Geçtiğimiz haftalarda, son yerel seçimlerde başarısız olan, partilerine 
seçim kaybettiren siyasetçilerin yapacakları en doğru şeyin, ortada 
görünmemek ve kendilerini unutturmak olduğunu yazmıştım.
Kim ne derse desin, Mersin’de siyaseti ve politik oyunları en iyi 
bilen kişilerin başında CHP’li Macit Özcan gelir. Seçimden sonra 
en doğrusunu yapmış, hiçbir şekilde ortada görünmemiş, kendini 
unutturmaya çalışmıştır. Bunda başarılı da olmuştur. 15 yıllık biriken 
hatalar ve sorunlardan dolayı Özcan ortada muhatap kişi olarak 
dolaşmadığından, kendisine yöneltilen yüksek sesli suçlamalar da 
giderek gündemden düşmektedir.
Peki, öteki “ kaybeden “ olarak Mekin Salt ne yapmıştır? 
Sanki seçimi kaybeden, Mersin’i Ak Parti açısından Türkiye’nin 
en başarısız illerinden biri yapan, son derece yanlış bir yönetim 
sergileyen kendisi değilmiş gibi ortalarda adeta parti üstü bir kişi gibi 
dolaşmış, partinin etkinliklerine katılmış, sürekli ortalıkta görünmeye 
ve gündemde kalmaya çalışmıştır. 
Ve bu durumda da partisine zarar vermiştir; vermektedir...
Özcan’ın artık adı çok anılmıyor, eski defterler açılmıyor, eski 
hatalarından da artık çok söz edilmemeye başlandı.
Salt için ise, tam tersi bir durum söz konusu: Ortalarda dolaştıkça eski 
hataları, hatta çevresindekilerin yaptıkları hatalar dahi ortaya atılıyor, 
sürekli gündemde tutuluyor ve hem kendisi hem de yönetimindeki 
arkadaşları daha fazla yıpranıyorlar.
Bu yıpranma giderek, Salt’ı aşarak doğrudan Ak Parti’ye de yansımaya 
başlayacaktır; hatta başlamıştır. 
Zaten Mekin Salt’tan dolayı partiye gelmek isteyip de gelemeyen 
birçok partili dışında, yeni suçlamalar ve iddialar üzerine de birçok 
partili hem Salt’a, hem Salt’ın yönetimine ve ötesinde kendi 
partilerine çok iyimser bakmıyorlar.
Şimdi, eğer iddialar doğru değilse Salt çıkıp bu suçlamalara karşı 
kendini ve ekibini savunmalıdır. Ak Parti üzerinde kendinin neden 
olduğu bir leke bırakmamalıdır.
Yeni İl Yönetimi de artık bu durumun kendilerine ve partilerine zarar 
verdiğini görerek müdahale etmelidir. Tabii Ak Partiyi Mersin’de daha 
ileri bir noktaya getirmek istiyorlarsa...
Eğer doğrudan Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın adına verilen oyla 
yetinip, Türkiye’de en başarısız illerin başında gelmekten rahatsız 
olmuyorlarsa ve bugüne kadar önceki yönetimlerin yaptığı tarzda bir 
yönetim anlayışı sergileyeceklerse, o zaman söyleyecek bir şey de 
yoktur. Bildikleri yolda böyle devam edebilirler. Mekin Salt da 
“Abi”leri olarak partinin üzerinde bir tür vesayetle kalabilir. 
Ama insanlar da böyle olacaksa “neden Salt istifa etti?” diye sorarlar 
ve “bir şey değişmiyor madem, görevde kalsaydı...” derler. 
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, her seçimde olduğu gibi partiler hep 
kendilerini başarılı gösteren bir pencereden bakarlar.
Bu seçimde Mersin’de Ak Parti çok fazla MHP oyu almıştır. Alınan 
oran gerçek Ak Parti oyu değildir.
Eğer Ak Parti yöneticileri klasik Kent İl Yöneticiliği hüviyetinden 
kurtulup çevrelerine bakarlarsa durumun giderek kötüye gittiğini ve 
şu anda bir seçim olsa Mersin’de eski çıkardıkları Milletvekili sayısına 
ulaşamayacakları gerçeğini görebilirler.
Mersin’in geleceğini, gelişmesini, projelerinin gerçekleşmesini 
istiyorsak mutlaka bunlar için çalışacak güçlü bir İktidar partisi İl 
yönetiminin olması gerekir.
“Yeni Türkiye” de yeni projelerin başında Mersin’in projeleri önemli 
bir yerde olacaktır ve Mersin Anadolu’nun Ortadoğu’ya, Asya’ya ve 
Afrika’ya açılan en önemli kapısı ve limanıdır.
Ak Parti’nin “Yeni Türkiye” anlayışında yeni Mersin Ak Parti 
Yönetimi’ne önemli görevler düşmektedir. Bu bilinçle önümüzdeki 
çok önemli dönemi Mersin için iyi değerlendirecekleri ve Ak Parti’nin 
Mersin’i de en azından diğer illerin seviyesine getireceklerini ümit 
ediyorum.
Şimdi Mersin için bir şans olabilecek yeni yönetim umarım başarılı 
olur. Aslında, başarılı olabilmeleri için gerekli iyi niyet, enerji ve 
destek arkalarındadır. Gerekli olan, güçlü ve özgüvenli bir yönetim 
iradesidir. Bu konuda önümüzdeki genel seçimler hem Ak Parti’nin 
Mersin’deki konumu açısından, hem Mersin’in iktidar partisiyle 
olan güçlü diyaloğu açısından, hem de Ak Parti İl Yönetiminin politik 
kariyeri açısından olağanüstü önemdedir. Yenilgisiyle kendini bitirmiş, 
partisine zarar vermiş kişilerin vesayetinden uzak, özgüvenli bir politik 
hamle için mevcut İl yönetimi, gerekli desteğin arkalarında olduğunu 
bilmelidir. Kendilerine olan inanç ve beklenti büyüktür. 
Sonuçta kazanan, Ak Parti yanında bütün bir Mersin ve Mersin’in 
insanları olacaktır.
HARUN ARSLAN