Geçen yazımda, Mersin’de lobi ve kent birlikteliği adına uzak geçmişten bazı 
örnekler vermiştim.
Aslında çok da geriye gitmeye gerek yoktur: 7 Haziran Genel Seçimlerinden 
hemen sonra tüm milletvekillerini ve belediye başkanlarını bir araya toplama 
girişimini hatırlayalım. Basında bu konuda bir haber yayımlanmış olsa da, 
gerçekte bazı milletvekillerinin ve belediye başkanlarının bu toplantıya 
katılmadığını bilmeliyiz. Yani, bu konuda da kendi kendimizi kandırmanın bir 
anlamı yoktu.
Birçok yazımda söz ettiğim üzere, Mersin kentini bir masaya benzetirim. 
Bu  masanın  dört  ayağı  vardır:
*Valilik
*Büyükşehir Belediyesi
*Mersin Üniversitesi
*Ticaret ve Sanayi Odası
Kentin yakın geçmişini, özellikle son 10 -15 yılını incelersek, Mersin’in bu dört 
ayaktan yalnızca biriyle, yani Valilik ayağı ile ayakta kalmış olduğunu görürüz; 
yalnız başına Valiliğin çabası ile de kent ancak bu kadar gelişebilmiştir.
Maalesef diğer üç ayağın, kente ellerindeki güç kadar katkısını göremedik.
Şimdi bu dört kurumun başındaki kişilerden üçü değişti.
*Yeni Valimiz şu anda kentin tüm konularına hakim, son derece gayretli bir 
şekilde geçmiş tecrübelerini ve bürokratik ilişkilerini Mersin yararına kullanarak 
çalışıyor.
*Yeni Büyükşehir Belediye Başkanımız geldiği günden beri kentin biriken 
sorunları ile uğraşıyor ve büyük bir gayretle yıllardır ihmal edilen belediye 
hizmetlerini yerine getirmeye çalışıyor; yasaya uygun olmayan konularda kamu 
yararına çözümler arıyor.
*Yeni Mersin Üniversitesi Rektörümüz göreve başladığı günden beri insan üstü 
bir gayretle çalışarak boşa geçen zamanı telafi etmeye çalışıyor. Masasında  
hazır bulduğu sayısız sıkıntılı soruna neredeyse bir yılını harcadı; diğer 
konularda ise hızla yeniliklere yöneldi.  Başarılı çalışmasının etkileri de 
hissedilmeye başlandı.
Bu üç yönetici birbirine yakın zamanlarda göreve başladılar ve bugüne kadar 
kent yararına önemli bir yol aldılar.
*Yönetim Kadrosu değişmeyen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ise bundan 
sonra kentin çalışan üç ayağına daha da uyum sağlayarak, bileşik kaplardaki gibi 
çalışacağını ve kente katkı vereceğini ümit ediyorum.
Gelelim Sn. Bakanı ziyaret eden “Kent Lobisi”ne… 
Mersin lobisinin birinci halkasında, yukarıda sözünü ettiğim olmazsa olmaz dört 
kurum  var:
Valilik, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Mersin üniversitesi Rektörlüğü ve 
MTSO Başkanlığı.  
Ankara ziyaretinde Büyükşehir Belediye Başkanı ve MTSO Başkanı yok! 
Yurt dışında olduklarını öğreniyoruz. O zaman onların olduğu tarihte bu ziyaret 
gerçekleşmeliydi. Kentin bu en önde gelen kurumsal yapıların başkanlarının  
olmadığı bu ziyaretin, lobi çalışması açısından ne anlamı var?  Birinci ve en 
önemli halkanın eksikliği, daha işin başında bir başarısızlık değil midir ?
Lobide ikinci halka: 11 Mersin Milletvekili… 
Burada da 11 milletvekilinden ikisinin bu ziyarette bulunmadığını görüyoruz. 
Üçüncü halkaya gelince: 13 İlçe Belediye Başkanından oluşur. 
Yukarda sözünü ettiğim başarısız lobiye yalnızca bir Belediye Başkanı katılıyor;  
12 Belediye Başkanı katılmıyor. 
Bütünüyle nesnel ve hiçbir art niyet taşımadan meseleye bakıyorum: Yalnızca 
bu katılım tablosu bile ortada bir yanlışlığı işaret etmiyor mu? Katılımcıların 
içinde iyi niyetinden kuşkulanmadığım, kent için çok değerli hizmetlerine 
yakından tanık olduğum dostlarım da var. Öyle ise buradaki başarısızlık 
ölçüsüne varan sıkıntıyı iyi niyetle ve daha verimli çalışmalara ışık tutacak 
rasyonel eleştiriyi ihmal etmeden konuşmak gerekiyor.
Biz de daha birkaç yazıyla  konuyu konuşmaya devam edeceğiz…
HARUN ARSLAN