Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) “Kovid-19 Salgınının TR83 Bölgesindeki Etkileri” çalışmasını yayımladı. Küresel düzeyde etkili olan Kovid-19 salgınının il ve bölge düzeyindeki etkilerinin belirlenmesi, gerek ulusal politika geliştirme sürecine katkı sağlamak, gerekse kalkınma ajanslarının salgın dönemi sonrasında yürütmesi gereken faaliyetlere altlık olması açısından önemli görülüyor. Bu doğrultuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ülke genelinde salgının il ve bölge düzeyindeki etkilerinin doğru bir şekilde ortaya konulması için çalışma başlatıldı. Kalkınma ajanslarının da çalışmaya dâhil edilmesiyle Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birimi tarafından Yatırım Destek Ofislerinin de katkılarıyla haziran ayı boyunca salgının TR83 Bölgesi illeri üzerindeki etkisini tespit etmeye yönelik kurum, kuruluş ve işletmeler ile görüşmeler gerçekleştirilmiş, ülke düzeyindeki salgının sektörel etkileri ile ilgili yapılan akademik çalışmalar ile meslek örgütleri, ihracatçı birlikleri gibi kurumlar tarafından yapılan diğer araştırmalardan faydalanılarak “Kovid-19 Salgınının Bölgemizdeki Etkileri” çalışması hazırlandı. Çalışma sonuçları, bölge bazında sunulmuş olup iller ile ilgili birbirinden farklılaşan tespit ve önerileri de içeriyor. Hazırlanan rapor kapsamında öne çıkan birkaç tespit şöyle: “Bölgemizde konaklama, yiyecek; turizm ve havayolu taşımacılığı bu süreçte en fazla etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Kayıt dışı üretim yapan işletmeler kısa çalışma ödeneği vb. desteklerden yararlanamamıştır. Bu durum salgın sonrasında kayıtlı ekonomik faaliyet göstermeyi teşvik edici bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. TR83 Bölgesi’nde salgın sürecinde mevsimlik işçilerin sayısında artış olmuş, gerekli sağlık önlemleri alınarak tarımsal faaliyetlere devam edilmiştir. Salgın ile birlikte özellikle medikal ürünlerde yazılım destekli uzaktan erişimle kullanılabilecek cihazların geliştirilmesi önem kazanmıştır. Yeni dönemde taşımacılıkta bölgemizin demiryolunu daha fazla kullanılma ihtimali önemli bir fırsat olarak görülmektedir.”