Gün geçmiyor ki ilaç endüstrisi ile ilgili bir skandal duymayalım.  Önceki tarihlerde paylaştığım bir makalemde ‘’Satılık Hastalıklar’’ isimli kitaptan antidepresanlarla ilgili bir açıklamayı size ulaştırmıştım. Kitabın açıklamalarına göre İlaç endüstrisi 2004 yılına kadar ‘’Loustral’’ isimli antidepresandan 100 milyar dolar, Loustral’in yan etkilerinden ortaya çıkmış hastalıklardan 150 Milyar dolar kazanmışlardı. Söz konusu antidepresanın hala piyasalarda olduğunu görüyoruz. Domuz gribi, kuş gribi, deli dana hastalığı, gripler için üretilmiş aşılar hangisi doğru hangisi yanlış hala bilmiyoruz. Korkularımızın yönetildiği ortada.

        Kanserli hastalarda kemoterapinin başarısının %2-%3  olduğu bilimsel olarak ortaya konulmuş bir gerçek olmasına karşı yan etkilerinin de gözardı edildiği gün gibi aşikar. Geçtiğimiz aylarda İngiliz bilim insanları immunoterapinin başarısının %58 olduğunu ortaya koydular.  Dünyaca ünlü kollestrol uzmanı Prof. Dr. Philippe Even ‘’Kollestrol Hakkındaki Gerçek’’ isimli kitabında KÖTÜ KOLLESTROLÜN ilaç endüstrisinin ürettiği 300 Milyar Dolarlık bir yalan olduğuna dikkat çekiyor.

        Sağlık açısından en iyi ticaret korkunun satılmasıyla yapılan ticarettir felsefesini şiar edinmiş ilaç sektörü, yıllarca insanları temel besin maddelerinden uzak tutarak insanların metabolizmalarının bozulmasını sağlarken gıda sektörü de besinlerin raf ömrünü uzatmak için hücre bilincimize uymayan kimyasalları yaşamımıza soktu. Bir taraftan modern ilaç endüstrisi, diğer taraftan endüstriyel gıda üreticileri bağırsak floralarımızı bozdular. Metabolizmalarımızın kesintiye uğramasına neden oldular. Sonuçta bağırsak floramız bozuldu, vücut direncimiz zayıfladı, bağışıklık sistemlerimiz çöktü, obezite arttı, hastalıklara açık hale geldik.

       Özellikle obezite konusu nedendir bilinmez bilim insanları tarafından inatla doğru açıklanmıyor. Aşırı kilolanmanın sebebi metabolizmaya katılamamış besinlerdir. Bağırsak florası düzenlenir, metabolizma tamamlanırsa vücut direnci de artar, bağışıklık sistemi de güçlenir, kilo alma sorunu da çözülür.  Bu konuda linkini verdiğim yazıya göz atarsanız konuya benim penceremden bakma şansınız olur.  
       Bu noktada sizler ne yapacaksınız, neler yapmalısınız.

       İlaç, gıda, tarım ve temizlik endüstrilerinin sizlerin beğenilerinize sundukları ürünleri sorgulamak, sorgulayarak kullanmak pek çok sağlık sorunununu yaşamanızı  engelleyebilir.  Kullandığınız ürünlerde seçici olabilirsiniz. Bağırsak floranızı zenginleştirip bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir, vücut direncinizi arttırabilirsiniz.

        İnsan bedeninde bulunan tüm sistemler, organlar, dokular, salgı bezleri ve hücrelerin yapısını onlar arasındaki etkileşimi, koordinasyonu hiçbir gelişmiş cihaz beyin kadar bilemez, düzeltemez. İnsanların merkezi sinir sistemlerinin asli görevi bedendeki  organlar, sistemler, salgı bezleri arasındaki kontrol ve koordinasyonu sağlamaktır.  Eğer beyinin enerjisini asli görevi dışındaki işlere harcarsanız beyin gerçek görevini yerine getiremez, bezler, organlar, hücreler arasında eşgüdümü sağlayamaz. Bunun sonucunda da hastalıklar ortaya çıkar.

       Yani beyniniz ve bağırsak floranızı sağlıklı tutamazsanız beden sağlığınızı da ruh sağlığınızı da koruyamazsınız. Sağlığınız için; yediğinizi, içtiğinizi, kullandığınızı, düşüncelerinizi SORGULAYIN!