İzmir’in kurtuluş günü kutlu olsun.

İzmir; çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzüdür.

 

Birinci Dünya Savaşı ile vatan toprakları her taraftan işgale uğramıştı.

Yüzyıllar boyunca Türk Milleti’nin huzuru ve güven ortamında yaşayan halklar isyan etmiş düşmanla işbirliği yapmıştı. Osmanlı padişahı ve hanedan mandacılığı kabul ederken, mücadele yerine düşmanla işbirliğini seçmişti.

Tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamış Türk Milleti kahraman evlatları ile işgale, mandacılığa hayır dedi. Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan işgalden kurtuluş mücadelesi 9 Eylül de İzmir’in kurtuluşu ile sona ermiştir.

9 Eylül 1922 tarihi bu bakımdan önemli tarihi gündür.

 

İzmir; 1919 yılında işgal edilmişti. Bugünkü İslamcıların dedeleri, kentte yaşayan diğer halklarla birlikte işgalcileri karşılamıştı. Ve bu işgale ABD Donanması da katılmıştı.

 

İzmir; 1071 Malazgirt zaferinden sadece 10 sonra 1081 yılında Türkler tarafından alınmıştı. Yani; İzmir, İstanbul’dan tam 372 yıl önce Türk olmuştu. Gavur İzmir diyenlerin torunları bugün İslamcı kimlikleri ile zehir kusmaya devam ediyorlar. O nedenle İzmir, tarih boyunca Türklüğün simgesi olmuş, en duyarlı kentlerden biridir.

 

Yıl 1081: İzmir, Çaka Bey liderliğinde Türkler tarafından fethediliyor.

Yıl 1919: ABD İşgal komutanlığı yönetiminde Yunanlar, İzmir’i işgal ediyor.

Yıl 1922: 9 Eylül günü, Mustafa Kemal liderliğinde işgalden kurtuluyor.

Yıl 1952: NATO Güneydoğu Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Komutanlığı kuruluyor.

Yıl 2001: Afganistan işgalinde harekat üssü oluyor.

Yıl 2003: Irak işgalinde harekat üssü oluyor.

Yıl 2009: NATO Müttefik Hava Komutanlığı üssü oluyor.

Yıl 2011: Libya’nın bombalanma üssü oluyor.

 

Türk düşmanı soysuzlar, Arapçı ümmetçi yobazlar; İslam dini savunucusu görüntüsü altında Türk Milleti’nin tarihi zaferlerini, tarihi kahramanlarını unutturmaya çalışıyorlar.

 

Zafer; Türk-İslâm dünyasıyla Batı-Hıristiyan dünyası arasında prestij ve şeref mücadelesidir.

 

Zafer; milletler için soluk almak gibi bir ihtiyaç, onların törenle kutlanması ise oksijenin ciğerlere gitmesi kabilinden yaşatıcı bir sebeptir.

 

Tarihi zaferleri kutlamak; hem maziye, hem de millete hizmet edenlere karşı saygı olacağı gibi gençliğin terbiyesi ve kimlik kazanması yönünden de önemlidir.

 

Gençlik; yıkıcı ve hain akımların tesirine karşı himayesiz bırakılmıştır. Milli kimlik, Milli tarih, Millî kültürü aşılamak sulandırılmıştır. Heyecansız ve ruhsuz kronolojik tarih öğretilmektedir. Sebep sonuç ilişkisi, yorum ve ders çıkarma algısı verilmemektedir.

 

Türk tarihinin emsalsiz kahramanları, tarihe yön veren zaferleri unutturuluyor.

İslam tarihi diye; Arap tarihi, hurafeleri, kahramanları, beyinlere yerleştirilmeye çalışılıyor.

 

Arapların liderleri, düşünürleri birer simge kahraman olarak Türk Milleti’ne şırınga ediliyor. Utanmıyorlar, pişkinlikle sırıtarak insanları ilkelleştiren zehir kusuyorlar.

 

Bugün yaşadıkları Anadolu coğrafyasının emsalsiz yiğitlerine sırtlarını dönüyorlar.

 

Vatan evlatlarına; dünü unutturulurken, bugün sersemleştirilmiş robot insanlara dönüştüren anlayış telkin ediliyor.

 

Vatan hainleri; kahraman gibi gösterilmekte, her tarafta, yerli ve yabancılar gençliğin beynine örnek insan olarak sokulmakta, bu alçaklığın adı çağdaşlık ya da İslam’a dönüş olmaktadır.

 

Eski Bizans'ı diriltmek ve bunu yapmak için de Türkiye'yi kaosa sürüklemek düşüncesi ardında koşanlar, gaflet dalalet ve hıyanet içindedirler.

Türkiye Arapçı-İslamcı- işbirlikçi mandacıların işgal altındadır.

Zaferlerin anlam ve önemini genç kuşaklara anlatmak gerekir.

Milli uyanış için bir ve beraber olunmalıdır.

 

Günün Sözü: Akılcılığı ve bilimi esas almayan toplumların kimliksizleşmesi kaçınılmazdır.