Rahim ağzı kanserinin etkin bir şekilde yönetildiği sürece önlenebilir, tedavi edilebilir bir kanser türü olduğuna değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Alpay, tedavide başarının en önemli etkeninin hastalığın erken evrede fark edilmesi olduğunu söyledi.

İskenderun Gelişim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Alpay, ‘Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı’ dolayısıyla hastalık hakkında bilgiler verdi. Kadınlarda tüm dünyada meme, akciğer ve kolondan sonra en sık görülen 4. kanser türünün rahim ağzı kanseri olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Murat Alpay, “Rahim ağzı kanseri, jinekolojik kanserler arasında ise en sık görülen kanserdir. 2020 yılında tüm dünyada 604 bin 127 kadında rahim ağzı kanseri teşhisi konulmuş ve 341 bin 831 kadın rahim ağzı kanserinden dolayı hayatını kaybetmiştir. Dünyada her 2 dakikada bir kadının ölümüne sebep olması önemini ortaya koymaktadır. Türkiye’de ise aynı yıl 2 bin 532 kadına rahim ağzı kanseri teşhisi konmuş ve bin 245 kadın bu hastalıktan dolayı hayatını kaybetmiştir. 30 yaşından sonra görülme sıklığı artar ve görülme sıklığı 30-50 yaş arasında pik yapar” dedi.

"Yetişkinlerde görülme oranı yüzde 50’inin üzerinde"

Rahim ağzı kanserlerinin yaklaşık yüzde 98’inden HPV’in (Human papilloma virüs) sorumlu olduğunu belirten Op. Dr. Alpay, “HPV, sıklıkla cinsel yolla bulaşır, yetişkinlerde görülme oranı yüzde 50’nin üzerindedir. Vücut HPV ile karşılaştığında genellikle vücudun savunma mekanizması virüsü alt eder ve böylece HPV enfeksiyonu geçirildiği anlaşılmayabilir. Bazı HPV virüsleri ise bu savunma sisteminden güçlü çıkar ve rahim ağzı kanserine neden olabilir. HPV, bazı türleri fark edilir belirtiler vermeyen, bazı türleri genital siğillere neden olan ve bazıları tedavi edilmediğinde kansere neden olan 150’den fazla türü olan bir virüstür. Hastalığa neden olan HPV virüsünden korunmak için önlemler almak ve düzenli sağlık kontrolleri ve taramaları yaptırmak, hastalık oluşmadan veya hastalığın erken döneminde belirlenmesi ve tedavide başarıya yardımcı olmaktadır. Rahim ağzı kanserinin diğer risk faktörleri ise çok eşli olmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlamak, sigara içmek, bağışıklık sisteminin zayıf olması, klamidya enfeksiyonu, çok sayıda doğum yapmak, sosyoekonomik düzeyin düşük olması, A ve C vitamini eksikliğidir” diye konuştu.

"Tedavide başarının en önemli etkeni hastalığı erken evrede yakalamaktır"

Erken dönemde belirti vermeyebilen bir kanser türü olan rahim ağzı kanserinin semptomlarının bazı farklı hastalıkların belirtileriyle de karıştırılabileceğinin altını çizen Alpay, “Belirtiler ortaya çıkmaya başladığında ise çoğunlukla regl sancıları ya da idrar yolu enfeksiyonları ile karıştırılmaktadır. Geç dönemde ortaya çıkan belirtiler, cinsel ilişki sırasında ya da hemen sonrasında ortaya çıkan kanamalar, kokulu ya da kokusuz akıntılar, pelvis bölgesinde ağrılar, eskisine oranla daha sık idrara çıkma ve idrarı tutamama, idrar yaparken ortaya çıkan yanmalar ve ağrılar, şiddetli ve yoğun kanamalar, regl dönemi dışında ve hatta menopoz döneminde olunmasına rağmen ortaya çıkan kanamalar, duş, cinsel ilişki ya da pelvik muayene sırasında oluşan kanamalar, nedeni bilinmeyen ve geçmeyen sırt ve bel ağrılarıdır. Rahim ağzı kanserinden korunma yöntemleri, HPV aşılamasının yapılması (özellikle 9-14 yaş arasındaki kız çocuklarına), doktor kontrollerini düzenli olarak yaptırın (düzenli PAP SMEAR ve HPV testi), sigara ve tütün ürünleri kullanımından uzak durun, bağışıklık sistemini güçlendirin, cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklara karşı tedbirli olun, sağlıklı beslenin, obeziteye karşı önlem alın, HPV’ye karşı yüzde 100 koruma sağlamasa da HPV ve diğer cinsel yolla bulaşabilecek hastalıkları önlemek için cinsel ilişkide kondomla korunma tercih edilmelidir” şeklinde konuştu.

Erken evrede yakalanıp tedavi edildiğinde başarı oranı yüzde 80-85 olan rahim ağzı kanserinde biyopsinin de hastalığın tanısında ve doğru bir tedavi planı için çok önemli olduğuna değinen Alpay, “Tedavide başarının en önemli etkeni hastalığı erken evrede yakalamaktır. Dolayısıyla kadınlarda düzenli muayene ve kontrollerin aksatılmaması son derece önemlidir” diyerek sözlerini tamamladı.