de uğramışlar; O'nu ve eşini bilgin bir erkek çocuk, alim ve inançlı bir nesille müjdelemişlerdi.
olduğunu anlamaış ve "ey elçiler asıl işiniz nedir?" diye sormuştu. Lut(as) kavmini helak için
geldiklerini öğrendiğinde şefkat ve merhamet timsali İbrahim(as) onlarla helakın durdurulması
için tartışmaya girmişti. Kuran'ın bu anlatımında Hz. İbrahim'in(as) , Allah'ın kesin buyruğu
gelmişken merhametinden dolayı o kavme bir şans daha verilmesini istemesi; bu konuda ileri
gidecek şekilde meleklerle tartışması dikkat çekici bir durumdur. İbrahim'in(as) bu tavrı emre
karşı gelmek değildi; ancak 'durun! bunlar insan, yanlış yaparlar ama belki şans verilirse hatalarını
anlayıp yanlışlarından dönebilirler' yaklaşımıydı. Zira İbrahim(as) de insandı ve insanı yine en
iyi bir insan anlar. İnsanın cinsel zaafiyetini biliyordu. Kaldı ki bu duygu anlıktı; o atmosfer
gittiğinde akılları başlarına gelebilirdi. "Ey İbrâhîm, bundan vazgeç! Çünkü senin Rabbinin emri
gelmiştir. Ve muhakkak ki onlara, geri çevrilemez bir azap gelecek (verilecek)."(Hud suresi
76.ayet) ifadesiyle melekler tartışmada son noktayı koymuşlardı. Tanrı'nın emrine elbet
İbrahim'in(as) de bir diyeceği yoktu.
Lut'un(as) içine müthiş bir kasvet çökmüş; sırtına tonlarca ağırlık konmuştu adeta. Zira kavminin
dalaletini biliyor ve bu masum misafirlere karşı onu zor duruma sokacakları ve konuklarını onların
elinden korumakta güçlük çekeceği endişesini taşıyordu. Bu sıkıntılarla bir anda adeta hayatı
kararmıştı Lut'un(as). Ve bu sıkıntısını Kuran'ın diliyle şöyle ifade etti: “Bu, çok kötü (zorlu) bir
gün.”,"Bu gün çetin bir gündür.", «Bu bir şiddetli gündür,». (Hud suresi 77.ayet). "Vaktâ ki
Resullerimiz Lût'a vardılar onların yüzünden fenalaştı, eli ayağı dolaştı, bu çok müşkil bir gün
dedi".(Hud suresi 77.ayet)
Lut'un(as) 'bu çok zorlu bir gün' ifadesiyle Kuran'ın onun toplumsal sıkıntısını ve kavminin
sineklerin pekmeze üşüşmeleri gibi Lut'un(as) misafirlerine koşmalarının anlatımı elbet kişisel
iletişimlerle görsel ve duygusallıkları yansıtan toplumsal boyutlu Kuran anlatımıdır.
"Kavmi, izdiham halinde koşarak Lût'un yanına geldi.", "Daha önceleri çirkin işler yapmış olan
kavmi harıl harıl koşup geldiler."(Hud suresi 78.ayet). Lut'un(as) korktuğu başına gelmişti.
Sapkın halkı sapkınlıklarını işlemek üzere onun kapısına çullanmışlardı. Bu sapkın, laf anlamaz
insanlardan bu masum misafirlarini nasıl koruyacaktı? Biraz önce tüm bunları yaşacaklarını
tahmin etmiş ve onun için 'bugün çok zor bir gün, çetin bir mesai olacak' demişti.
Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma
karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?” , “Ey kavmim, ümmetim
içinde evliliğe hazır dolu genç kızlarım var. Onlarla evlenin. Onlar sizin için helâl, daha temiz.
Allah'ın emirlerine muhalefetten, azâbından kendinizi koruyun. Misafirlerimin önünde beni rezil
etmeyin. İçinizde, aklı başında, sözü dinlenen bir adam yok mu?”, "Ey kavmim! İşte size kızlarım,
onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin.
İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"(Hud suresi 78.ayet).
Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun” dediler.", “Senin ümmetinin kızlarında bizim
gözümüzün olmadığını biliyorsun. Şüphesiz sen bizim ne istediğimizi de biliyorsun.” dediler.",
İbrahim'e(as) uğrayan elçilerin asıl geliş hedefleri aslında Lut kavmiydi. İbrahim'e(as)
İbrahim(as), meleklerin gönderiliş gayelerinin onlara müjdeli haberden öte şeyler
Elçiler yakışıklı, cillop gibi delikanlılar şeklinde geldiklerinde onları görür görmez
"Ve daha önceden seyyiat (kötü şeyler) yapıyorlardı."(Hud suresi 78.ayet) Bu açıdan
"Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler.",
Onların karşılarına çıkıp Kuran ifadesiyle şöyle dedi: “Ey Kavmim! İşte kızlarım.
Toplumu Lut'a(as) şöyle cevap verdi: “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok.
