Doğruluk, bir kimsenin sahip olması gereken en önemli vasıflardan birisidir. İnsanlar mesleklerinde, işlerinde, her zaman her yerde, hangi makam ve mevkide olursa olsunlar doğru olmaları gerekir. Doğruluk sadece sözle olmaz. Sözde, niyette, iradede, azimde, vefada ve amelde olmalı. Doğruluk terbiyenin direği, asaletin esasıdır, geçerli bir karakterdir.kar amacı ile mal ve hizmetlerin, para ile ifade edilebilen bütün değerlerin alım ve satım işlerinin İnsanın sosyal bir varlık olma özelliğinden dolayı, topluluklar halinde birbiriyle ilişki içerisinde yaşarlar. İnsanları karşılıklı ilişki içerisine sokan davranışlardan biri de ticarettir. İnsanların ihtiyaçlarının bazıları ticari yollarla elde edilir. Dolayısıyla ticaret bütün insanlığı ilgilendirmektedir. Herkes ister istemez satıcı olarak yahut alıcı olarak ticaretle ilgilidir. İnsanların arasındaki ilişkilerin iyi olması için yaptıkları ticaretin ahlaka uygun olması gerekir. bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma. Bir değer yaratan emek. Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek. Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma.
Şeklinde değişik iş tanımı yapıldığını görmekteyiz. Bu şekilde değişik tanımdaki işi yapan bir kişi, bir eleman vardır. Bu kişi yaptığı iş ya da ürettiği şeyin karşılığında, çalışmanın kalitesine, yapılma süresine ve o işe harcanan malzemeye bağlı olarak para alır.
Usta; bir zanaatı kendi başına yapabilecek kadar öğrenmiş kimse. Bir işte, meleke, hüner, maharet ve bilgi sahibi olan kişi. Kabiliyet ve becerikliliğine, ustalığının kalitesine göre, işi veren kişi ustaya bedel öder. Eğer usta gerçekten kaliteli iş yapmış ise başka zamanlar da aranır ya da bir başkasına tavsiye edilir. Dolayısıyla o usta aranan elaman olur ve fazla para kazanır.
Bu anlattığım konularla ilgili bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. “Toplantıya gideceğim. Geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik…
Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya; taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne…
– Babam günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize, durun kalkmayın derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı. Aha dedim, bizim meslekten, seminerci.
– Ne anlatırdı baban?
– Hayatta nasıl başarılı olunur? O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor.
Annem kızardı, babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandı derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?
– Ne bıraktı?
– Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı: Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın. Falan filan. Ağabey, aradan 15 yıl geçti… Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var.
Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki: – Asıl mirası bizim baba bırakmış. Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 krş’u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah’a şükür. Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim – Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz.”