Zonguldak’ta acil sağlık hizmeti veren sağlık ekipleri, korona virüs salgını sürecinde molaları bile azaltıp hayat kurtarmak için çabaladı. Hayati fonksiyonları etkileyen durumlarda acil sağlık hizmeti veren ekipler. Salgın sürecinde hastaneye başvurmak istemeyen hastaların evi hastane odasına çevrilerek sağlık durumu değerlendirildi.

İçişleri Bakanlığınca kurulan 112 Acil Çağrı Merkezi’nde acil çağrı numaraları tek hatta birleşti. İtfaiye, jandarma, polis ve sağlık ekiplerinin bir arada koordineli çalıştığı çağrı merkezinde, ilk çağrının karşılanmasının ardından arayan kişi vak’anın durumuna göre ilgili kurumların profesyonel ekibine yönlendiriliyor. Çağrıların birleştirilmesi ile birlikte acil durumlarda güvenlik ve sağlık ekiplerine ulaşma süreci de hızlanmış oldu.

Çin’de baş gösteren yeni tip korona virüs salgını dolayısıyla başlayan salgın sürecinde; ekiplerin hastalara ulaşmasında acil çağrı merkezi önemli rol oynadı. Trafik kazaları, beyin kanamaları, kalp krizleri ve tansiyon bozukluklarının yanı sıra genişletilen görev alanlarının olduğunu ifade eden 112 Komuta Kontrol Merkezi Sorumlu hekimi Dr. Sabri Yıldız, çağrının gelmesiyle başlayan süreci aktararak sağlık ekiplerinin görev tanımını şöyle anlattı:

"Çağrılar komuta merkezine düşüyor. Komuta merkezinde arkadaşlarımız tarafından değerlendiriliyor. Ekip çıkartmasına karar verdiğimiz durumlarda ekipler çıkartılıyor. Vak’anın takibini yapıyoruz. Hastanın alınması, hastaneye gidiş süreci ve bunun akabinde gerekirse hasta nakilleri yapıyoruz. Hastanın ihtiyacına göre uygun hastane nakillerini yapıyoruz. Bizim temel görevimiz esasında acil vak’alar. Trafik kazaları, beyin kanamaları, kalp krizleri aynı zamanda tansiyon bozukluklarından genişlete bildiğimiz görevimiz var" dedi.

Salgın sürecinde hastaneye başvuru sayıları azaldı

Zonguldak’ta da etkili olan salgın sürecinde hastaneye başvurmak istemeyen hastalara destek sağladıklarını ifade eden Yıldız, "Korona virüs sürecinde başından beri işlerimiz çok değişti. Hastaneye gitmeyeceğiz ne yapalım diye arayanlar çok oldu. Bununla beraber kurumumuz belirli reaksiyonlar göstererek işleme adapte olmaya çalıştık. Gelen vak’alar hastaneye gitmek istemeyenlere profesyonel ekibimiz belirli durumlarda telefondan destek sağlayarak gerektiği durumlarda da hastaneye yönlendirmeye gayret etti. Belirli kararlar aldık. Korona süreci başlayınca insanlar hastaneye başvurmak istemiyorlar. Bununla beraber bizim vak’a sayılarımız azaldı. Hastaneye başvurular azaldı" diye konuştu.

Bulaş riskini engellemek için çabaladılar

Komuta merkezi sorumlu hekimi Dr. Sabri Yıldız, salgın sürecinde vak’alara hızlı müdahale amacıyla doktorlu ekip sayısının arttırıldığını hatırlattı. Hastaneye gitmek istemeyen hastanın evinde değerlendirildiğinin altını çizen Yıldız, şöyle konuştu:

"Süreçte bir sistem değişikliğine gittik. Covid düşünülen hastaların tamamını biz taşıyorduk. Ekiplerin bazılarını ayırdık. Sıraya alıyorduk. Taşımalarını biz yapıyorduk. Bununla beraber sahada doktorlu ekip sayısını arttırdık. Zonguldak’ta iki doktorlu ekibimiz var bunu üçe çıkarttık. Doktorlu ekiplerimiz hastayı evinde değerlendirsin. Hastaneye başvurmasına ve bulaş riskini engelleyelim. Hasta için kazanç olsun, hastane yükü için de kazanç olsun. Bulaşı minimal seviyede tutalım istedik. Ondan sonra süreç ilerledi. Danışmanlık ihtiyacı artınca bu seferde doktorlarımızı komuta artırarak değerlendirdik. Takipli hastalarımız var. Covid pozitif hastalar var. İlaçları alıyorlar yada ilaçlarına başlanacak. Filyasyon ekipleri evde takip ediyor. Temaslı hastalarımız karantinada. Herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmayan durumlarda evde takipleri, testlerini filyasyon ekipleri takip ediyor. Bir de Covid’li ve durumu acil olan hastalar var. Hasta Covidli kalp krizi geçiriyor, şiddetli nefes darlığı var. Yolda da müdahale gerektirecek. İlk etapta takviye tedaviye ihtiyacı olan hastalar olduğu için bunlar bizim üzerimizden, diğer hastalar ise danışma hattı üzerinden filyasyon ve ilçe sağlık ekipleri üzerinden takip ediliyor. Çağrı merkezinde personellerimiz var. Sürekli bilgisayar başında, telsiz gürültüsü altında çalışan personelimiz. Dikkatlerini sürekli bilgisayar ekranında tutmak zorundalar. Gelen telefonu karşılıyorlar. Doğru karar vermeleri lazım. Doğru ekibi çıkartmaları lazım. Ekibi doğru takip etmeleri lazım. Dikkatleri dağılsın istemiyoruz. Personelimiz gerçekten gayret sarf ediyor. Çalışan personel sayımızı ve bilgisayar sayımızı artırmaya çalışıyoruz. Kendimde sürecin bilfiil içindeydim. Gerçekten gece gündüz emekler sarf ettik. Normal; büyük bir krizden geçiyoruz. Ama ben hepsine şahsım adına teşekkür ediyorum."

