Djerf... Uzar gider listem, en favorilerim bu saydıklarım, tarzlarını kendime yakın buluyorum ve bana çok ilham veriyorlar. Instagram: https://www.instagram.com/ceernkaya/