ADAM OLMAK
Adam olmak bir guruba dahil olmak değil; bir duruşa sahip olmaktır.
Adam olmak; toplumun istediği gibi bir birey olmaktır. Derslerinde başarılı, ailesine ve büyüklerine itaat eden, sorumluluklarını bilip yerine getiren, zamanı gelince aile sahibi olan, küçüklerini sevmek, yumuşak başlı, örf-adet, gelenek-görenek kavramlarına uygun davranan insanların toplumca adam olarak görülmesi durumudur. Kişinin hayattaki duruşu, sahip olduğu değerlerinin ve benimsediği inançlar ve görüşler sisteminin insanda görülenidir. Bir insanın adam olabilmesi için bir duruşa sahip olması gerekir. Üst tabakadan olmak…

AHLAKI KAYBETMEK
Suya sormuşlar; 
-- Suyu kaybedersek nasıl bulacağız?
-- Eğer bir şırıltı duyarsanız ben oradayım demiş.
Ateşe sormuşlar, seni nasıl bulacağız?
-- Eğer bir yerde duman görürseniz, ben oradayım demiş.
Sıra ahlaka gelmiş, seni nasıl buluruz demişler. Ahlak şöyle bir durmuş ilk önce ve sonra demiş ki;
-- Beni kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız.
Ahlak, bir toplum içinde kişilerin benimsedikleri, uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri ve kuralları. Toplumun değerleri.
Ahlak insanda olması gereken bir takım güzel huylardır. Güler yüzlü olmak, temiz olmak, merhametli olmak, affetmek, susmak, doğru konuşmak, sabır etmek, güzel ahlaktan bazılarıdır. Halk arasında ahlak, kişinin uyması gereken, doğru ve haklı olan zorunlu davranış biçimidir. Genel anlamda “üzerinde uzlaşılan bireyler arası kurallar”dır.

Ahlakın konusu ‘iyi´ ve ‘kötü´ kavramları hakkındaki kıymet hükümleridir. Kısaca ahlak, neyin doğru veya yanlış sayıldığı, sayılması gerektiği ile ilgilenir. Ahlakı kaybetmek, ‘iyi´ kavramından vazgeçip, ‘kötü´ kavramına sarılmak demektir. Ben Güneyli olduğum için bazlamayı seviyorum, bazlama hamurunuz ‘iyi´ hamurundan olsun.

Kışın her yer su iken, bazı kaynak suları kışın dolup taşkınlık yaparken, yazın bazı kaynak sularının kuruduğunu görürüz. Suyun çıktığı yeri biraz eşeler kazarsak suyu bulabiliriz. Yaz gelince yağmur sularıyla kaynak beslenmediği için su kaybolmuştur. Ancak yerin derinliklerinde ve toprak derinliklerinden akıp gidiyorsa kaybolan suyu artezyen işlemleriyle toprak yüzüne çıkarılmakta. Zira Anamur´da muz seralarını sulamak için 10 metre 15 metre ve belki daha derin ya da daha yukardan su çıkarılmakta ve bahçeler bunun gibi artezyenlerle sulanmakta. Yani su kaybolmuyor. Görülemiyorsa kaybolmuş kabul ediliyor. Ama arandığı zaman ona ulaşılıp bulunabiliyor.

Ateş, kibrit çöpüyle ya da çakmak taşının birbirine çarpıştırılmasıyla oluşuyor. Meydanda odunlar tutuşturulmuş ısınıyoruz. Bir anda söndü. Ateş yok oldu. Tekrar bulunabilir mi? Tabi ki kibritle, çıra ya da otları tutuşturarak tekrar kaybolan ateşi bulabiliyorsun. Veya bizim olduğumuz tarafta kaybolduğunu düşündüğümüz ateşi komşunun bacasından tüten dumandan, orada ateş olduğunu biliriz, gider oradan ateş getiririz. Yani bizde kaybolan ateşi bulabiliyoruz.

Ahlak, uymak zorunda olduğumuz doğru davranışlar. O iyi olumlu davranışlar bizde var ise iyi insanız ve toplum içerisinde işini yapabilen, yardımcı olunan bir iyi insansınız. Ahlakı kuralları kazanmak pek kolay olamaz. Uzun vadeli bir süreç sonunda, çocukluktan itibaren kazanılmış toplum değerleridir. İyileri değil de kötüleri kazanmışsanız, yani kötü davranışlar gösteren bir insansanız, ahlakı değerleri; ahlakı kaybetmişsiniz demektir. İyi insan dedirtmek için çok uğraşmanız lazım. Çok kolay da olmayacaktır. İşte ahlakı kaybedince toplum tarafından güvenilmeyen, kötüleri seçmiş insan olarak değerlendirilirsiniz Bir daha da iyi insan ahlaklı insan dedirtmek zor. Ne diyor ahlak, beni kaybederseniz, bir daha asla bulamazsınız

2 KURUŞLUK DEĞER
3 kuruşluk insana, 5 kuruşluk değer verirsen; kalan 2 kuruşa seni satar.
Değer; bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet; üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Yüksek ve yararlı nitelik. Bir toplumda genel kabul gören veya benimsenen her türlü duygu, düşünce, davranış ve kurala değer adı verilmektedir. Değer, bir sosyal grup veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlaki ilke ya da inançlardır.
İnsanın satılması; insanın içindeki yaşama sevincini öldürür, artık insanlara ve çevrenizdekilere güvenmez olursunuz, bir insanı çok güvenirsiniz seversiniz arkadaş, dost gibi görürsünüz ve sizi hiç ummadığınız bir anda arkanızdan vurur ve artık içinizdeki çocuğu öldürürsünüz.

Her insanın yararlı nitelikleri vardır. Eğer bir insanı mevcut yararlı niteliklerinin üstünde gösterirseniz, bir süre sonra o insan, verilen kadar değerli sanmaya başlar kendini. Mütevazi, alçak gönüllü ve özverili davrandıkça, kendilerini senden daha değerli görmeye başlarlar ve işte aradaki fazladan verdiğiniz 2 kuruşla sizi satarlar. Sizi aşağıdaki grupların içine, kendisini kendine göre, değerli saydığı yere oturturlar.

Gerektiğinden fazla değer vermek; insanı içinden çıkılamayacak olaylara itebilecek durum. Verdiğiniz fazla değer, o insanın egosunu arttırır, herkesin kendisi için öyle düşündüğünü sanır, sizi takmaz ve size değer vermez.
“Eşeğe fazla değer verirsen kendini yarış atı zanneder.
Adam olmayana da fazla değer verirsen kendini adam zanneder.”
 Ve o verdiğiniz fazla değerin karşılığı olan 2 kuruşa sizi satar.

Hoş kalın. Ağustos 2016. Antalya. İsmet Kadıoğlu