Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 84 milyon Türkiye’nin nüfusunun çalışma hayatında olanların yaklaşık 4’te birinin tarım sektöründe olduğunu belirterek, "Tarım elbette parayı ilgilendiriyorsa, bir bütçeyi ilgilendiriyorsa ekonomik bir sektördür ama diğer tarafından sonuçları itibariyle de sosyal bir sektördür" dedi.

Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Yerel yönetimler ve tarım’ konulu çalıştaya katıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, CHP’li 11 büyükşehir belediyesinin tarımsal hizmetler konularında hizmet veren daire başkanlarının katılımıyla 6’ncısı düzenlenen çalıştayda ortak proje, bilgi ve deneyimler paylaşıldı.

“Mersin hem bitkisel hem de hayvansal üretim alanına sahip bir kent”

Programda konuşan Seçer, Mersin’i Toroslar’ın tepesindeki endemik bitkilere benzettiğini belirterek, en önemli amaçlarının birinin de Mersin’in tanıtılması olduğunu söyledi. Seçer, “Döndüğünüz zaman gittiğiniz yerlerde Mersin’i anlatmanızı istiyoruz. Bunu özellikle çok önemsiyoruz. Mersin’in tanıtılmasını, bilinmesini istiyoruz. Buranın çok özel, çok değerli özellikleri, nitelikleri, zenginlikleri var. Ülkemizin her tarafı güzel ama bizim bugün burada konuşacağımız konu; tarım, ziraat. Hem bitkisel üretim hem hayvansal üretim. Bu üretim alanına ait çok önemli özellikleri taşıyan bir kent Mersin. Sizi de özelinde ilgilendiren yapısı olan bir şehir burası. Biz de belediyemiz de tarıma dair projeksiyonları yazarken, çizerken ya da programa alırken bu özellikleri göz önüne alarak bunu yapıyoruz. Makro tarım politikaları merkezi hükümeti ilgilendiren, dolayısıyla partimizin de genel merkezini, oradaki tarım departmanını ilgilendiren konu. Bir diğer konu da biz yerel yöneticilerin yerelde iktidarda olduğunuz alanlarda merkezin bize sağladığı bilgi desteği ile ya da partimizin programında yer alan tarıma dair çalışmalara uygun, ancak tabii ki Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde, mevzuatları çerçevesinde bazı politikalar uygulamalıyız” diye konuştu.

“Mersin Büyükşehir Belediyesinin çalışmaları ışık olabilir”

Her bölgenin kendine has özellikleri olduğunu kaydeden Başkan Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesinin çalışmalarının ışık olabileceğini belirterek, “Her bölgenin kendine münhasır şartları olduğu için buradaki çok uygun olan bir proje bir başka ilde uygun olmayabilir. Çünkü ürün çeşitliliği, ziraat şekli, gelenekleri, beklentileri farklı. Mersin Büyükşehir Belediyesinin çalışmaları ışık olabilir” ifadelerini kullandı.

“Tarım sonuçları itibariyle sosyal bir sektördür”

84 milyon Türkiye’nin nüfusunun çalışma hayatında olanların yaklaşık 4’te birinin tarım sektöründe olduğunu ifade eden Başkan Seçer, tarımın sosyal yönüne de vurgu yaparak şunları söyledi: “Direkt, endirekt; tarımdan insanlar geçiniyor. Sizin bölgelerde de vardır. Ben mühendislik yapıyorumdur ama atadan, dededen kalma 3-5 dönüm limon bahçesi vardır. Onun geliri de benim ekonomime katkı sunar. Tarımın sosyal bir yönü vardır. Bu şeker bu topluma lazım. İnsanın biyolojik varlığı için buna ihtiyacı var. Ben bunu gerekirse diğer sektörlerden aldığım vergilerle sübvanse ederim ve toplumun da ölmesini engellerim. Biyolojik yaşamının sona ermesini engellerim’ dediğiniz noktada siz bu meseleye sosyal da bakıyorsunuz demektir. Benim bakış açıma göre tarım elbette parayı ilgilendiriyorsa, bir bütçeyi ilgilendiriyorsa ekonomik bir sektördür ama diğer tarafından sonuçları itibariyle de sosyal bir sektördür diye bakmak lazım.”

“Mersin’in 380 bin hektar tarım alanı var”

Tarım konusunda bölge için büyük önemi olan sulama borusu desteği ve hayvancılık projelerinden söz eden Başkan Seçer, şu şekilde devam etti: “16 bin kilometrekare alan ve 380 bin hektar tarım alanımız var Mersin’in. Burada çok kaliteli, raf değeri, katma değeri yüksek ürünler olduğu için burası turfandacı bölge. Toprakla suyu buluşturduğunuz zaman doğal olarak kalite ve verim kendiliğinden artacaktır. Bu da ciroya yansıyacak. Bu da çiftçinin cebine yansıyacak. Gelelim hayvancılık projesine; ’Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’. Köylü doğduğu yerde doysun. Biz her yıl 60 aile seçiyoruz ve bunlara 25’er hayvan veriyoruz ve bunlar damızlık. Damızlık 3 çeşit kıl keçisi, güney Karaman ve ivesi koyun. 16 bin kilometrekare alanın, farklı lokasyonların, farklı özellikleri olduğu için çeşitler de farklılık arz ediyor ve 1 yıllık yemini, veteriner hizmetlerini, zaten Veteriner Odası da işin içerisinde, Tarım İl Müdürlüğü de onları da katıyoruz. Finansmanı biz sağlıyoruz ama onların olması daha değer katıyor ve bu sürüyor gidiyor. İşte 2 yıl önce başlandı. 120 ailede şu anda 3 bin hayvan dağıtıldı ve tıkır tıkır işleyen bir mekanizma."