"Sen de bilirsin ki, bizim senin kızlarınla bir ilgimiz yoktur. Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi
biliyorsun." dediler."(Hud suresi 79.ayet)
gelenler. Adeta gökte ararken yerde bulmuşlardı aradıklarını. Tam aradıkları, sapkın zevklerini
gerçekleştirecekleri gençlerdi gelen elçiler. 'Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyorsun'
demeleri bunu ima içindi. Toplu zevk sapkınlıkları için çoktan planlar yapmışlar, mekanlar
hazırlamışlardı. Bu sapkın zevk azgınlıklarıyla bu hususta kuvvetli arzularıyla Lut'a(as)
koşmuşlardı. İşte Lut'ta(as) bundan korkuyordu. Onları engellemek için "işte size kızlarım, onlar
sizin için daha temizdirler" demiş ve çaresizce içlerindeki insani yönü ve insanın aklını
hatırlayarak "içinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?" demişti.
kabul ederlerdi. Uyarı ve hatırlatma açısından kavmine şöyle diyecekti Lut(as): "Gerçekten siz
kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir
kavimsiniz."(Araf Suresi, 81. ayet)
bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!". (Araf Suresi, 82. ayet)
“Keşke size karşı benim bir kuvvetim olsaydı veya ben, kuvvetli bir taraftara (muhkem bir yere)
sığınsaydım.”,“Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe
dayanabilseydim”. (Hud suresi 80. ayet)
düşündüğü noktada, bu en çaresiz anda Lut'a(as) elçiler şu rahatlatıcı sözü söyleyeceklerdi:
“Ey Lut! Muhakkak ki biz, senin Rabbinin resûlleriyiz (elçileriyiz). Onlar sana asla ulaşamazlar.
Hemen gecenin bir kısmında hanımın hariç, ailen ile gece çık, yürü. Sizin içinizden biriniz (hiç
kimse) geri dönmesin (dönüp bakmasın). Çünkü; onlara isabet eden şey, ona da isabet edecek.
Muhakkak ki onlara vaadedilen vakit, sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil mi?” , "Ey Lut!
Şundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla zarar veremezler. Sen, gecenin bir
kısmı olunca ailenle birlikte hemen buradan çık git. İçinizden hiç kimse geri kalmasın, eşin başka.
Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir. Haberin olsun, helâk zamanları sabah
vaktidir. Zaten sabah yakın değil mi?". (Hud suresi 81. ayet)
Sapık takıntılarını gerçekleştirmek için onların tam bekledikleri fırsattı Lut'a(as)
Onların Lut'u(as) anlamaları imkansızdı; zira öyle olsaydı O'nun peygamberliğini zaten
Kavminin cevabı aley hakaret ve küçümseme içeriyordu: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın
Böyle sapkın, söz anlamaz topluluğa karşı Lut'un(as) çaresizce ifadesi hayıflanmaktı:
Üzerine çullanıp, girişleri zorlayan toplumunun artık onu geçip misarlerine ulaşacaklarını
(1. İki melek akşamleyin Sodom'a vardılar. Lut kentin kapısında oturuyordu. Onları
görür görmez karşılamak için ayağa kalktı... 4. Onlar yatmadan, kentin erkekleri ­Sodom'un her
mahallesinden genç yaşlı bütün erkekler­ evi sardı. 5. Lut'a seslenerek, ‹‹Bu gece sana gelen
adamlar nerede?›› diye sordular, ‹‹Getir onları da yatalım.›› 6. Lut dışarı çıktı, arkasından kapıyı
kapadı. 7. ‹‹Kardeşler, lütfen bu kötülüğü yapmayın›› dedi, 8. ‹‹Erkek yüzü görmemiş iki kızım
var. Size onları getireyim, ne isterseniz yapın. Yeter ki, bu adamlara dokunmayın. Çünkü onlar
konuğumdur, çatımın altına geldiler.›› 9. Adamlar, ‹‹Çekil önümüzden!›› diye karşılık verdiler,
‹‹Adam buraya dışardan geldi, şimdi yargıçlık taslıyor! Sana daha beterini yaparız.›› Lut'u ite
kaka kapıyı kırmaya davrandılar.). (Tevrat, bölüm 19)
İbrahim(as) de, Lut(as) ta gelenlerin melekler olduklarını bilemezlerdi; zira onlar
öncelikle insandılar. Tanrısallıkları Allah tarafından peygamberlik göreviyle görevledirilmiş
olmalarıydı. Kaldı ki Peygamberimizde ilk vahiyde yaşadıklarının ne olduğunu anlamamıştı.
Kalbi kavminin yapabileceklerinden hüzün ve kasvetle dolmuştu. Toplumu gelip O'na
dayandığında hiçbir peygamber Lut'un(as) yerinde olmak istemezdi. Meleklerin 'muhakkak biz
Yakışıklı delikanlıları görür görmez Lut'un(as) üzerine müthiş bir ağırlık çökmüştü.
Rabbinin elçileriyiz' dedikleri ana kadar koca bir gün O'nun hayatının kabusu olmuştu.
Lut'ta(as) buruk bir hüzün bırakmıştı. Ve kesinleşen ilahi hüküm uygulanmıştı.
Misafirlerine karşı rahatlamıştı; ama helak hükmü merhametli İbrahim'in(as) akrabası
Sonrası Kuran'ın ifadesiyle şöyle anlatılır: "Derken, tan yerinin ağarma vaktine
girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi." (Hicr Suresi, 73) "Anında
(yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık." (Hicr Suresi,
74) "Artık emrimiz geldiği zaman onu (o şehri) alt üst ettik (onu yükseltip alçalttık). Onların
üzerine, istif edilmiş (dizilip hazırlanmış) siccilden (pişirilip sertleştirilmiş kerpiçten yapılmış)
taşlar yağdırdık."(Hud suresi 82.ayet)
(...‹‹Oğullarını, kızlarını, damatlarını, kentte sana ait kim varsa hepsini dışarı çıkar. 13.
Çünkü burayı yok edeceğiz. RAB bu halk hakkında birçok kötü suçlama duydu, kenti yok etmek
için bizi gönderdi.››... 15. Tan ağarırken melekler Lut'a, ‹‹Karınla iki kızını al, hemen buradan
uzaklaş›› diye üstelediler... 24. RAB Sodom ve Gomora'nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.
25. Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti."). (Tevrat,
bölüm 19)