Malayani…

“Boş söz” anlamındadır.

                Daha da açılımı: “yararsız, saçma, anlamsız, faydasız.”

                Bekâr birine “ebter” demek gibi.

                Hiç evlenmemiş birini  “evladı yok ki merhameti olsun” diye kınamak gibi...

                İnsan, “malayani” yapmaya başlayınca, sonu gelmiyor.

                Adı üstünde; saçmalık!

                Az düşünüp, çok konuşma halidir Malayanilik.

                “İnsan ne kadar az düşünürse o kadar çok konuşur” diyor Montesquieu

                Başka bir bilgin, düşünmeden konuşmayı, nişan almadan ateş etmeye benzetiyor.

                Oysa söz “insanların inceliklerini ifşa eder ve onlara terbiye ve kültürleri hakkında not vermeye kâfi gelir.” Bunu da Dale Carnegie söylemiş.

                Eflatun da diyor ki, “konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır.”

                İslâmın muazzez Peygamberi Hz. Muhammed de şöyle buyurmuş: “İnsan, dilinin altında gizlidir.”

                 Hz. Süleyman da şöyle diyor:

                “Akıllı insanın ağzı kalbinde, akılsız insanın kalbi ağzındadır.”

                Bütün bunları bir paniklemenin işareti olarak görenler de var.

                Alflred de Vigny diyor ki: “Çok defa korku, yalan söylemesini öğretir.”

                Bu kadar yalanı bir araya getirmesi, meğer korkudanmış!

                “Kim çevresine korku yayıyorsa, kendisi de korkuyor demektir.” (Epicuros)

                En doğrusunu da galiba Pierre Beaumarchais söylemiş:

                “Korkak, tehlikeyi görünce ayaklarıyla düşünendir!”

                Noktayı Lev Tolstoy koyuyor:

                “Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar!”

                Gösteri  yaptı diye bir genci henüz baharını bile yaşamadan dayakla öldüren katilleri “destan yazdınız” diye alkışlamak merhametse eğer…

                Binlerce insana düzmece delillerle kumpas kurup, yıllarca hapishanelerde tutacak kadar katı kalpli isen, “kasa” dediğin adamın cenazesi belediye tarafından kaldırılıyorsa, bir asker hırpalanan onuru için kafasına sıkıyorsa…

                Çocuğun olsa ne, olmasa ne?