Türkiye’nin aydın ve uyanık şehirlerinden birisidir Artvin.

            Bu şehri 1973 yılında tanıdım. Sonrasında çeşitli vesilelerle birkaç kez daha gittim.

            O zamanlar Artvin’e dar ve tehlikeli yollardan gidilirdi.

            Dönemin en büyük haber ajanslarından birisi olan Türk Haberler Ajansı’nın Doğu İlleri Bürosu Temsilcisi idim.

            CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in seçim gezisini Rize’den alarak benim takip etmem istendi.

            Erzurum’dan çıkıp İspir-İkizdere yolunu takip ederek tam 6 saatte gidebildim Rize’ye.

            Yol diyebilmek için bin şahit lâzımdı. Köstebek yuvaları üzerinde, minibüs içinde adeta zıplayarak yol almıştık.

            Hopa limanında, henüz “Karaoğlan” lâkabını alamamış olan Ecevit’e muhteşem bir karşılama yapılmıştı.

            CHP’nin tecrübeli politikacıları “Hopa, Hopa olalı böyle karşılama görmedi” diyerek sevinçlerini ifade ediyorlardı.

            Halkla konuştuğumda bunun teyidini gördüm.

            Haberi Şavşat postanesinden haber merkezimize yazdırırken “Ecevit Hopa limanında iktidar” başlığını kullanmıştım. Bazı gazetelerde bu başlıkla çıkmıştı.

            Ecevit, 1973 seçimlerinde tek başına olmasa da, iktidar olmuştu.

            Aynı Artvin bu gün yine bir şeylerin işaretini veriyor.

            Adeta destan yazarak veriyor bu işaretini.

            Milletin neresine koyduğunu terbiyesizce ifade eden bir müteahhide öylesine bir misilleme yapıyor ki dillere destan.

            Kendine asaleten, Türk milletine vekâleten…

            “Yeşilime dokundurtmam, ağaçlarımı kestirtmem, su kaynaklarımı zehirletmem” çıkışıdır bu.

            Artvin halkı çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden birlikte yüce bir direnişin örneğini sergiliyor.

            İktidarı adeta sarsıyor.

            Tıpkı Gezi direnişinde olduğu gibi.

            Sosyal refleks işte böyle günler için, böylesi durumlar için lâzım.

            Müteahhit doymuyor.

            İktidarın “en ziyade müsamahaya mazhar” elemanı gibi her iş ona veriliyor.

            Havaalanı, köprü, nükleer santral gibi devasa ihalelere 40 tane daha ilâve edin.

            Adam, bir türlü doymuyor.

            Şimdi de gözünü Artvin’deki altın madenine dikmiş.

            Müthiş bir dirençle karşılaştı.

            Milletin anasına-avradına söveni, Artvinli anasından doğduğuna pişman ediyor.

            Kendine asaleten, millete vekâleten.

            Tebrikler ve teşekkürler Artvin!

            Umarız, bu direniş milli bir uyanışa da vesile olur.