Tartışma konusu hukuk, anayasa, yasa, milli irade, iktidar yetkisi nedir sorusudur.

 

Önceleri hiçbir şeyi olmayanların kısa sürede servet edindiği, rant paylaşımının, usulsüz kredi almanın, hırsızlığın, yolsuzluğun ayakkabı kutularıyla dile getirildiği, milyonlarca doların, Türk lirasının milli irade temsilcilerinin genç yaştaki oğullarıyla içiçe olduğu, cumhurbaşkanın, başbakanın, bakanların servetlerinin konuşulduğu, silahlı kuvvetlere kumpas kurulduğu iddialarının dile getirildiği, paralel devlet, hakim savcı emniyet görevlisi, istihbaratçıların devlet görevlisi yerine yandaşlıkla karşıtlıkla suçlandığı, dini etnik kimlikle eleştiri konusu edildiği ülkede; hukuk, hak, adalet nerede sorusu soruluyor?

 

Hukuk devleti mi, kuvvetler ayrılığı mı, iktidar yetkisi mi? tartışma konusudur.

 

Hukuk devleti; siyasi iktidarın, çoğunluğun yetkilerinin hukuk kuralları içinde işletilmesi ve yönetimin denetlenebilirliğini getirirken, kanun devleti mutlak iktidar mutlak yönetim için kanunların siyasi iktidar gücü ile kullanılması demektir.

 

Hukuk devletinde; yürürlükte olan anayasa ve kanunlara herkes uymak zorundadır.

 

Uygulama; hukukun evrensel ilkelerine uygun değilse, kanunlara uygun olmadan uygulama yapılıyorsa, yanlıştır.

 

Her değişimi; hukukun içinde yapmak lazım. Neyi değiştirmesi lazımsa, ama değiştirmeden değişmiş gibi muamele yaptığınız takdirde hukuk devletinin sonunu bulursunuz.

 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project) 2012 yılı raporunda;Türkiye’nin konumu da değerlendirilmişti.

 

Hukuka en bağlı ülkelerin başında Norveç, İsveç, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya gelirken alt sıralarda Çin, İran, Kazakistan, Belarus, Venezüella yer aldı.

 

Hukuk devleti tanımına en yakın devletlerin sıralandığı listede Türkiye 71. sırada kaldı. Değerlendirmede, Türkiye Doğu Avrupa ve Merkezi Asya ülkeleri arasında, orta üst düzey gelir grubundaki ülkeler arasında sayıldı. Türkiye’nin sivil yargı sisteminde 44. sırada, hükümetin hesap verilebilirliği açısından 68. sırada, temel haklar konusunda ise 76. sırada kendine yer buldu. Neden olarak denetim mekanizmalarının işlerliğindeki eksiklikler, siyasetin yasama ve yargıya etkisi ve ifade özgürlüğü konusundaki kötü sicili gösterildi.

 

Hukukun üstünlüğü endeksi faktörleri açısından ise; Türkiye, hükümetin yetkilerinin sınırlandırılması konusunda 97 ülke arasında 68. 21 bölge ülkesi arasında ise 13. oldu.

 

Türkiye yolsuzluklar konusunda 35., düzenleyici uygulamada 39’uncu, sivil yargıda 44’üncü, hükümetin şeffaflığı başlığında ise 57., düzen ve güvenlik başlığında 70., ceza yargılamasında ise 71., temel haklar başlığında 76.,’inci sırada yer aldı.

 

Hükümetin yetkilerinin sınırlandırılması listesinde; Danimarka ilk sırada yer alırken Sırbistan, Gürcistan, Malawi ve El Salvador’un bile Türkiye’den daha iyi konumda.

 

Yolsuzlukların ortadan kaldırılması başlığında sıralanan ülkeler listesinde İsveç ilk sırada yer aldı. Ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan bile Türkiye’nin önünde yer aldı.

 

Düzen ve güvenlik açısından, en iyi konumda olan ülkenin Singapur olduğu değerlendirmesi yapılırken Yunanistan, Arnavutluk, Fas, Şili, Kamboçya, Burkine Faso ve İran bile Türkiye’den daha iyi konumda kendilerine yer buldular.

 

Temel haklar konusunda; Ürdün bile Türkiye’nin önünde. Birinci İsveç.

 

Ceza yargısında ise; Türkiye, Nikaragua, Uganda ve Kolombiya’nın bile gerisinde.

(Raporun orijinali: http://worldjusticeproject.com)

 

Türkiye hukuk devleti düzenini daha sağlıklı işletmek için herkese görev düşmektedir.

Milli irade de, yetkide kaynağını hukuktan almıyorsa o ülke de; yanlışlıkların, haksızlıkların olması kaçınılmazdır.

 

Günün Söz: adalete güven sarsılmışsa, toplumsal barış da güvende zedelenmiş olur.