Yıllardır gelen Valilerimizin ortak özellikleri olarak, ilk altı 
aylarında genelde bir basın toplantısı ile açıkladıkları öncelikli iki 
konu vardır.
Şenol Engin, Akif Tığ, Hüseyin Aksoy ve Hasan Basri Güzeloğlu.
Hep aynı süreç;
• Karboğazı
• Mersin İdman Yurdu
Hep kentimize iki müjde ile başlanır
• Karboğazını Kayak Merkezi yapacağız
• Mersin İdman Yurdu’nu Süper Lige çıkaracağız
Peki sonra ne olur?
Karboğazı Kayak Merkezi olmaz,
Mersin İdman Yurdu Süper Lige çıkmaz.
(Bazen de son anda küme düşmekten kurtulur)
Tabii görevleri biten Valilerimize de giderken kimse neden bu iki 
hedefin gerçekleşemediğini sormaz.
Yeni Valimiz Karboğazı ile ilgili açıklamasını kısa bir süre önce 
yapmış ve ben de bununla ilgili bir yazı yazmıştım.
M.İ.Y ile ilgili ne zaman bir açıklama yapılacak diye bekliyordum.
O da geçtiğimiz hafta yapıldı.
Valimizle birlikte kentin Belediye Başkanı ve kent dinamikleri 
bulundu. Artık yıllardır kaçıncı kez olduğunu hatırlayamadığım 
M.İ.Y nu destekleme ve Süper lige çıkarma sözleri verildi.
Peki neden otuz yıldır Süper lige çıkmadığı, kimlerin takımı 
desteklediği, kimlerin desteklemediği ne kadar araştırıldı, sebepler 
ne kadar arandı, çözümler ne kadar masaya yatırıldı? bilemiyorum. 
Ama bu toplantının da daha önceki yapılan bir çoğu gibi bir 
formaliteden öteye gidemeyeceğini, her şeyin söz de kalacağını 
biliyorum.
Önce kısaca M.İ.Y nun tarihine bakarsak;
M.İ.Y nun 1925 te kurulduğunu, tarihinin başarılarla dolu 
olduğunu, 
1966 - 1967 sezonunda efsane futbolcu Lefter Küçükandonyanis’le 
birinci lige çıktığını, 
Aynı yıl Başbakanlık kupasını aldığını, 
1981 – 1982 sezonunda Fenerbahçe ile Türkiye Kupası Finallerini,
Bulgaristan’ın Spartak Varna takımıyla Avrupa Kupa Galipleri 
Turnuvası’nı oynadığını unutmamalıyız.
Herkesin kendini yalnızca Mersinli hissettiği kenti ve Mersin’i tam 
anlamıyla benimsediği yıllarda, Mersin’in nüfusu 60 bin kişi iken 
kentin neredeyse yarısının stadı doldurduğunu biliyoruz. 
Bu gün neredeyse bir milyon nüfuslu kentte maçlara ancak beş bin 
kişi geliyor. 
Türkiye’de 5 Devlet Opera ve Balesinden birine ve 8 Devlet Klasik 
Türk Müziği Korosundan birine sahip Mersin’in 18 Süper Lig 
takımından hiç birine sahip olamaması üzücü değil m?.
Kentimize göçle gelen ülkenin her köşesinden insanlar, artık 
neredeyse geldikleri kasaba ve köylere kadar hemşeri dernekleri 
kurdular. Amaçları arasında ilk madde geldikleri yörenin insanları 
arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak. Bu amaçla acaba ne 
kadar yaşadıkları ve kazandıkları bu kenti sahiplenebilirler ve 
dolayısıyla da bu kentin takımını benimseyebilirler. Takımın 
yönetimindeki insanların bile çeşitli hemşeri dernekleri mensubu 
olduklarını sanıyorum. 
Önce bu kentte Mersinlilik bilinci sağlanmalıdır.
İkinci olarak da yıllardır takımın bir tesisi olmadığı söylenir.
Atıl durumda bulunan Spor Kompleksi maalesef kentin takımına 
tesis olarak verilmez. Takım başka illere kampa gider. Ya da burada 
konaklamasına izin verilir, sonra da konaklama bedeli ödenmedi 
diye basında icra haberlerini görürüz. 
Şimdi de kentin insanlarının parasıyla yapılan bu tesis dururken 
yine kentin insanlarının parasıyla yeni bir tesis yapılmak isteniyor 
ve bir Belediye kentin arsasını tesis için tahsis ettiğini söylüyor.
Kullanılabilecek bir yer varken tesis macerasına girmek, takımın 
kısıtlı bütçesine yük getirecektir.
HARUN ARSLAN
24. 01. 2011
Şimdi, yazının bugün için yorumunu yapmaya çalışalım:
Mersin İdman Yurdu 30 yıl sonra Süper Lige çıktı. 
Önemli olan, küme düştüğü zamanki hataya düşmeyip başarının 
sürdürebilmesi; en azından Süper Lige tutunabilmektir. Bunun 
için de kent dinamiklerinin takımı ciddi olarak desteklemesi 
gerekiyor. Beceriksiz spor yöneticilerimizden dolayı iki stadımızı 
da kullanamayıp Adana’da maç yapan takımın bugün ciddi bir 
saha ve tesis sorunu vardır. Tesis için şu anda eldeki mevcut bir 
yer gerekli tadilatlarla kullanılabilir ve kıt imkanlardaki takım 
bir tesis yapma macerasına girmez.
Gelelim ikinci temel vaade.. 
Karboğazı’nda bu dönem bir sürpriz olacak mı? 
Uluslararası Havaalanı ve Kazanlı turizm projesindeki 
konaklama tesisleri tamamlanmadıkça Karboğazı’nın kayak 
merkezi olamayacağı gerçeğini görmeliyiz.
Eğer gerçekleşirse aynı gün içinde hem denize girebileceğiniz hem 
de kayak yapabileceğiniz dünyada ender noktalardan biri olarak 
Mersin’in turizm cazibesi oldukça artacaktır.
Bir kişinin, toplumun, kentin kendine ileri hedefler koyması 
elbette iyidir, gereklidir. Ancak, bu hedeflere uygun altyapının 
planlanması, en azından gerekli koşulların alt alta sıralanması 
zorunludur. “Karboğazı” hedefi için de konuşacaksak, hele 
sorunu bir vaat noktasına taşıyacaksak ulaşım ve konaklama gibi 
temel koşulları da birlikte düşünmek gerekmez mi?
İyi niyetli, cesur ve saygıdeğer hedeflerin rasyonel bir temele de 
oturmasını beklemek hakkımızdır.
HARUN ARSLAN
24. 02. 2015