"Sağlık insanların en mahremi"

Acil çağrı merkezindeki komuta merkezinde görev alan Dr. Burhan Çelik ise insanların kimseye bahsetmedileri mahremlerini sağlık ekiplerine açtığını hatırlatarak, unutamadığı anları anlattı. Çelik, "Sağlık aslında insanların en mahrem olayı. Kimseye bahsedemedikleri şeylerden bize bahsediyorlar. En mahremlerini bize açıyorlar. O yüzden vatandaşla iç içeyiz. 83 yaşında teyze fenalaşmıştı. Köy yerinde dağlık yerdeki bir evde. Eve ulaştık. Ambulans çamura saplandı. Hastayı hastaneye götüremeyecektik. Evinde tedavisini yapıp, monitörünü bağladık. Hastanedeki gibi servis odası ortamını oluşturduk. Yaklaşık 6 saat mahsur kaldık. Gece çok soğuk olduğu için hasta yakınları bir soba yaktı. Bize sağ olsunlar kahvaltı hazırladılar. Kahvaltı yaptık. Sanki ailelerinden birisiymişiz gibiydi. Biz de elimizden geleni onlar için yaptık. Yüzümüzü güldüren bir olaydı. Bir başka vak’ada da bizi arayan vatandaş konuşamadı. Nefes darlığı çekiyordu. Derin derin nefes alıyordu. Telefon kapandı. Başına bir şey geldiğini düşündük. Emniyet ekiplerinden yardım aldık. İtfaiye ekiplerinden yardım aldık. Hayati bir durum söz konusu ise evine girmemiz gerekecekti. Evine bir şekilde girip müdahale edip hastaneye kaldırmıştık" diye konuştu.

"Ailem Covid geçirdi, halamı Covid’den kaybettim"

Covid-19 düşünülen hastayı ambulansa aldıklarında psikolojik destek de sağlamaya çalıştıklarını anlatan Çelik, "Benim ailemden de annem, babam, halam, teyzelerim hepsi Covid geçirdi. Geçen hafta halam Covid’den vefat etti. Kendi ailemden de hakimim. Bu hastalığın en büyük etkisi semptomların dışında psikolojik olarak hastaları sıkıntılı duruma sokuyor. O yüzden ambulansa aldığımız insanlar hem kendisine bulaştıran kişiye kızgın, hem kendine kızgın. Bu durumdan dolayı üzgün oluyor. 112 olarak biz tedavisini vermiyoruz. Hastaneler, enfeksiyon uzmanları veriyor. Biz de bu süreçte moral olarak destek oluyoruz" dedi.

"Eğlenmek ve dalga geçmek için arayıp ciddi vak’a varmış gibi yönlendiriyorlar"

Asılsız ihbarlara da değinen Çelik, bazı kişilerin eğlenmek için ciddi bir olay olmuşçasına sağlık ekiplerini yönlendirerek meşgul ettiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"Eğlenmek ve dalga geçmek için bizi arayıp ciddi bir vak’a varmış gibi yönlendiriyorlar. Bazen saatlerimizi harcıyoruz. Son vak’amızda toplamda üç ekip gittik. Polis ekipleri de dahil oldu. Devletin kurumları da oradaydı. En sonunda bunun birilerinin şaka olarak aradığını öğrendik. Polis ekiplerimiz kendilerine ceza kesti. Oradayken acil vak’alara intikal edemedik. Çünkü gittiğimiz bu olayın da acil vak’a olduğunu düşündük. Bu tür olaylar ortalama 2-3 nöbette bir karşımıza çıkıyor. Komuta merkezince vak’a bize yönlendirildiğinde o vak’ayı bulana kadar oradan ayrılmıyoruz. Biz gerekirse bir saat o vak’ayı arıyoruz. Vatandaşın başına bir şey gelmiş olabilir. Bunu düşünerek hastaya ulaşmaya çalışıyoruz."

Acil çağrı merkezini gereksiz ve asılsız ihbarlarla meşgul edenler ile ilgili zaman zaman idari cezaların da uygulandığı öğrenildi.