Saat uygulaması ya da poşet ücreti…

Abone Ol

“İktidarın” bazı uygulamaları ısrarla sürdürmesi, öngörülen sonuca ulaşılamamasına karşın geri adım atmaması herkesi düşündürüyor kanımca benim gibi… “Zararın neresinden dönerseniz kazançtır” anlayışını öteleyerek, yurttaşın yaşadıklarını görmezden gelerek, uygulamanın insanlara “zorluk” oluşturmasını umursamayarak geçip/ gidiyor günler! Bunun ne zaman dek süreceği konusunda “iktidarın” adım atmak gibi bir düşüncesi de yok!

Arkadaşımın “ne zamandan bu yana yazıyorsun” sorusunun bir zamanı olmuş olsa da birçokkonuyu çağrıştırdığı açık! Yazılması gereken öyle çok yaşanmışlıklar var ki; sıraya koyması zor, öncelik verilmesi daha da zor! Yaşamı zorlaştıran etmenlere çözüm yolları aramak, yaşamın yaşanırlığına katkı sağlamak için çaba harcamak gerekirken “zorluklarda” diretmek nasıl savunulursa artık; bunlara tanık oluyoruz duyarsızca!

***

2016 yılında alınan kararla birlikte, yaz saati uygulaması kalıcılaştı biliyorsunuz! Öncesindeher yıl mart sonunda saatler bir saat ileri alınır, ekim sonunda ise geri alınırdı. Ancak dokuz yıl önce bu uygulama kaldırıldı. Bu düzenlemenin, gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yapıldığı ileri sürüldü; sözde enerji harcaması düşürülecekti! Yalıtım, verimli cihazların kullanımı, kamuda aydınlatma sistemleri, ısıtma ile soğutma sistemleri, güvenlik sistemleri, enerji izleme panelleri, zamanlayıcılar gibi etmenler göz ardı edilerek yaz saati uygulanması sürdürüldü bugüne dek, kalıcı çözüm olmadığı birçok kaynaklarda dile getirilmesine karşın...

Ne oldu biliyor musunuz? ilk, orta, lise öğrencilerinin karanlıkta okula gitmelerinden, o saatte okulun tüm ışıklarının açık tutulmasından, çocukların bir/ iki saat uyur/ gezer gibi derse girmesinden başka bir şey yaşanmadı! “Gün ışığından yararlanılacak” denirken, okula gidişleri cezaya dönüştü öğrencilerin, anne/ babalar kaygıya kapıldı, öğrencilere gerginlik bulaştırıldı!

***

İkinci konu, “ücretli poşet” uygulaması! 2019 yılında başladı! Zincir marketlerde, birçokmağazalarda plastik tüketimini azaltmak, çevre kirliliğini önlemek amacıyla alış/veriş sonrasında gereksinilen poşet “ücret” ödenilerek alınacaktı, sözde böylelikle tüketici fazla poşet kullanmayacak, plastik savurganlığı ortadan kalkacak, çevre de kirlenmeyecekti artık! İlk zamanlar biraz da öyle olmadı değil, ancak kısa sürdü, poşet caydırıcılığı etkisini yitirdi! Bu arada bir gelişme daha oldu; normal market poşetleri yerine, doğada daha uzun süre kalabilecek çok kullanımlı plastik poşetler üretildi, yetmedi Avrupa’nın plastik atıkları başta Adana’ya getirildi, çevre daha çok kirletildi!

Şunu belirteyim; insanların marketlerden üç/ beş parça ürün alıp da, ardından “poşet bedeli” istenmesini, öğrencileri karanlıkta okula göndermekten ayırmıyorum; toplumsal şiddetten/ toplumsal ayardan başka bir anlamı yok bunun! Marketlerin “haftalık” değişen fiyatlarına kimse ses çıkaramıyor, örneğin yılbaşından bu yana yemeklik yağın “neden” yüzde yetmiş arttığını sorgulayabilen bir kurum/ kuruluş da yok; kuzu gibi herkes istenilen ederi ödüyor!Ancak kendi adıma söylemekle birlikte, aynı kanıda olan çoklarını biliyorum; poşete ücret” ödemek içimi daraltıyor! Aslında bir acı tablo daha var! Zincir marketlere bakarak, “poşete ücret” uygulamasına geçen normal “alış/ veriş yerleri de var! Elli kuruş değil, on kuruş bile olsa “poşete bedel ödemek” zoruma gidiyor!

***

Toplumu rahatlatan “uygulamalar” için sözüm yok; örneğin trafik ışıklarına kim ne diyebilir ki? Ancak yurttaşa yeni zorluklar vermekle kalmayıp, gerçekleşen uygulama yaşamı daha da zorlaştırıyorsa sürdürmenin de anlamı yok! Saat uygulamasını sürdürdünüz, insanların dinlenmesini bozdunuz, öğrencilerin dikkatinin dağıttınız, sokakları “küs gibi yüzlerle” doldurdunuz; iyi mi şimdi? Ya da yurttaşın alım gücünü düşünmediniz, marketlerin “fahiş fiyatlarına” aldırmadınız, çevreyi gerekçe göstererek “poşet ücreti” aldırdınız, ülkeyi Avrupa’nın çöplüğü yaptınız; bu hak mı, adalet mi?

Şunu anlasak mı artık: Uygulamalar, insanların yaşamları gözlenerek sürdürülmeli! Gün ışığını çocuklardan esirgemek, poşeti yurttaşa yük sayıp zincir marketlere gelir sağlamak, fiyatları denetlemeyip sessiz kalmak zorluk üretmekten başka bir işe yaramaz. Oysa yönetmek, yaşamı kolaylaştırmaktır, yaşamı yaşanır kılmaktır; zorlukları artırıp kaygı yüklemek değildir! 061125